Batman şu iki aylık sürede iki fuara katıldı.
İkisi de Turizm fuarı.
Biri İzmir’de yapılan Travel Turkey fuarı, öteki ise İstanbul’daki EMMİT fuarı.
Bu fuarlara kim katılıyor diye merak ettim biraz araştırdım.
Yani bu fuarların düzenlenmesinin asıl amacı ne, onu bulmaya çalıştım.
Bu türden fuarlara genellikle, Otel İşletmeleri, Turizm İşletmeleri, Tur Operatörleri, Seyahat Acentaları, Turizm Tedarikçileri, Resmi Kurumlar, Diplomatik Temsilcilikler, Etkinlik Organizatörleri, Akademik Kurum ve Kuruluşlar ve Diğer Turizm Faaliyetleri ile ilgilenen firmalar katılır.
Acaba stant açıp, tanıtım, broşür, CD ve dokumanlarını dağıtmak, gittikçe zorlaşan uluslararası turizm pastasından pay alabilme anlamında ne kadar Batman’a katkı sağlayabilir?
Bunun muhasebesini bugüne kadar kim yaptı acaba?
Geçtiğimiz yıl Batman ile ilgili bir haberin bir bölümünü paylaşmak istiyorum sizinle.
Hangi ajansın geçtiğini bilmediğim için yazamadım ama sadece bilgilendirme maksadıyla paylaşıyorum.
Aynen şunlar yazıyor haberde; “12 Kişiden oluşan Tolly Tur ekibi, Batman'daydı. İstanbul'dan yola çıkan ve Batman başta olmak üzere bölgeyi turlayan yerli turist kafilesi, Batman'da güllerle karşılandı. Vali Yardımcısı Ertuğ Şevket Aksoy, İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet İhsan Aslanlı ve TÜRSAB yönetim kurulu üyesi İsa Koyun, Batman'a çıkarma yapan Tolly Tur ekibini güllerle karşıladı.
Batman'ın tanıtım materyallerinin de hediye edildiği ziyarette Tolly Tur GAP turu rehberi Emre Özkan, Batman'daki sıcak karşılamaya teşekkür etti.”
Şunu merak ediyorum; acaba geçen yıl bunun gibi kaç tur ekibi Batman’a geldi?
Gelseydi sanırım haberimiz olurdu. Çünkü mutlaka onlar da güllerle karşılanırdı.
Düşünebiliyor musunuz, bu tur ekibinde sadece 12 kişi var, hepsi yerli ve karşılaştıkları muamele karşısında şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar.
Sanki başka bir ülkeden 100-200 kişilik bir grup gelmiş ve Batman’da birkaç gün konaklayacaklar.
Ama öyle değil, gelenler sadece 12 kişilik yerli bur grup ve sadece Batman değil, Hasankeyf, Diyarbakır, Mardin ve Midyat’ı hızlandırılmış turla gezecekler.
En fazla biraz dinlenip bir-iki çay içecekler.
Şimdi burada sorumlu olan Kültür Turizm İl Müdürü İhsan Arslanlı, çıkıp son yıllardaki turist sayısını açıklamalıdır.
Mesela geçen yıl ve bir önceki yıl, Batman’a kaç yerli ve kaç yabancı turist geldi?
Ortalama olarak Batman’daki oteller, restoranlar ve esnaf ne kadar kazanç eldi etti?
Eğer bana artı bir getirisi yoksa bu fuarlarda bu kadar harcama yapılmasının bir anlamı var mı?
Ben fuarlara katılmayalım demiyorum. Ama getirisini de görmek istiyorum.
Bazıları bu fuarlarda ilimiz tanıtılıyor, reklamı yapılıyor diyorlar. Eğer bu reklam amacına ulaşıyorsa, her yıl binlerde turisti ağırlamamız gerekir. Bu olmuyorsa eğer niye reklam yapıyoruz?
Şimdi gelelim asıl meseleye…
Dikkat ediyorum, Batman fuarlara katıldığı her yıl en büyük reklamı Hasankeyf üzerinden yapıyor.
Sürekli arka fonda büyükçe bir Hasankeyf portresi mutlaka yer alıyor.
Hasankeyf aslında bunu fazlasıyla hakkediyor.
Çünkü tarihi bir mekânın UNESCO’nun Dünya Mirası Listesine girebilmesi için belirlediği 10 kriterden 9’unu karşılayan dünyadaki tek tarihi mirastır.
Ama bu kadar kriteri tek başına sağlayan bu tarihi mekan, ne yazık ki bir baraja feda ediliyor.
Ve ne yazık ki bütün turizm fuarlarında Batman’ın tanıtımında lokomotif görevi gören Hasankeyf ziyaretçilere kapalı.
Ziyaretçilere kapatılmasının nedeni olarak 7 yıl önce düşen ve bir kişinin ölümüne neden olan kaya parçası gösteriliyor.
Efendim neymiş, başka kaya parçaları da düşebilir, bu yüzden tehlikeliymiş.
2010 yılından beri tehlikeli olduğu için yerli ve yabancı turistlere kapatılan Hasankeyf kalesine ne hikmetse batı illerinden gelen bazı konuklar rahatlıkla alınıyor ve gezdiriliyor.
Şu soruma bir cevap istiyorum; bu kişilere izin veren Hasankeyf kaymakamı veya her kimse, turistlere ölüm tehlikesi var da bu özel konuklara yok mu?
Düşebilir denilen o kaya parçası ne hikmetse 7 yıldır sapasağlam duruyor. Daha 7 yıl daha duracağına eminim.
Paha biçilemez değeri olan Hasankeyf için söylenen tehlikeli kaya parçaları bir proje ile sağlamlaştırılabilirdi. Ama doğru, bu tarihi mirası sular altında bırakan bir zihniyet neden böyle bir şey yapsın ki.
Bilinçli bir şekilde insansızlaştırılan ve kamuoyundan saklanan bu tarihi ilçeye turist alınmıyor, ama bol bol reklamı yapılıyor.
Sırf Hasankeyf’i görmek için gelen turistler ise ne yazık ki hayal kırıklığı yaşıyorlar. Çünkü bu muhteşem tarihe sadece uzaktan bakabiliyorlar.
Aslında bu durumda söylenmesi gereken tek şey; bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…