12 Bin yıllık tarihinde öyle saldırılarla karşılaştı ki Hasankeyf…
Defineciler tarafından her karışı delik deşik edildi…
Yıkıcı Moğol istilasıyla karşılaştı…
Yıllar süren kuşatmalar altında kaldı…
12 Bin yılda 6 medeniyete başkentlik yaptı...
Ama hiçbirinde bugün yaşadığı yıkımı yaşamadı.
Dünyaya medeniyetin yayıldığı Mezopotamya’da, bugün tarihin en büyük yıkımlarından biri yaşanıyor ne yazık ki. Yeryüzünde benzeri olmayan bir tarih, insanoğlu eliyle yok ediliyor.
Vasiyetinde şöyle diyor Hasankeyf;
Tanrı evreni ve insanları, insanlar medeniyetleri, medeniyetler beni yarattı.
Adım, Hasankeyf.
12 Bin yaşındayım.
Henüz Asurlular yokken, Urartular yokken, Sümerler, Babiller, Gutiler, Hurriler, bunların hiçbiri yokken ben vardım.
Daha İbrahim doğmamışken, Zerdüşt doğmamışken, Yunus, Musa, İsa ve Hz. Muhammed doğmamışken, ben vardım.
Avesta yokken, Tevrât yokken, İncil ve Kur’ân yokken, ben vardım.
Gördükleriniz içinde benden daha eski olan tek şey, beni beslemek ve doyurmak için yaratılan Dicle Nehri’nin şiir gibi akan sularıdır.
**
İbrahim doğduğunda, adını ben koymuştum. “Bra-him”, yani “mağaranın kardeşi”. Ebesi oluyorum. Kardeşi Harran’ın da aynı şekilde.
Makedonya Kralı Büyük İskender’e seferinde ben yol gösterdim. Selahaddîn Eyyubî’ye Kudüs’ün yolunu ben açtım. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’a ata binmeyi ben öğrettim. Kerimxan Zend’i taaa Afganistan’lara ben sürdüm. Ahmed-i Xanî’ye, Feqiyê Teyran’a o şiirleri ben yazdırdım. Benim suyumdan içmeseydi hiç o kadar güzel olur muydu Adiabane Kraliçesi Helena?
Hasankeyf’in bu gün yaşadığı barbarlığa da birkaç sözü var;
“12 bin yıllık hayatım sizin barbarlığınız yüzünden sona erdi. Size emanet edilen en kıymetli medeniyet mirası, kurduğunuz barajların altında kalacak ve yok olacak.
Bu barbarlığınızı anlatacak kelime bulamıyorum. 12 bin yıl boyunca yeryüzü coğrafyasında konuşulmuş tüm dilleri biliyorum ama, bu dillerin hiçbirinde sizin bu barbarlığınızı anlatabilecek kelime yok.”
Hasankeyf birinci derecede sit alanı.
Böylesine alanlarda elinizde kazma kürekli dolaşamazsınız.
Ama bugün Hasankeyf’te, binlerce yıl boyunca insanların yaşam sürdüğü, 6 medeniyetin izlerini taşıyan 12 Bin yıllık bu tarihi mekanda ne yazık ki iş makineleri kazı yapıyor, mağaraları yıkıyor ve tarih adeta betona gömülüyor.
Bu eşsiz tarihi bugün yok edenler, tarih karşısında nasıl hesap verecekler?
Peki ya vicdanlara nasıl hesap verecekler?
Her gidişimde hayranlığım daha da artan ve huzur bulduğum Hasankeyf’e yaklaşık 1 yılı aşkın bir süredir gitmiyordum.
Orada yaşanan tahribatın fotoğraflarını bile gördüğümde için acıyordu.
Haftasonunda gitme fırsatım oldu.
Gördüklerim karşısında dehşete düştüm, yüreğim kanadı.
İnsanoğlunda nasıl bir vicdan var ki böyle bir yıkımı Hasankeyf’e reva görüyorlar.
Geçmişi olmayanın geleceği de olmaz
Şimdi geçmişini yok edenler gelecek için ne düşünüyorlar acaba?