Karaman’da bazı vakıflarla bağlantılı olduğu belirtilen yurtlarda kalan 10 öğrenciye yönelik taciz ve tecavüz iddiaları bundan iki hafta önce başlayan soruşturmayla duyuldu.
BirGün gazetesinin haberiyle ortaya çıkan soruşturma sürecindeki iddialara göre yurtlarda kalan en az 10 öğrenci, onlardan sorumlu olan bir öğretmen tarafından tacize uğradı. Olay bir çocuğun yaşadıklarını bir psikoloğa anlatması ve psikoloğun konuyu yetkililere bildirmesiyle ortaya çıktı.
Sanık 5 Mart’ta tutuklandı. İddianame ise geçen hafta tamamlandı ve yargı süreci başladı.
Konu o günden bu yana Türkiye’nin gündeminde üst sıralarda.
Geçen hafta konu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşındı. MHP çocukların her türlü istismardan korunması, yaşanan sorunların tespit edilmesi ve çözüme yönelik çalışmalar yapmak amacıyla komisyon kurulması için teklif verdi. Teklif HDP ve CHP’nin oylarına karşılık AKP’nin oylarıyla reddedildi.
Komisyonun kurulmaması sosyal medyada ve kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Ertesi gün, yani 24 Mart’ta çocuklara yönelik istismar olaylarının araştırılması için araştırma komisyonu kurulması Meclis’teki dört partinin oylarıyla kabul edildi.
CHP ise Karaman’a bir heyet göndererek konuyla ilgili bir araştırma yaptı. Şehre giden heyetin içinde yer alan Parti Meclisi üyesi ve avukat Sera Kadıgil, dava dosyasında suç tarihinin 2012’den başladığını ve kesintisiz olarak 2015 yılına kadar devam ettiğini belirtiyor.
Ailelerin tamamının şikayetçi olduğu dosyada, sanık hakkındaki suçlamalar ise çocuğa cinsel istismar, çocuğun nitelikli cinsel tacizi, fiili livata, ahlâka aykırı yayın izletmek.
Bu konunun önemi ile her geçen gün artan tepkiler var.
Tüm bunların üzerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun geçen hafta yaptığı açıklama tepkilerin büyümesine neden oldu. Bakan Ramazanoğlu, “Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Biz Ensar Vakfı'nı da tanıyoruz, hizmetlerini de takdir ediyoruz” dedi.
Sözkonusu Vakfın Türkiye genelinde 32’si İstanbul’da olmak üzere toplam 165 şubesi bulunuyor.
Bu vakfın himayesi altında birçok yurt bulunduğu bilinen bir gerçek. Ancak bu vakıf ile ilgili böyle bir haberin çıkması, vakfın itibarını yerle bir etti.
Tabi burada olması gereken eğer bu vakfın gerçekten bu olayla ilişkisi kanıtlandığı anda gerekli yaptırımların yapılmasıdır.
Bir grup bu vakfın bu olay ile bağlantılı olduğunu savunuyor.
Bir diğer grup ise ilişkisinin bulunmadığını söylüyor.
Karaman Valiliği ise yaptığı açıklamada adı geçen kurumların Karaman’da açtığı bir yurt bulunmadığı belirtti. Valilik açıklamasında şöyle deniliyor; “Kayıtların tetkikinde, olayın şüphelisi M.B.’nin Karaman İmam Hatip Okulu, İmam Hatip Lisesi ve Anadolu İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği (KAİMDER); yine Vakıflar Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre de Ensar Vakfı üyesi olmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca, adı geçen dernek ve vakıf adına İlimizde açılmış bir yurt bulunmamaktadır.”
Tepkiler üzerine Başbakan Ahmet Davutoğlu’da konuyla ilgili açıklama yaptı. Davutoğlu, Karaman'daki tecavüz iddialarının zanlısını ‘cani sapık’ olarak nitelerken, “Çocuklarımıza yönelik istismara karşı bu cani sapığın hak ettiği ceza ne yazık ki ceza hukukumuzda yok. Ama tüm milletimiz emin olsun ki bu caniye gereken cezanın verilmesi için bu davanın, bu çocukların hukukunun takipçisi olacağız. Biz her bir çocuğu gördüğümüzde kendi evladımızı görürüz. Hiçbir çocuğun herhangi bir caninin, sapığın elinde böylesine mağdur edilmesine izin vermeyiz. Eşref-i mahlukat olan insanın yüz karası olan bu şahıs bir daha gün yüzü görmeyecek” dedi.
Bu olayda açıklama yaptıktan sonra eleştiri okları Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’na çevrildi.
Yaptığı açıklama başlı başına bir skandal niteliğindeydi.
Bakan Ramazanoğlu, daha sonra katıldığı bir toplantıda bir konuşma yaparak, şunları söyledi; “Bu aşağılık, gerçekten hepimizi derinden yaralayan olayı gerçekleştiren kişinin en ağır şekilde cezalandırılması için takipçisi olmayı, hem bakanlığım, hem şahsım adına sürdüreceğim. Bu ve benzeri olaylardaki bakış açımız çok nettir. Mağdurların kişilik haklarının korunması suçluların en kısa zamanda cezalandırılması şeklindedir. Asla ve asla ne tolerans göstermemiz ne de üstünün örtülmesine müsaade etmemiz söz konusu olamaz, değildir. Bunun böyle bilinmesini ve çarpıtılmış bilgilerle oluşturulmaya çalışılan algılara itibar edilmemesini hepinizden rica ediyorum.”
Bakan Ramazanoğlu daha önce sarfettiği sözlerinin ciddiyetini anlamış olacak ki toparlamaya çalıştı ancak atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmişti bile.
Bakan, “Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” şeklindeki sözleriyle bu işte ne kadar acemi olduğunu gösterdi.
Peki, o zaman Sayın Bakan, gerekçe olabilmesi için acaba kaç kez olması gerekiyor?
Şimdiden bu sözler ile ilgili soru önergesi verilmiş ve Bakan’ın istifa etmesi için imza kampanyaları bile başlatılmış durumda.
Anlaşılan bu konu daha uzun süre gündemde kalacak gibi.
Spot: Bakan, “Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” şeklindeki sözleriyle bu işte ne kadar acemi olduğunu gösterdi.