24 Haziran’da yapılacak erken genel seçimler için başdöndürücü bir süreç yaşanıyor.
1946 yılında çok partili siyasi hayata geçen Türkiye’de bugüne kadar yedi kez erken seçim yapıldı, bir seçim de yenilendi.
Şimdi Türkiye dokuzuncu kez vaktinden önce sandık başına gidecek.
Peki, bundan önceki erken seçimlerin analizinden hangi sonuç çıkıyor.
Bu sekiz seçimin altısında birinci parti oy kaybederken, AKP 2007'deki erken seçimde oylarını artırdı.
AKP 1 Kasım 2015’te yenilenen seçimde de 7 Haziran 2015’teki oylarını 40,9’dan 49,48’e çıkardı. DSP ve ANAP 2002'de iktidar ortağıyken erken seçim çağrısı yapan Bahçeli'nin MHP'si 3 Kasım 2002'de yapılan erken seçimde yüzde 8,36 oy alarak barajın altında kalmıştı.
Tarih tekerrür eder mi? Bilinmez.
Ama bir gerçek var ki herkes 24 Haziran seçimlerinin sonuçlarını şimdiden merak ediyor.
Merak edilen konuların başında, bu güne kadar iki kez erken seçim çağrısı yapan MHP’nin her iki seçimde de yaşadığı oy kayıplarının 24 Haziran’daki seçim de yaşanıp yaşanmayacağı.
Mayıs 2002'de Başbakan Bülent Ecevit'in rahatsızlanması ve ilerleyen yaşının etkisiyle sağlık durumunun düzelememesi iddiası ile görevine devam edip edemeyeceği yönünde tartışmalar başladı. Bu gelişmeler sırasında koalisyon hükümetinin ikinci büyük ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 7 Temmuz 2002 günü yaptığı açıklamada 3 Kasım 2002 tarihinde erken seçim yapılmasını istedi.
İktidar ortağıyken erken seçim çağrısı yapan Devlet Bahçeli’nin 1999 seçimlerinde yüzde 18 oy ve 129 milletvekili kazanan MHP’si, 2002’deki seçimde yüzde 8,36 oy aldı ve barajı geçemedi.
7 Haziran seçiminde, 2002'den bu yana ilk defa bir parti tek başına iktidar olamadı. AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, koalisyon senaryoları için CHP, MHP ve HDP liderleriyle görüşme yaptı, ancak sonuç alınamadı.
Bu tarihten sonra erken seçim isteyenlerin başında yine MHP Lideri Devlet Bahçeli vardı.
Türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden biri 7 Haziran 2015 tarihinde yapıldı. Ancak hiçbir parti tek başına iktidar olabilecek vekil sayısını alamadı.
Son olarak, 13 Ağustos'ta AK Parti-CHP arasındaki koalisyon görüşmelerinin bir sonuca ulaşmadığının duyurulmasıyla, Başbakan Davutoğlu erken seçimi tek ihtimal olarak nitelendirdi.
Ancak erken seçimi isteyenlerin başında yine MHP Lideri Devlet Bahçeli vardı.
Türkiye 1 Kasım 2015 seçimine Ahmet Davutoğlu başbakanlığındaki, seçim hükümetiyle girdi. Seçim hükümetinde AKP ve HDP’lirle bağımsız isimler yer aldı. MHP’nin kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş, Devlet Bahçeli’nin ret kararına rağmen başbakan yardımcılığı teklifini kabul ederek MHP’den istifa etti.
7 Haziran’da yüzde 40,87 ile 258 sandalyede kalan AKP oy oranını yüzde 49,50’ye çıkararak yeniden tek başına iktidar oldu.
CHP oy oranını yüzde 0,37 artırarak yüzde 25,32’yle iki sandalye daha kazanırken, erken seçim isteyen Bahçeli’nin MHP’si oy kaybetti. 7 Haziran’da yüzde 16,29 ile TBMM’ye 80 vekil sokan MHP’nin oy oranı yüzde 11,90’da kalınca sandalye sayısı yarı yarıya düştü.
İşte bu nedenle 24 Haziran seçimlerinin sonucu oldukça merak ediliyor.
Önemli bir konu ise milletvekili adaylarının belirlenmesidir.
Adaylık sürecinin başlamasının ardından özellikle iktidar partisinde hareketlilik tavan yaptı.
Şu ana kadar 40’ın üzerinde kişi Batman’dan Milletvekili adayı olmak için başvuruda bulundu. Başvurular son güne kadar da devam edecek gibi. Ak parti de aday adayı sayısı 50’yi geçer.
Diğer partilerde ise bu hareketlilik yok.
Merak edilen konu ise adayların nasıl belirleneceği.
Halk seçimlerde sandığa gidiyor ve kendisine vekil olacak kişiyi seçiyor. Ama ne yazık ki aday adayları içiresinde kendisine vekil olacak kişiyi seçemiyor. Sizce de burada bir terslik yok mu?
Bazı partiler anket ve temayül yoklamaları yapıyor, ama son kararı genel merkezdekiler veriyor.
Halk vekilini seçtiği gibi, adayını da seçmeli bence…