“KADEMELİ BİR ASGARİ ÜCRET DÜZENLEMESİ ŞART”
Kot pantolon ihracatı yaptıklarını kaydeden Öztürk, “Bugün bizde işe başlayan birisi en az, asgari ücretle başlayacak, dolayısıyla bu da bizim açıdan çok büyük bir sıkıntıya sebebiyet veriyor. Biz bugün işe başlayan bir çırağa asgari ücret verdiğimiz için, usta makinacıya ekstradan bin lira fark vermemiz lazım ki, bu da bizi ciddi manada sıkıntıya sokuyor. Bu yüzden kademeli ve bölgesel bir asgari ücret düzenlemesi lazım. Usta makinacı ile bugün işe başlayan bir çırağın hak edişleri aynı olmamalı” dedi.
“ENERJİ FİYATLARINDA ORANTISIZ BİR ARTIŞ VAR”
Son süreçlerde enerji fiyatlarında orantısız bir artış olduğunu dile getiren Öztürk, “Akaryakıt da aynı şekilde hem lojistiği hem de servis işimizi ciddi manada zorlaştırdı. Erzak fiyatları da keza yükselmiş durumda. Günlük olarak personele yemek yapıyoruz. Bu artışlar işi ciddi manada olumsuz etkiliyor. Onun dışında ham madde girdilerimiz, iplik fiyatlarımızı, yedek parça fiyatlarını geçen seneye oranla kıyasladığımız zaman en az yüzde 300, hatta yüzde 500’e kadar artış gören kalemler var. Yani son süreçte tekstil sektörü sıkıntılı bir dönem geçiriyor” diye konuştu.
“36 BİN RESMİ KAYITLI TEKSTİL ÇALIŞANI VAR”
SGK’ dan en son aldıkları verilere göre Batman’da 36 bin resmi kayıtlı çalışan olduğuna dikkat çeken Öztürk, “Daha önceden Batman Ticaret ve Sanayi Odası ve vali bey de açıklama yapmıştı, gayri resmi çalışanla beraber şuan bu sektörde 40 bin insan istihdam edilmiş durumda. Batman özelinde baktığımız zaman, 40 bin insan sayısını bir asgari ücretle çarptığımızda bu oran 180 milyon liraya denk geliyor. Aylık 180 milyon lira sadece personel maaşına gidiyor. Benim burada aylık 1,5 milyon cirom var ise bunun 1 milyon 100 bin lirası direk personele gidiyor. Bunun 100 bin lirası direk servislere, erzakçıya, halciye, manavına gidiyor. Yani tekstilin şehrin bütün döngüsüne etki eden bir yanı var. Bu sektörde en az kazanan işverendir. Yani 1,5 milyon TL ciro yapan bir adam, işler iyi giderse, kaza bela olmasa 100 bin TL kazanır, 1 milyon 400 bin lirası ise personel maaşı, servisi, erzağı, yedek parçacısı, inşaatçısı vs, piyasanın içine giriyor. Kendimizi teselli ettiğimiz konu da, bu sıkıntının ortasında tek moral kaynağımız, ay başı geldiğinde burada çalışan bu gençlerimizin, bu insanlarımızın ceplerine maaşları girdiğinde, elde ettiğim mutluluğu inanın tarif edemiyorum” dedi.
“TEKSTİL BATMAN İÇİN BİR NİMETTİR”
Gençlerin artık ekonomik bir özgürlüğe ulaştığını belirten Öztürk, “Son süreçlere de baktığımızda Batman’da bir huzur ortamı hakim. Bunun en büyük kaynağı tekstildir. Çünkü çalışan insan, kazanan, üreten insan farklı yollara girmez, girmek istemez. Hatta bir ara Emniyet Müdürümüzle konuşurken bize ‘ Sizin sayenizde sokaklar tertemiz, gençler artık işinde, gücünde” dedi. Tabii bu huzurlu ortamın hepsini kendimize mal edemeyiz, ama tekstilin batman için büyük bir önem arz ettiğini, Batman için bir nimet olduğunu söyleyebilirim. Ama bu nimetin kıymetini bilmez isek, bu bir felakete dönüşebilir. Hepimizin tekstilin değerini, kıymetini bilmesi lazım” diye konuştu.
“TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN ÖNÜNÜ AÇMAK LAZIM”
Tekstilin Batman’a kolayca gelmediğini vurgulayan Başkan Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Büyük emekler verilerek bu noktaya gelindi. Bu konuda bir noktaya gelindiyse bunun değerini kıymetini bilmek lazım ve kalıcı olması için de tekstil sektörünün önünü açmak lazım. Batman gibi bir yerde halen bir arıtma tesisimiz yok. 40 bin istihdam var ve tüm dünyaya üretim yapıyoruz. Batman olarak dünyanın, Avrupa’nın bütün markalarını biz Batman’da üretiyoruz. İşin hamallığını, en ağır tarafını yapıyoruz. İhracat üretimi Batman’da yapılıyor ama bu ihracat rakamları Batman’ın hanesine yazılmıyor. Çünkü burada yıkama tesislerimiz, arıtma tesislerimiz yok. Şu an tır yükleme yapıyor, buradan Bartın’a gidecek. Buranın emeği Bartın’ın hanesine yazılacak. Çünkü burada altyapı donanımımız olmadığı için biz mecburen fason çalışıyoruz. Dosya teslimi iş alamıyoruz. Dediğim gibi, tekstilin kalıcı olması için bu donanımların hepsi olması lazım ki, biz dosya teslimi iş alabilelim. Direk müşteriden biz kendi markamızı üretebilelim. Herkes diyor ki neden markalaşmaya gitmiyorsunuz? Markalaşabilmek için öncesinde alttaki merdivenleri çıkmamız lazım. Bunlar bir tek adımla olacak işler değil. Bu sorunun aşılması için de iş Valiliğe düşüyor ama genelde baktığınız zaman, Bakanlığa kadar uzanan bir yol var. Sadece Vali beyin kendi imkanlarıyla yapabileceği bir durum değil. Çünkü valiliği, ili aşan, prosedüre takılan şeyler var, Bakanlığın desteğine ihtiyaç duyulan noktalar var. Örnek vereyim, mesela halen Batman Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) yıkamalar var ama kanal bağlantı izni veremiyorlar. Neden? Çünkü arıtma tesisi yok. Belki de bir ilkiz, Türkiye’de arıtma tesisi olmayan bir organizeyiz.” Haber-Recep Akın