Hasankeyf şu günlerde hiç olmadığı kadar hüzünlü,
Hiç olmadığı kadar ürkek,
Ve hiç olmadığı kadar öfkeli…
Ilısu barajının tehdidi altındaki Hasankeyf’e suların ulaşması an meselesi.
Bu sular sadece bir ilçeyi yutmayacak, 12 Bin yıllık bir dünya tarihini, burada yaşamış medeniyetlerin izlerini, binlerce insanın anılarını ve gelecek nesillerin geçmişini de yok edecek.
Hasankeyf bir dünya tarihi.
Hasankeyf el üstünde tutulması ve gelecek nesillere bozulmadan ulaştırılması gerekirken, bugün 50 yıllık ömrü olan bir baraja feda ediliyor.
Yaklaşık 12 bin yıllık geçmişe sahip Hasankeyf, 1981 yılında Türkiye'de doğal koruma alanı ilan edildi. TBMM'de kabul edilen tasarıyla Hasankeyf'in bir an önce boşaltılmasına karar verildi.
Şu an boşaltılan eski yerleşim alanının tamamen boşaltılması ve burada kazıların yapılması kararlaştırılmıştı.
Çünkü burada kazı yapan bilim adamları, eski yerleşim salanının binlerde yıllık bir yaşam alanı olduğunu belirtmiş ve bu yüzden burada kazı yapılması gerektiğini belirtmişti.
Geçtiğimiz günlerde kepçelerle kazılan eski çarşının altından fışkıran tarihi kalıntılar, bunun en bariz örneği.
Bugün dünyanın gıpta ile baktığı ve UNESCO dünya Mirası Listesinde yer alan eserler, UNESCO tarafından belirlenen 10 kriterden en az bir tanesini karşılaması gerekiyor.
Hasankeyf ise 10 kriterden 9’unu karşılayan dünyadaki tek yer.
Hasankeyf’in sahip olduğu kriterler;
* Yaratıcı insan dehasının ürününü temsil etmesi.
* Tarihin belli bir zamanını veya kültürel mekânını, mimari veya teknolojinin gelişimini, anıtsal sanatları, şehir veya peyzaj mimarisinin insani değerler arasındaki etkileşimini göstermesi.
* Kültürel geleneğin, yaşayan veya kayıp bir uygarlığın eşi olmayan veya istisnai tanıklığını içermesi.
* İnsanlık tarihinin anlamını taşıyan veya temsil eden bir yapı, mimari veya teknolojik topluluğun seçkin örneği olması.
* İnsan yerleşimine, toprak veya deniz kullanımına ilişkin bir örnek sunması, özellikle bu örneğin geri dönüşümü olmayan değişimlerin etkisiyle dayanıklılığını yitirmemesi.
* Üstün bir doğal mucize ya da istisnai doğal güzellik ve estetik önem arz eden alanlar içermesi.
* Dünya tarihinin hayatın varlığı, kara parçalarının ya da önemli jeomorfik ve fizyografik detayların oluşmasında süre gelen önemli jeolojik süreçlerin önemli devrelerini temsil eden örneklerden olması.
* Evrensel anlamda devam eden ekolojik veya biyolojik gelişimin örneği olması, veya ekosistem, kaynak su, karaya ait gelişim, hayvan ve bitkisel topluluğun örneği olması.
* Biyolojik çeşitliliğin yerinde korunması için bilimsel olarak ve çevre korunması bağlamında tartışılmaz evrensel öneme sahip tehlike altındaki türler de dâhil olmak üzere gerekli pek çok önemli doğal habitata sahip olması.
Hindistan’daki Taç Mahal bir, Kamboçya’daki Angkor Watt Tapınağı iki, Çin Seddi beş, Mısır Piramitleri üç, Hindistan’daki Taç Mahal sadece bir, Amerika’daki Büyük Kanyon dört, Venedik Şehri ve Lagünü beş, Kapadokya iki, Divriği Ulu Cami bir kriterle bu listede yer alıyor.
Oysa Hasankeyf dokuz kritere birden sahip.
Ilısu barajı tamamen su tuttuğunda; Fırat Kaplumbağası (Rafetus euphraticus), Kızıl akbaba (Gyps fulvus), Çizgili sırtlan (Hyaena hyaena), Yeşil arıkuşu (Merops percicus), Küçük kerkenez (Falco naumanni), Alaca yalıçapkını (Ceryle rudis) ve Fırat kavağı (Populus euphraticus) yok olup gidecek.
Şuna skimse anlam veremiyor;
Hasankeyf gibi bir yerin gözbebeği gibi korunması gerekirken, iş makineleri ve betonarme ile kaplanması ve 50 yıllık bir baraja feda edilmesi hangi mantığın eseri.
Bugün turistlerin gezmesi gereken yerlerde buldozerlerin kazı yapması hangi akla sığar.