Geçmişte ülkeyi bölmek için birçok deneme yapıldı.
Sağcı-solcu, Alevi-Sünni, Dinci-Kemalist diye ayrıştırmalar yapıldı. Ülke kaosa sokuldu ama yinede bölünmedi.
Şu son birkaç gün içinde sanki bir düğmeye basılmış gibi tehlikeli oyunlar oynanıyor.
1,5 aya yakın süredir başlayan çatışmalarda en ağır bilanço şu son 3 günde oluştu.
Asker, polis toplam 30 şehit.
Birde bölgenin birçok yerinde yaşanan çatışmalarda yaşamını yitiren siviller…
Böylesi gergin ortamlarda sağduyuyu elden bırakmamak gerekir. Özellikle siyasilerin ağzından çıkan her cümleyi dikkatlice seçmesi lazım.
Böylesine gergin bir ortamda özellikle ülkenin batı illerinde yaşananlar tehlikenin boyutunu şimdiden gösteriyor gibi.
Birileri çıkıp HDP’ye oy veren 6 Milyon kişiyi ‘Terörist’ olarak gösteriyor, bir diğeri yaşanan ölümlerden açık ve isim vererek birilerini sorumlu tutuyor, bir diğeri daha ileri giderek HDP Lideri Demirtaş’ın saldırı emrini verdiğini belirtiyor ve ‘Katil’ manşeti atıyor.
Tüm bunlar yaşanırken batıda sokağa çıkan faşist milliyetçiler, sadece HDP’ye değil, Tüm Kürtlere ve Kürt unsurlara saldırıyor.
Dikkat edin HDP’ye değil, tüm Kürtlere…
Sadece son 2 gün içerisinde Türkiye'nin neredeyse tüm kentlerinde HDP il ve ilçe binaları saldırıya uğrarken, en son önceki gece Ankara Çankaya'da bulunan HDP Genel Merkezi, ırkçı gruplar tarafından yakılarak kullanılmaz hale getirildi. HDP Genel Merkezi'nden alınan bilgiye göre iki günlük süre zarfında HDP binalarına dönük 305 saldırı gerçekleştirildi.
Saldırıların başladığı 7 Eylül günü 127 merkeze saldırı gerçekleşirken dün gün boyu ve akşam saatlerinde de devam eden saldırılarda 178 bina saldırıya uğradı. Tek gözaltı ise HDP Genel Merkezi'ne gerçekleşen saldırının ardından Çorum nüfusuna kayıtlı birinin gözaltına alınmasıyla yaşandı. HDP Sultanbeyli ve Bağcılar ilçe binalarına saldırı gerçekleştiren ırkçı gurupları engellemeyen polis, aralarında HDP Bağcılar ilçe eş başkanları Cevdet Halim, Emine Çaynak ve HDP Sultanbeyli İlçe Eş Başkanı Rüstem Kandilci'nin de bulunduğu yaklaşık 50 kişiyi gözaltına aldı. HDP'ye seçim süreci boyunca sadece 126 saldırı yaşanırken, iki günde meydana gelen saldırılar bunun iki katı oldu.
Bunlar HDP’ye yönelik saldırılar.
Bu illerde bulunan Kürt kökenli vatandaşlara ait işyerleri taşlandı ve ateşe verildi, kül edildi. Bu da yetmedi şehirlerarası yollarda bölge illerine ait otobüsler durdurularak kullanılamaz hale getirildi.
Van iline ait bir otobüse yönelik saldırı görüntülerini izleyenler durumun ne kadar vahim olduğunu anlamışlardır.
İçinde çok sayıda kadın ve çocuk bulunan otobüse atılan taşlardan tüm camlar kırılıyor. İçerdekiler büyük bir korku içinde linç edilmek isteniyor.
Gruba bakıyorsunuz, aralarında kadınlar ve yaşlılar bile var.
Ancak bu kişilerin bilinçli ve organizeli bir şekilde oraya getirildikleri belli.
Önceki akşam ülkü ocakları tarafından ‘Teröre lanet’ adı altında yürüyüşler yapıldı.
Atılan sloganlardan biri şöyle; “Operasyon değil, katliam istiyoruz.”
Beşiktaş Barbaros Caddesi üzerinde yapılan bu yürüyüşün ardından yol kenarına park edilen minibüslere bindirilen kişiler, saldırıların yapıldığı HDP binalarının olduğu yerlere taşındı. Irkçı grubun, sosyal medyaya düşen minibüse bindirilme görüntüleri saldırının nasıl organize edildiğini gözler önüne serdi.
Gazeteci Levent Gültekin’in bir yazısından bir bölümü paylaşmak istiyorum; “Bir baba ve çocukları var. Baba daha ilk yıllardan itibaren bu çocuklarından birinin adam olmayacağını düşünüyor.
Büyüyünce evden kaçıp çetelere katılacağını, ipsiz sapsız bir evlat olacağını varsayıyor.
Bütün davranışlarını ve sözlerini “Bu çocuk adam olmaz” düşüncesi üzerine bina ediyor.
Böyle bir korkusu olduğu için çocuğun üzerinde büyük bir baskı kuruyor.
Adeta göz açtırmıyor. Bu düşüncesinden dolayı eğitimine özen göstermiyor. Çocuğun sorunlarına anlayışlı bir tutumla yaklaşmıyor.
Ve bir gün geliyor o çocuk tam da babanın bu baskı ve şiddet politikaları yüzünden evden kaçmak durumunda kalıyor.
Türkiye’yi yönetenlerin kendi halklarıyla ilgili tutumu bu babanın çocuğuyla ilişkisine benziyor.
Özellikle Kürtlerle ilgili yaklaşımları.”
Topyekun HDP’ye oy verenleri ‘Terörist’ ve ‘Bölücü’ olarak lanse edersen, birileri senin o ‘Terörist’ diyerek hedef gösterdiğin kişilere saldırır. Bunun tek sorumlusu ise sen olursun.
Ülkeyi bölmek istersen, içinde yaşayanları ayrıştırırsın. Tıpkı şimdi yapıldığı gibi…
Şimdi birileri cevap versin bu ülkeyi bölmek isteyen kim?