Ülke olarak darbe girişiminin şokunu atlatmış değiliz.
Zaman geçtikçe darbecilerin nasıl bir plan hazırladıkları da ortaya çıkıyor.
Planın başarıya ulaşması için öngörülen yollardan biri de kaos ortamı yaratmaktı.
Oldukça organize bir darbe girişimi olduğu anlaşılıyor.
‘Paralel Devlet Yapılanması’ (PDY) mensuplarının darbe girişiminin arka planı, bu yapıya üye olanların tespiti, nasıl haberleştikleri, faaliyetlerini nasıl yürüttükleri de netleşiyor.
MİT tarafından FETÖ/PDY mensuplarının kendi aralarında özel olarak mesajlaştıkları bir konuşma programı bile oluşturulmuş.
Devletin resmi kurumları içindeki tasfiyelerin ağırlıklı olarak bu listeden başlatıldığı öğrenildi.
Bu program üzerinden 40 bin kişilik isim listesine ulaşıldı.
Bu liste Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Genelkurmay ve diğer ilgili birimlerle paylaşıldı. Kırılan bu program, örgüte ilişkin birçok veri sağladığı gibi kurumlarda kendisini gizlemiş kripto PDY mensuplarına ilişkin bilgi sağladı. Tasfiyelerin ağırlıklı olarak bu listeden başlatıldığı öğrenildi.
Darbecilerin Meclis ve siyasi partileri feshetmeyi hedefledikleri; belediyeleri, valilik ve kaymakamlıkları il sıkıyönetim komutanlıklarına bağlamayı öngördükleri öğrenildi. AK Parti milletvekilleriyle birlikte HDP'li vekilleri de tutuklamayı planlayan darbeciler, sıkıyönetim mahkemelerinde Cumhurbaşkanı dahil iktidar mensuplarını, medyadan, bürokrasiden ve iktisat dünyasından isimleri yargılamayı da hedeflemişti. Bazı mekanize-motorize-zırhlı birlik komutanlarının darbeye iştirak etmemeleri, komando tugaylarının desteğini alamamaları, dengeleri değiştirdi. Darbecilerin kullandıkları örgütlenme, yöntemler ve sivil halk dahil aşırı şiddete başvurmaları, kitleyi insan ölümleri üzerinden iç savaş başlatmaktan çekinmediklerini sergiledi.
ÖCALAN DA HEDEFTEYMİŞ
15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminde darbecilerin hedeflerinden birinin de İmralı Cezaevi'nde bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan olduğu ortaya çıktı.
İddiaya göre darbeciler Öcalan'ı ele geçirip kaçırmayı veya infaz etmeyi planlıyordu. Darbe girişimi bertaraf edilince bu plan hayata geçmedi. Darbecilerin Öcalan'ın ölümü üzerinden Kürt halkını sokağa dökmeyi, kaos çıkarmayı planladıkları öğrenildi.
Darbecilerin Öcalan’ı hedef aldığı iddialarının ardından doğal olarak endişelerde artmaya başladı. Uzun bir süredir ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmeyen Öcalan’ın sağlık durumu net değil.
Darbecilerin Öcalan’a zarar verme ihtimali var. Bu yüzden birçok kurum günlerdir Öcalan ile görüşün sağlanmasını, avukatları ve ailesinin kendisiyle görüştürülmesini istiyorlar.
Darbe girişiminin ardından kendisiyle görüşülemediği için durumundan kaygı duyulan Abdullah Öcalan'ın avukatları ve ailesi tarafından önceki gün Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan görüşme başvurusu, “Görüşme şartları oluştuğunda size haber vereceğiz” denilerek, reddedilmişti.
Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Cengiz Çiçek, savcılığın ret gerekçesine tepki gösterdi. Savcılığın ‘görüşme şartları’ açıklamasına değinerek Öcalan ile avukatları olarak görüşmelerinin tek şartı ve dayanağının yasalar olduğunu belirten Çiçek, yasalar dışında bir görüşme şartının oluşmasını beklemenin tecrit meselesini politik bir bağlama çekmek anlamına geleceğini söyledi. Çiçek, “Dolayısıyla bu gerekçe, İmralı tecrit uygulamalarının devletin politik bir tercihi olduğunun itirafı niteliğindedir aynı zamanda. Oysaki talebimiz çok nettir. Ülkede iktidarın bile kimyasını bozan tehdit dozajı bu kadar yüksek bir darbe girişiminin ardından müvekkilimizin durumundan kaygılanmak ve acil olarak görüşmek istememiz toplumsal olduğu kadar mesleki ödevimizdir de aynı zamanda” dedi.
Kaygılarının bununla sınırlı olmadığını dile getiren Çiçek, “Adeta bir intihar girişimi şeklinde tezahür eden darbeci teşebbüsün, ülkenin Cumhurbaşkanı'nın hayatına kastettiği bir gözükaralık ortamında müvekkilimize dair kaygılarımız son derece makul görülmelidir. Bu talebimizi de başta hükümet olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlar böyle değerlendirmelidir. İmralı hukuksuzluğunun adeta sabır çatlatan düzeyine rağmen Sayın Öcalan ile görüşme talebimiz, bu kaos ortamında Kürt halkının da kaygılarının bir ifadesi ve toplumsal gerilimi düşürmeye yönelik sağduyulu bir talep olarak karşılanmalıdır” diye konuştu.
Darbe kalkışmasının ardından sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcileri, darbe girişimi sonrası can güvenliğinden endişe edilen Öcalan için bir heyetin İmralı’ya gönderilmesini istiyor.
Bu gayet haklı ve mantıklı bir talep.
Eğer darbecilerin gerçekten böyle bir iddiaları varsa, Öcalan’ın tehlikede olması veya başına bir olayın gelmesi ihtimali de vardır. Bu nedenle devlet yetkililerinin derhal bir açıklama yapmaları gerekir.
Öcalan’ın Kürtler için ne kadar hassas bir konu olduğu biliniyor. Bu nedenle bu açıklamanın bir an önce yapılması lazım.