Ak Parti hükümetinin Türk siyasetinde söz sahibi olmasından sonra sık sık yaptığı “Komşularla sıfır sorun” politikası oldukça anlamlıydı.
Şimdi gelinen noktada bunu söylemek ise mümkün değil. Çünkü sorunlu olmadığımız neredeyse tek bir komşumuz bile kalmadı.
Son olarak Rusya ile yaşanan uçak düşürme krizi ise son olay oldu.
Bu olay sonrası bölgede dengeler değişti.
Birkaç ay öncesine kadar iyi birer dost olan Rusya ve Türkiye şimdi birbirini kollar hale geldi.
Rusya uçağının Türkiye sınırını ihlal ettiği gerekçesiyle düşürülmesinin ardından Rusya Türkiye sınırına yakın Suriye topraklarında karargahlar oluşturdu.
Buraya S 400 füzeleri yerleştiren Rusya, adeta Türkiye’nin elini kolunu bağladı. Şimdiye kadar Türkiye Suriye sınırını istediği gibi ihlal edebiliyordu. Ancak Rusya, adeta tehdit edercesine, “Şimdi ihlal etsin de görelim” mesajı verdi.
Komşularla yaşanan bu sorunların yanısıra Türkiye’nin ‘Kırmızı Çizgimiz’ dediği tüm çizgiler aşıldı.
Hatırlarsınız, geçtiğimiz Kasım ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’deki gelişmeleri değerlendirmiş ve ‘Fırat’ın doğusu’ ile ilgili şu sözleri söylemişti; “Halep'te çok ciddi Türkiye ile akrabalık bağı olan insanlar yaşıyor. Halep, nüfusu 2 milyonu bulan Suriye'nin en büyük şehirlerinden bir tanesi. Fakat Cerablus olayı çok stratejik konular. Nitekim, Fırat'ın batısına geçme noktasında kararlılığımızı biliyorsunuz. Kimse Fırat'ın batısına bir defa geçemez. Bu konuda çok kararlıyız. Geçenlerde teşebbüs ettiler, gereği de yapıldı. Bu konuda hassasiyetlerimiz çok daha farklı bir şekilde devam edecek.”
PYD, Nusaybin karşısındaki Kamışlı’dan, Mürşitpınar karşısındaki Kobani'ye uzanan 400 kilometrelik bölgeyi kontrol ediyor ve Cerablus ile 'sınırı' Fırat nehri çiziyor.
Gaziantep'in Karkamış İlçesi'nin hemen karşısında bulunan Suriye'nin Halep kentine bağlı Carabulus İlçesi, iç karışıklığın ardından 2012 yılında muhalif güçlerin eline, 2014 yılının ilk günlerinde ise IŞİD denetimine geçti. IŞİD denetimine geçmesinin ardından Türkiye, güvenlik gerekçesiyle Karkamış Sınır Kapısı'nı kapattı.
Bu süreçte Fırat'ın doğusundaki PYD güçleri ise Şanlıurfa'nın Ceylanpınar, Akçakale ve Suruç ilçesinin karşısındaki bölgeleri kontrolüne aldı. Fırat'ın doğusunu kontrolü altına alan PYD, Kilis'in karşısındaki Afrin kantonu ile birleşmek için Carablus'u da ele geçirmek istedi. Fırat nehrini kırmızı çizgi olarak gören ve bu konuda tepkisini sık sık dile getiren Türkiye, birkaç kez Carablus'a geçmeye çalışan PYD'lileri müdahale ederek engelledi.
Ancak Rusya ile yaşanan krizin ardından işin rengi değişti. Şimdi Rusya’nın yanısıra ABD’nin de destek verdiği PYD Fırat’ın batısını çoktan geçti bile.
Fırat Nehri’nin ve Teşrin Barajı’nın doğu yakasındaki YPG mevzilerinde şu an büyük bir heyecan var.
Buraya Fırat Eyalet Sorumlusu Simko komuta ediyor. Simko, Teşrin Barajı’nın hayati derecede önemli olduğunu, burayı aldıkları için bir adım öne geçtiklerini anlatıyor ve ekliyor; “Teşrin Barajı sadece elektrik üreten sıradan bir baraj değil. Aynı zamanda Afrin’e giden kapı demek. Biz burayı alarak Fırat’ın batısına geçtik ve tarihî bir adım atmış olduk.”
Böylece bir ‘Kırmızı Çizgi’ daha aşılmış oldu.
Daha önce ‘Kırmızı Çizgi’lerden bahseden yetkililer ise şu sıralar suskunluğunu koruyor.
İşin diğer yönü kimse çıkıp ‘Hani ne oldu Kırmızı Çizgilere’ demiyor bile.
Türkiye dışında hiç kimse PYD’yi tehlike ve düşman olarak görmüyor.
Baksanıza ABD Başkanı Barack Obama, IŞİD'le mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk'ü Kobani'ye göndererek Kürt muhalifler ile görüştürmüş.
Bölgede iki gün kalan McGurk, izlenimlerini attığı fotoğraf ve Tweetlerle şöyle özetledi; “
Geçen hafta sonu, IŞİD'le mücadeleyi incelemek üzere Suriye'nin kuzeyinde iki gün geçirdim. Ziyaretin bir günü, yerel liderler ve vatandaşlarla, güvenlik ve insani durumu incelemek üzere Kobani'yi içeriyordu.
IŞİD teröristlerinin kalıntıları hâlâ, eskiden güçlü oldukları Kobani kent merkezi yakınlarından kaldırılıyor.
Kobani savaşından 1000'den fazla Kürt şehide saygılarımı sundum. IŞİD'in kuşatması geçen hafta bir yıl önce kırıldı.
IŞİD teröristlerinin Kobani, Tikrit, Ramadi ve yakında Rakka ile Musul'un dayanıklı insanları karşısında şansı yok.”
Türkiye’nin ‘Terörist’ dediği PYD’lilere McGurk ‘Şehit’ diyor.
Türkiye’nin dış politikası hiç olmadığı kadar zarar gördü.
Şimdi artık güvenirliği sorgulanır hale geldi. Bunun tek sorumlusu siyasi iktidardır.
Gerginlik siyasetiyle sorunların çözülemeyeceğini artık herkesin anlaması gerekir. Yaşanan iç sorunlar daha çözülmemişken yeni dış sorunlar yaratmak, bu ülkeye yapılacak en büyük ihanettir.