Cizre’ye giden heyetler, STK’lar, avukatlar hep aynı soruyu soruyor: Cizre’de ölen Dört çocuk annesi Maşallah Edin, 10 yaşındaki Cemile Çağırga, Yedi çocuk annesi Meryem Süne, 60 yaşındaki Eşref Erdin, 35 günlük Muhammed bebek ve diğerleri sivil değimliydi?
Bu soruyu Başbakan Ahmet Davutoğlu’na soruyorlar.
Cevap hala gelmedi.
9 gün süreyle Cizre’de sokağa çıkma yasağı uygulandı. Bu süre içinde adeta savaş durumu vardı. Sokak aralarında çatışanlar, devlet binalarının üzerine konumlanan keskin nişancılar.
Cizre’de yaşanan bu sahneler bir savaş filminden çıkmış gibi. Tek bir fark var, filmlerde insanlar rol icabı ölüyor, ancak Cizre’de bu gerçek. Hem de kadın, çocuk ve yaşlısıyla…
Şırnak'ın Cizre ilçesinde 9 gün süren asker, polis ablukasında 21 sivil yaşamını yitirdi. 9 Eylül gecesi Maşallah Edin ve gelini Zeynep Taşkın Cudi Mahallesi'ndeki evlerinin önünde keskin nişancılar tarafından vuruldu. Uzun süre yaralı halde yerde yatan Maşallah Edin ve Zeynep Taşkın, kan kaybından yaşamını yitirdi. Zeynep kendini henüz bir yaşındaki çocuğu Berxwedan Taşkın'ın üzerine attı ve çocuğunun hayatını kurtarırken yaşamını yitirdi. 1 yaşındaki Berxwedan ise annesinin vurulduğu saldırıda kolundan ve bacağından yaralandı.
Maşallah Edin'in annesi Hüsna Dayan, kızı Şükran Edin ve oğlu Eyaz Edin olay gecesini anlattı. Eyaz, Saat 23.00 sıralarında amcasının oğlunun gelip kendilerine amcasının yaralı olduğunu söylediğini anlatarak şöyle devam etti; “Cudi Mahallesi'nin aşağı tarafındaydım o gece silah sesleriyle eve geldim. Ben eve geldim annem evde yoktu. Nerede olduğunu sorduğumda babam Irak'ta olduğu için onunla konuşmak için amcamın evine gittiğini söylediler. Amcamın oğlu geldi bana 'amcamla yengem yaralı' dedi annem ve eşimden bahsetmediler. Gittiğimde annem ve eşim yerde yatıyordu.”
Annesi Maşallah ve eşi Zeynep'in saatlerce yerde yattığını dile getiren Eyaz, “Onları içeri almaya çalıştık ama yapamadık, saatlerce yerde kaldılar. Yardım bekledik gelmedi. 3 saat sonra içeri aldık kanamalarına müdahale etmeye çalıştık. Önce eşimi vurmuşlar, eve gelmek için amcamın evinden çıkmış eşimin kucağında da çocuğu vardı, eşim vurulunca annem eşim ve çocuğumu içeri almaya çalışıyor o sırada annemi de vuruyorlar amcam ve yengem diğer taraftan onu almaya çalışıyorlar ikisi de yaralanıyor. 3 saate yakın bir beklemeden sonra annem ve eşim kan kaybından öldü” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun “Hiçbir sivil katledilmedi” söylemine tepki gösteren Eyaz, “Benim eşim kucağında çocuğu ile kapısının önünde vuruluyor. Eşimin kucağında ise benim küçük oğlum vardı. Çocuğum yaralandı eşim ise hayatını kaybetti. Nasıl oluyor da onlar sivil olmuyor” diye sordu.
O gece dışarıda kim olsaydı onun öldürüleceğini ifade eden Eyaz, “O gece eşim annem değil kim olursa olsun öldürülürdü. Annem hayattaki en değerli varlığımdı eşim benim yol arkadaşım hayat ortağımdı. İnsan birini kaybedince çok üzülür ben ikisini, hem annemi hem eşimi kaybettim” diyor. Tüm bu yaşananlara rağmen yinede bundan böyle kimsenin ölmemesini istiyor ve barış istiyor; “Yeter artık bu savaş bitsin. Kimse ölmesin tek temennim bu.”
Maşallah Edin’in kızı Şükran Edin de yerde yatan annesi ve yengesinin yardımına kim gittiyse kurşunların hedefinde olduğunu belirterek, “İnsanın annesi her şeyidir, annem de öyle. Biz birlikte kapı önüne çıkardık gezerdik. O gece annem amcamlara gitmişti. Babam Irak'taydı onunla konuşuyordu vedalaştı, telefonu kapattı. Annem eve gelecekmiş amcamlar 'çay iç öyle git' demiş annem içmemiş, yengemler oturması için ısrar etmişler ama oturmamış. Yengem ona 'bu akşam çok erken gidiyorsun normalde her gece geç saate kadar kalırdın bu gece erken gidiyorsun' demiş annem de 'çocuklar evde korkmasın gideyim' demiş. O sırada yengem dışarı çıkmış yengemi vurmuşlar annem çıkıyor onu da vuruyorlar. Ben geldiğimde annem hala yerde yatıyordu. Onu battaniyenin içine sarıp içeri aldılar. Barış istiyorum başka bir şey istemiyorum " dedi.
“Yaşadığım sürece kızım için adalet arayacağım” diyen Maşalah Edin’in annesi Hüsna Dayan da, “Kızımın 6 kızı 2 oğlu vardı. Kızım telefonla konuşuyordu evine gidecekmiş, gelinini vurunca o da üzerine atlamış 6 aylık bebeğe ve geline bir şey olmasın diye onu da vurmuşlar. Kızım saatlerce yerde yatmış kan kaybından ölmüş.
Ben yaşadığım sürece kızım için adalet arayacağım. Torunlarım için hayatta olduğum sürece bu işin takipçisi olacağım. Kızımın yuvasını dağıttılar, mahvettiler. Allah bu haksızlığı yapanın cezasını versin. Bir de Davutoğlu 'biz sivil öldürmedik' diyor. Bugünkü onca tabut sivil değil miydi? Bu kadar sivili kim öldürdü, neden gizliyorlar, bütün dünya alem bunu görüyor biliyor.”
Bizim haberimiz olmadan sanırım ‘Sivil’ kavramı değişmiş olmalı. Çünkü onca sivil yaşamını yitirirken, ülkeyi yöneten Başbakan ‘Sivil ölmedi’ diyor. Bir başbakan neden böyle söylüyor.
Bu sorunun bir tek cevabı kalıyor; Başbakan Davutoğlu, partisinin Milletvekilleri gibi HDP’ye oy veren 6 Milyon kişiyi ‘Terörist’ olarak görüyor. O zaman dediği doğru orada tek bir sivil bile ölmedi. Ölenlerin hepsi ‘Terörist’