Şu son zamanlarda dolaşıma konulan görüntülerle amaçlanan ne acaba?
Parçalanmış bedenler, aracın arkasından sürüklenen cesetler…
Hesabımın bulunduğu sosyal paylaşım sitesinde zaman zaman ölü insanların fotoğrafları yayınlanır.
Kaç kez şikayet etmişimdir bu resimleri.
Ölü insanların resmini paylaşmak ne kadar insani.
Hele bunu gururla yayınlamak…
Hiç anlam veremiyorum doğrusu.
O donuk resme bakınca her şey anlamını yitiriyor. Dünya tersine dönmeye başlıyor ve insanlığımdan tiksiniyorum.
Şu Şırnak’ta çekilen malum fotoğraf, günlerdir ülkenin gündeminde.
Herkes, herkesimden insan tepki gösteriyor.
Tüm siyasi partiler, ki en radikal olan MHP bile tepkili.
Çatışmada yaşamını yitiren Hacı Lokman Birlik’in panzerin arkasına bağlanarak sürüklenen cansız bedeniyle aslında insanlık sürüklendi.
Peki, amaçlanan ne bu resmi yayınlamakla?
Bir güç gösterisi mi, yoksa acizliğin belirtileri mi?
Nasıl bir psikolojidir bilinmez.
Şimdi zaman zaman “Bu gençler neden dağa çıkıyor” diye sorunlara en iyi cevap bu olmaz mı?
Mahallelerde bu cesedin sürüklenişini gören çocukların ruh hali ne olur acaba. O çocukları polisin can güvenliğini korumak için olduğunu nasıl anlatacaksın ve en önemlisi o çocuğun polisi sevmesini nasıl bekleyeceksin?
Peki, yarın öbürgün müzakereler yapılır ve barış sağlanırsa, nasıl karşıdaki ile kucaklaşacaksın.
Bu görüntünün ardından yakınlarının nasıl bir ruh hali yaşadıklarını bilen var mı acaba?
Peki ya ne düşündüklerini?
Barış kavramının tüm anlamını yitirdiğini dile getiren Hacı Lokman Birlik’in ağabeyi Mehmet Birlik, “Artık kimse barış kavramını kullanmamalı. Barışa dönük kimsenin bir umudu kalmadı. Kiminle barışacağız. Niye barışacağız. Cenazelerimize tahammüllü olmayanlarla mı? Cenazeleri araç arkasına bağlayanlarla mı barışacağız” diyerek tepki gösterdi.
Şimdi fotoğrafın öteki yüzüne bakalım.
33 yıldır bölgede devam eden çatışmalarda onbinlerce insan yaşamını yitirdi.
Çatışmaların en ağırını gördük.
En acımasızını…
Buna benzer görüntüleri çokça gördük geçmişti.
Panzerlere bağlanan ve teşhir edilen cenazeler, kafası kesilen bedenlerle çekilen fotoğraflar, uzuvları kesilen cesetler…
Şimdi bu görüntüler yok.
Ama benzerleri var.
Zırhlı araçların arkasından sürüklenen cenazeler var.
Bunca yıllık savaşta PKK’lilerin asker veya polis cenazelerine böyle bir saygısızlık yaptığını görmedim, duymadım.
Mesela Kürtlerin asker cenazelerine kötü söz söylediğini bile işitmedim.
Dağlıca’da yaşanan o korkunç olay ve sonrası hala hafızalarda.
Bölgede yaşayan vatandaşlar ortada kalan asker cenazelerini araçlarıyla alarak askeri yetkililere teslim ettiler.
Cenazeler araçlarla taşınırken, yakınları belki görür de etkilenir diye çalılarla örttüler. Cenazeye en azami saygıyı gösterdiler. Ölen kişi kim olursa olsun hükmü biter. O zaman cenazesine bu işkenceyi yapmak günahtır.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Şırnak'ta öldürülen Hacı Lokman Birlik'in bedeninin zırhlı araca bağlanarak sürüklenmesine tepki gösterdi.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez o görüntüye ilişkin şöyle konuştu; “İslam dini hiçbir zaman işkence dediğimiz hele hele ölen bir beden üzerinde en küçük bir işkenceyi yapmayı haram kılmıştır, doğru değildir.”
Ne askerin, ne polisin, nede gerillanın ölüsüne sevinmek inanın insani değildir.
Ölenlere insan olarak bakmak gerekir.
Ve insan olarak cenazelerine gereken hassasiyet gösterilmeli.
İşin aslı ise; İnsan olanın içi acımalı…