Hülya Dizlek’in hikayesi çokça basında yer aldı.
Kardeşleri için fedakâr bir abla, annesi için örnek bir çocuk, hemcinsleri için ise övünç kaynağı bir kadın…
Batman’da Güneşli köyü Belekli mezrasında yaşayan lise mezunu Hülya Dizlek (24), tek hayali olan Üniversiteye gidebilmek için yerleştikleri Batman’da bir yandan derslerine çalışıyor, diğer yandan maddi durumu olmayan ailesine katkıda bulunmak için çocuk bakıcılığı yapıyordu.
Genç kızın hayalleri, babasının geçtiğimiz yıl geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitirmesiyle darmadağın oldu.
Evin en büyük çocuğu olduğu için kardeşlerine bakmak için kendisini sorumlu hissetti.
Babasının vefatıyla eğitim hayatına son vermek zorunda kalan Dizlek, ailenin en büyük çocuğu olduğu için 5’i erkek 11 kardeşinin ve annesinin geçimini sağlayabilmek adına yaşadıkları mezraya döndü.
Genç kız, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın uyguladığı Genç Çiftçi Projesi’ne başvurdu ve devletten hibe desteği alarak 30 bin lira değerinde 6 büyük baş hayvan aldı.
Dizlek, hayvanların sütünden yaptığı peynir ve yoğurtları satarak geçimlerini sağlamanın mutluluğunu yaşıyor.
En büyük hayali üniversiteye gitmek olsa da ailesine bakabilmek için hayvancılık yapmaya başladı.
Bu süreçte annesi de Hülya’ya destek oluyor ve birlikte hayata bir yerinden tutunmaya çalışıyorlar.
Ayrıca ‘Örnek Çalışmalarla Farkındalık Yaratan Kadın Çiftçi’ seçildi Hülya Dizlek.
16 ilden 48 kadının katıldığı ve Ankara’da gerçekleştirilen ‘Tarımda Genç Girişimci Kadınlar Güçleniyor Programı’ ödül törenine davet edildi
18 Ekim’de düzenlenen törende ‘Örnek Çalışmalarla Farkındalık Yaratan Kadın Çiftçi’ ödülünü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Tüm bunlarla birlikte törende gösterilmek üzere Bakanlık tarafından Türkiye genelinde sadece Hülya Dizlek’in katılımcılara izletilmek üzere bir kısa filmi çekildi.
Gazeteler, televizyon kanalları röportajlar yaptı ve yaptığı fedakarlığı övdü.
Bu fedakârlığa Hatay’dan bir firma kayıtsız kalmadı. Hülya Dizlek’in yaşadığı köye giderek hayvanlarını barındırdığı ahırı adeta yeniden yaratarak modern hayvancılık araçlarıyla döşediler.
Ta Hatay’dan gelerek bu adamlar böylesine bir destek veriyorlar, ancak gidin görün ki makinelerin yerleştirildiği ahırın duvarları bu çalışmaya hiç yakışmıyor.
Hülya Türkiye’de bu alanda örnek biri, hayvancılık yaptığı yerin de örnek olması gerekir.
Ancak ilgili kurum ahırın eski briketlerle örülü duvarına bir sıva, çekmeyi, birkaç kilo boya ile daha güzel bir hale getirmeyi akıl edemedi ne yazık ki.
Orada şimdi varoş bir ahırda modern aletler büyük bir tezat içinde duruyor.
Bu bir ayıp ve bakalım birileri bu ayıbın altından kalkabilecek mi?
Gelelim bir diğer görüntüye…
Malum Petrolspor bu sezon ligde belki bizi yeterince sevindiremedi. Ancak Ziraat Türkiye Kupasında önemli işler yaptı.
Petrolspor bu kupada ilk kez ismini Türkiye Kupası 1976-1977 Sezonunda duyurdu.
Petrolspor, Amatör kümede mücadele ettiği yıl, büyük bir başarıya imza atarak Çeyrek finale kadar yükseldi.
5 Eylül 1976 tarihlerinde Hatayspor’u, 30 Eylül 1976 tarihinde İskenderun’u, 20 Ekim 1976 tarihlerinde Kars Kalespor’u ve 16 Aralık 1976 tarihlerinde bu kez iki maç üzerinden Altınordu’yu yenerek çeyrek final kapısına geldi.
30 Ocak 1977, rövanş maçları ise 6 Şubat ve 2 Mart 1977 tarihlerinde oynanan maçlarda Kocaeli’ye yenilen Petrolspor, futbol tarihinde iz bıraktı.
Bu yıl kupada oynanan maçlarda ‘niye olmasın’ dedik hep birlikte.
Süper lif ekibi Göztepe ve ardından 1. Lig ekiplerinden Denizlispor’u eleyen Petrolspor, büyük bir heyecan yarattı.
Taraftarlar sahayı doldururken, Göztepe ve son oynanan Atiker Konyaspor maçını ise ekranlardan izleme şansı buldu bu takıma gönül verenler.
Göztepe maçında özellikle yakın plan görüntülerde açık tribün ve kale arkasındaki misafir takım tribünlerinin içler acısı görüntüsü beni ve birçok kişinin dikkatini çekti ve üzdü.
Seyircilerin oturduğu tribün demirleri kir pas içinde, hele sahanın arka bölümlerinde kurumuş otlar ve çöp görüntüleri hiç yakışmadı.
Atiker Konyaspor maçı öncesi belki bir yetkilinin dikkatini çekmiştir ve o görüntüler birkaç kilo boya ile kapatılır diye beklerken, yine aynı görüntülen yansıdı TV ekranlarına. Hep yakın çekim olmaması için dua ettim.
Sanki geri kalmış bir ülkedeki bir stadı andırıyordu. Belki yeni stad yapıldığında burası yıkılacak. Ama yenisi yapılıncaya kadar burada maçlar oynanacak. Lütfen bu kente yakışmayan bu görüntüleri ortadan kaldırın.