Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın HDP’li Milletvekillerinin dokunulmazlık dosyalarını kastederek ‘raflarda çürümemeli’ uyarısının ardından milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması süreci de hemen başlatıldı.
Kulislerde konuşulanlara göre, yasama dokunulmazlıklarının kaldırılması hakkındaki Başbakanlık tezkeresinde, HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, İstanbul Milletvekili Selahattin Demirtaş, Van Milletvekili Figen Yüksekdağ, Hakkâri Milletvekili Selma Irmak ile Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in dosyaları bulunuyor.
Öncelikle olarak HDP’nin ağır toplarının dokunulmazlıklarının kaldırılacağı söyleniyor.
Bu da tartışmaları beraberinde getirdi.
HDP’li birçok milletvekilinin fezlekesi olmasına rağmen ilk etapta, HDP, HDK, DTK ve İmralı Heyeti gibi kurum temsilcilerinin dokunulmazlık dosyalarının ele alınması dikkat çekiyor.
Bu arada CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dokunulmazlıklar konusunda dosyası olan bütün vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını isteyerek, “Benim de dokunulmazlık dosyam var. Buradan açık ve net Sayın Davutoğlu'na bir çağrı yapıyorum, ben dâhil bütün dokunulmazlık dosyalarını getirin meclise. Milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldıralım. Hepimiz gidelim bağımsız yargının önünde hesabını verelim” çıkışı yaptı.
Hükümet bu çıkış karşısında biraz bocalasa da CHP’yi bu kararından vazgeçirmek ve bertaraf etmek için ‘Terör’ olgusunu sıkça kullanmaya başladı.
Özellikle Canlı bombanın taziyesine giden Van milletvekili Tuğba Hezer ve PKK’nin silahlarını taşıdığı iddia edilen Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız üzerinden bir algı oluşturulmaya çalışılıyor.
Yani dokunulmazlıkları kaldırılması düşünülen vekillerin tümünün bu tür bir organizasyon ile bağlantısı olduğu izlenimi verilmeye çalışılıyor.
Bu nedenle hükümetin milliyetçi söylemlerle CHP’yi hedef alması buna bağlanıyor.
Diyarbakır'da DBP, DTK, HDK Başkanları ile birlikte Nevruz programıyla ilgili konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kendisi, HDP Eş genel Başkanı Figen Yüksekdağ, İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkcü, Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Hakkari Milletvekili Selma Irmak hakkında ‘dokunulmazlıklarının kaldırılmasını’ içeren fezlekelerin TBMM Başkanlığı'na ulaştırılmasını değerlendirdi.
Fezlekelerin meclise gitme prosedürünün zaten bu şekilde olduğunu belirten Demirtaş, “Fezleke gitme prosedürü zaten budur. Bugüne kadar ki bütün fezlekeler bu şekilde meclise gitti. Adalet Bakanlığı, Başbakanlık oradan da Parlamentoya gider. İlk defa fezleke parlamentoya gitmiş değil. Yüzlerce fezlekemiz aynı prosedür işletilerek meclise gitmiş durumda. Ama ne hikmektse özellikle AKP grubu bu fezlekeleri biraz daha öne çıkarmak istiyor. Yoksa AKP'lilerin fezlekesi de aynı yöntemle meclise geliyor” dedi.
Demirtaş kendileriyle ilgili fezlekelerin sıradan değil, öncelikli olarak meclise gönderildiğini savunuyor.
Bu yöntemi 1994 yılından hatırlıyoruz.
Parlamentonun en kara günlerinden biri olan 2 Mart 1994 günü sadece DEP'liler gözaltına alınmıştı.
DEP milletvekillerinin fezlekeleri 150. sıradayken öne alınmış, ilk aşamada Orhan Doğan, Hatip Dicle, Leyla Zana, Sırrı Sakık ve Ahmet Türk'ün dokunulmazlığı kaldırılmıştı.
Şimdilerde de böyle bir prosedür izleniyor.
E nede olsa emir büyük yerden.
Kendilerinin kurbanlık koyun olarak seçilmesine izin vermeyeceklerini söyleyen Demirtaş, “Eğer kurbanlık koyun seçip, hırsızlık yapmış, yolsuzluk yapmış, rüşvet yemiş, her türlü yüz kızartıcı suçu işlemiş olanlar parlamentoda eğer dokunulmazlığın arkasına saklanacaklarsa ve fikirlerimizden dolayı, sadece konuşmalarımızdan dolayı bizi kurbanlık koyun seçme konusunda bir tavır içine gireceklerse sonuçlarına biz değil kendileri katlanacaklar. Bizi cezaeviyle, zindanlarla tehdit edenler kusura bakmasınlar, bunlar hayatlarında cezaevlerinin yakınından bile gitmemiş, cezaevi denince tüyleri diken diken olan pısırık, korkak kişilerdir. Bizim grubumuzun yarısı zaten hayatlarının yarısından fazlasını cezaevinde geçirmiş insanlardır. Bizler cezaevi kapısında büyüdük. Bizim ikinci evimizdir. Bunlar demokratik bir toplumda demokratik bir parlamenter işleyişte, parlamentoya yakışmayan, milletvekillerine, başbakanlara yakışmayan tutum ve davranışlardır. Ayıptır her şeyden önce. Kendi korkunuzu ele veriyor. Biz bu tür şeylerden korkmayız. Ama şundan korkarız. Dokunulmazlıkların kaldırılması geçmişte de denendi. Hatip Dicle, Leyla Zana, Orhan Doğan bu arkadaşların tamamı uzun yıllar zindana atıldı. Kim kazandı, ne kazandı, geri dönüp baksınlar. Tek bir kişi boyun eğdimi, tek bir kişi onlara teslim oldumu?. Ne oldu sonuç itibariyle. 80 Kişi ile geri döndük parlamentoya girdik biz. Dolayısıyla biz kendi korkumuz, kaygımız için değil, ülkemizin halklarımızın geleceğiyle ilgili kaygı duyduğumuz için dokunulmazlık mevzusuna bu şekilde intikamvari siyasi linç ve siyasi rövanş anlayışıyla yaklaşılmasın isteriz” diye kaydetti.
Şimdi ne olur bilinmez. Ancak HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması kimseye fayda getirmez. Birilerinin egosunu tatmin etmekten başka.