ABD’deki ikiz kulelere 11 Eylül 2011 tarihinde yapılan saldırının ardından Ortadoğu’nun da kaderi değişti. O tarihten bu yana bu bölgede kirli bir senaryo oynanıyor.
Hukuksuz savaşlar, iç işlerine müdahale, rejim değiştirme, iç savaş çıkarmak için yeni terörist gruplar kurma, sivil katliamı, göçler, propaganda ve ajitasyon, yasal olmayan yaptırımlar, iki yüzlülük, yalan, işkence ve kanunsuz tutuklamalar.
ABD’nin demokrasi getirmek için savaş çıkardığı Irak bugün iki parçaya bölünmüş durumda.
Peki ya bölgenin diğer ülkeleri;
Afganistan’ın geleceği karanlık,
Libya bölünmek üzere,
Mısır’a Mübarek’ten daha otoriter bir lider geldi,
Suriye iç savaşla harap edildi.
Afrika’da da El Şaab, Boko Haram gibi terör örgütleri, korsan grupları kuruldu. Şimdi o örgütler sayesinde ABD ve arkasındaki Fransa, Afrika’nın başta petrol bölgeleri olmak üzere doğal kaynakları nerede varsa orada rejimleri değiştiriyor, özel kuvvetleri ile teröristlere karşı (!) eğitim veriyor, ülkenin güvenliğine katkıda (!) bulunuyor.
Bu nasıl bir tesadüftür ki bu savaşlar ve iç karışıklıklar doğal zenginlikleri, özellikle de petrol zengini ülkelerde oluyor. Ve ne hikmetse tüm bu karışıklıklarda başrolü hep ABD oynuyor.
Bir analizde ABD ile ilgili şu bilgiler yer alıyor; “Amerikan stratejisi, II. Dünya Savaşı’ndan beri sabittir; önce bölgesel güçlerin birbiri ile rekabet ve güç dengelemesini beklemek, bu olmazsa mümkün olduğu kadar az riskle ve en küçük kuvvetle müdahale etmek. Bu yüzden sürekli bölge içi düşmanlıklar beslenir ve büyük gücün masrafları en aza indirilir. Stratejinin gereklerini anlamayanlar ya da yerine getirmeyenler cezalandırılır, en sonunda egemenliklerini kaybederler. Bugün IŞİD’e karşı oluşturulan strateji de arkasında gene kendisinin ve bölgesel ortaklarının olduğu terör örgütleri ile yeni bir stratejik güvenlik ortamına geçiş ve şekil verme çabasıdır (shaping the security environment). İşin taktik boyutunda ise terörle mücadele veya yerel halkın baskıcı bir rejime karşı direnişi ya da sivil savaş yalanı kullanılmaktadır. İstihbarat operasyonları savaş dekorunun hazırlanması, medya ise kamuoyu algısının yönetilmesi içindir. IŞİD örneğinde, tüm bu silahlı grupların hazırlanması istihbarat servislerinin işi idi. Harekâta kamuoyunda meşruiyet sağlamak için başı kesilen insan videoları benzeri pek çok medya operasyonu yapıldı. Sahnede IŞİD elbisesi giydirilmiş, El Kaide uzantısı ve İslamcı cihatçı olarak tanımlanmış, Batı ve bölgesel oyuncuların desteklediği ve kullandığı bir örgüt ile oynanan oyunun son perdesi oynanmaktadır.”
Türkiye bu karışık ortamda şu ana kadar etkilenmeden kalabildi. Ancak Fırat Kalkanı operasyonu ile bu karmaşıklığa dahil oldu.
Şimdi farklı savaş senaryoları yapılıyor. Washington Post gazetesinde yayınlanan bir analizde, bölgede 10 yeni savaşın çıkabileceği iddia ediliyor.
Üstelik bu savaş senaryolarının üçünde ise Türkiye var.
Gazete, söz konusu ‘savaşların hangi tarafların arasında gerçekleşebileceğini’ belirtirken de özetle şu savaşları dile getiriyor;
ABD DESTEKLİ SURİYELİ KÜRT VE TÜRKİYE DESTEKLİ ARAPLAR
Bu savaş başlamış durumda ve en karmaşıklardan biri. Türkiye'nin iki hafta önce Suriyeli isyancılara IŞİD’in elindeki toprakları almaya yardımcı olmak amacıyla müdahaleye başlarken IŞİD kadar Kürtlerin de hedeflendiği belli oldu.
TÜRKİYE İLE SURİYELİ KÜRTLER
Bu savaş, 1 nolu savaşa benzer ama daha büyük olur. Şimdiye kadar Türkiye, Suriye'ye müdahalesini, İslam Devleti'nin işgal ettiği ve nüfusun çoğu Arap olan alanla sınırladı. Ancak Türkiye, sınırlarında yükselmekte olan fiili Kürt devletinden aynı ölçüde kaygılı. Gerilimler sürerse Türkiye'nin, az sayıda ABD kuvvetinin konuşlandığı Kürt bölgesine doğrudan bir müdahalesi dışlanamaz."
TÜRKİYE İLE SURİYE YÖNETİMİ
Türkiye, Suriye'ye müdahale ederken Esad'ın en önemli müttefikleri olan ve Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki müdahalesine yeşil ışık yaktıkları gibi görünen Rusya ve İran ile ilişkileri onarmak için adımlar da attı. Ancak Türkiye'nin İslam Devleti ile mücadelesi iyi giderse eğer Türk güçleri, yakında Halep kenti etrafındaki ön cephede bulunan Suriye hükümeti güçleriyle karşı karşıya kalabilir.”
DİĞER OLASI SAVAŞLAR
Washington Post, İŞİD'le mücadelenin sonucunda ‘tetiklenebileceğini’ savunduğu diğer 7 savaşı ise söyle sıralıyor; “Suriyeli Kürtler-Suriye Yönetimi”, “ABD- Suriye Yönetimi”, “Iraklı Kürtler-Irak Hükümeti”, “Iraklı Kürtler-Şii milisleri”, “Kürtler, Kürtlere karşı”, “Sünni Araplar- Şiiler ve/veva Kürtler” ile “İslam Devleti'nin geri kalan unsurları, herkese karşı” biçiminde gerçekleşebileceğini savunuyor.
BİLİNÇLİ OLARAK ÜRETİLEN BU SENARYOLARA Türkiye bilinçli olarak yerleştiriliyor.
Şimdilik Türkiye’nin Suriye’de başlattığı ‘Fırat Kalkanı’ operasyonuna kimse ses çıkarmıyor. Ancak bir süre sonra ABD ve Rusya mutlaka müdahale edeceklerdir.