Eskişehir’de görülen ve Cizre’de 1992-95 yılları arasında 21 kişinin ölümünden sorumlu tutulan JİTEM ana davasında beklendiği gibi ‘Beraat’ kararı çıkmıştı.
3 kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan 8 sanık bir anda aklanmıştı.
JİTEM’in katlettiği kişilerin yakınları bir umutla o duruşmaya katılmıştı. Ancak bekledikleri karar çıkmadı. Zaten ‘Güvenlik’ bahanesiyle bölge illerinden batı illerine taşınan hangi davadan beklenen sonuç çıktı ki bundan çıksın.
Şimdi JİTEM ile ilgili elde tek bir dava kaldı; Musa Anter davası.
Anter, 20 Eylül 1992'de Diyarbakır'ın Seyrantepe mahallesinde uğradığı silahlı saldırıda sol bacağına iki, kalbi ve kafasına birer kurşun sıkılarak öldürüldü.
Musa Anter'in yanında bulunan gazeteci ve yazar Orhan Miroğlu saldırı sırasında yaralandı. Eski JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan, Anter'in, kendisinin de içinde bulunduğu tim tarafından JİTEM için öldürüldüğünü söyledi. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'ın isteği üzerine Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın hazırladığı Susurluk Raporu'nda, Anter cinayetinin Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından planlanıp uygulandığı yer aldı.
Musa Anter'in 23 yıl önce öldürülmesine ilişkin hazırlanan iddianame 21 yıl sonra, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 5 Temmuz 2013'te kabul edildi.
Sanık olarak yargılanan Korucubaşı Hamit Yıldırım, ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım, itirafçı Abdulkadir Aygan ve Albay Savaş Gevrekçi hakkında 20 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
Musa Anter davasında 24 Kasım 2014 tarihinde sanık avukatları davanın başka ilde görülmesi için Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuruda bulundu.
Mahkeme hemen ‘Güvenlik’ gerekçesiyle davayı Ankara’ya taşıdı.
Önceki gün davanın duruşması vardı.
Musa Anter davasının 5 duruşması Ankara 6.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya, Musa Anter'in oğlu Dicle Anter ve aile avukatı Selim Okçuoğlu'nun yanı sıra bir çok avukat katıldı. Ayrıca HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile tutuklu sanık korucubaşı Hamit Yıldırım ve Albay Savaş Gevrekçi de duruşmada hazır bulundu.
Anter ailesi avukatı Selim Okçuoğlu, davanın bir arpa boyu ilerlemediğini belirtiyor ve ekliyor; “Dava güvenlik gerekçesiyle Ankara'ya nakledildi. Değişen hiçbir şey yok. Musa Anter cinayeti Türkiye siyasi tarihinde önemli bir davadır. 20 yıl sonra bu dava açıldı. Zor imkanlarla belirli maddi delilere ulaşıldı. Yargılamayı yapan makam olarak maddi gerçeği açığa çıkarmak için belli şeyler yapmanız lazım. Devletin belirli kurumları bu cinayetin açığa çıkarılmaması için kapalı olduğu görülüyor. Talep edilen bilgi ve belgeleri göndermiyorlar. Devlet aynı devlet. Çünkü devletin kurumları bu cinayetin ortaya çıkmasını engelliyor.” Okçuoğlu, daha önce Mahmut Yıldırım'ın Ankara'da gözaltına alınıp bırakıldığını ve bunun kayıtlarının tutulmadığını belirterek, “Mahmut Yıldırım'ın ifadesi niye dosyamıza gönderilmiyor? Mahkemenin bunları talep etmesini istiyoruz. Devlet sırrı olduğunu düşünüyorlarsa dahi mahkemeye gönderilmesi gerekir. Devletin güvenlik kurumları 1992 yılında Musa Anter'i katledenlerle işbirliği içindeler. Ankara Emniyet Müdürlüğü, MİT ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın refleksi devletin aynı devlet olduğunu gösteriyor. Hiçbir devlet kurumu yargıdan bilgi ve belge saklayamaz” dedi.
Tanıkların dinlenmesi konusunda mahkemeye beyanları olduğunu ifade eden Okçuoğlu, şöyle devam ediyor; “Mahkeme heyeti, tanıkların ifadesini Aygan'ın ifadesinin alınmasından sonraya bırakmıştır. Aygan'ın basında verdiği ifadelerde güya kandırılmış. Aygan, soruşturmayı sürdüren savcının paralelci olduğunu söylemiş. Bu durum son dönemde moda oldu zaten. Bu tür girişimlerin önünün kesilmesi gerekir. JİTEM'in işlediği cinayetlerden yargılanan sanıklar beraat ediyor. Bir dönemin karanlık cinayetleri işleyen güçleri ile bugünün hükümeti anlaştı. Aygan'la yapılan mülakatın önümüzdeki celsede CD'sinin dinlenmesini istiyoruz. Geçen celsede sanıkların tutuklanmasını istedik. Ancak iddia makamı böyle bir şeyi talep edemeyeceğimizi söylüyor. Biz mağdur tarafız tabiî ki böyle bir hakkımız var.”
Davadan bir sonuç çıkmayacağını Musa Anter’in Batman’da yaşayan oğlu Dicle Anter söylüyor; “Musa Anter davasının failleri meçhul değildir, katiller belidir. Çünkü Musa Anter'in katledilmesi bireysel değil, örgütlü işlenen bir cinayettir.”
Türkiye'nin şuan ki Kürt halkına karşı olan tutumlarından dolayı ‘Beyaz Toros’ davalarından beraat kararlarının çıktığını ve bunu kuşkuyla izlediğini ifade eden Anter, davada kuvvetli deliller olmasına rağmen bir yol kat edilmediğini vurguladı. Anter, “Suç işleyen kişilerin, basit gerekçelerle bu davaları etkilemesi bir hukuk skandalıdır. Eğer bu davalar sonuçlanmazsa, Kürtleri ikinci, hatta üçüncü sınıf vatandaşlığına düşürecekler” dedi.
Hiç kimsenin bu davadan da ceza çıkacağını düşünmüyor. Devletin kurumları yine aklanacak gibi. Hele hele JİTEM gibi karanlık bir yapılanma için aklanmanın son basamağı ise bu davadır.
Bir dönemin karanlık yapısı böylece basamak basamak aklanmış olacak.