24 Haziran seçimlerinin ardından yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın yemin törenine günler kala Ortadoğu Teknik Üniversitesindeki mezuniyet töreni, gündeme bomba gibi düştü.
Törende geleneksel geçiş töreni sırasında açılan bir pankart nedeniyle üç öğrenci, Cumhurbaşkanına hakaretten gözaltına alındı.
Öncelikle şunu söylemek istiyorum;
Cumhurbaşkanı’nı sevmeyebilir, oy vermeyebilirsin, eleştirirsin, ancak hakaret edemezsin. Türkiye’deki seçmenlerin yarısından fazlasının oyunu alan bir kişiye hakaret kabul edilemez.
Sözkonusu öğrencilerin geçiş töreninde taşıdığı pankartta, Cumhurbaşkanı Erdoğan çeşitli hayvanlarla karikatürize edilmiş olarak yer almıştı.
Bu pankartı taşıyanların gözaltına alınmasının ardından tartışmalar da başladı.
Zira öğrencilerin pankarta yansıttıkları karikatürler yeni değil.
2006 yılında daha sonra kapanan Penguen mizah dergisinin kapağında aynı karakterler çizilmiş ve bu kapak, yargıya taşınmıştı.
‘Tayyipler Alemi’ karikatürü, Cumhuriyet gazetesi çizeri Musa Kart'ın Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ipliklere dolanmış bir kedi olarak çizdikten sonra ceza almasının ardından Penguen çizerleri tarafından çizilmiş ve derginin kapağı olarak 24 Şubat 2005'te yayınlanmıştı.
Erdoğan'ın 40 bin TL tazminat talebiyle başlattığı yargı süreci ise 2006'da Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından reddedilmişti.
O dönemde Hakim Beyhan Azman'ın hazırladığı gerekçeli kararda, geniş kitlelere ulaşan karikatürlerle ilgili davada, hukuka ve adalete duyulan güvenin sarsılmaması için yargı ve hakimin siyasi bir düşünceyle hareket etmemesi gerektiği ifade edilmişti.
Karikatürün, kişilerin ya da olayların gülünç, alışılmadık, çelişkili yanlarını yakalayarak, bazen de yazı ile desteklenen, abartılmış çizgilerle mizaha dönüştürme sanatı olduğu belirtilen kararda, karikatürün amacının insanların anlık algılarına yönelerek güldürmek ve güldürürken düşündürmek olduğu ifade edilirken, karikatürün esasında ele aldığı unsurun insan olmadığına, onun tutum ve davranışları olduğuna dikkat çekilmişti.
Gerekçeli kararda, şu görüşlere yer verilmişti; “Tazminat, hakkın korunmasında kullanılan bir yoldur, ancak bu yolu fikirlerin serbestçe ifade edilmesinin karşısında bir silah durumuna getirmemek gerekir. Zira bilim adamları ve sanatçıları, düşünürleri, yazarları, şairleri tazminat silahı ile susturulmuş bir toplumda ilerlemeyi sağlayacak fikir zenginliği ortamının oluşması beklenemez. Fikir öyle bir şeydir ki, kimine göre doğru olan öbürünün doğrusu olmamaktadır. Hatta bu doğrular zamana göre kişinin kendisinde bile değişebilmektedir.
Düşünce ve fikirler olumluyu değil, olumsuzu da içerebilir. İncitici, aykırı ve endişe yaratıcı da olabilir. Önemli olan değer yargılarına ilişkin düşünce ve fikirlerin serbestçe ifade edilebilmesidir. Çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin bir gereği olduğu için demokratik toplumun temel taşlarından biri, hatta en önemlisi düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüdür. Sanatçıların fikir ve düşüncülerini serbestçe açıklayabilmesi ile toplumun demokratikleşmesine katkısı göz ardı edilemez. Toplumu etkileme ve ileriye götürme gücüne sahip olan davacının, sahip oldukları güç nispetinde eleştiriye açık olması ve katlanması gerekir. Bu nedenle karikatürlerin hakaret amacı taşımadığı, kişilik haklarını ihlal etmediği kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir” denildi.
Kararı veren hakim Beyhan Azman, sonrasında Yargıtay hakimi olmuştu
Azman, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından tekrardan Yargıtay üyesi seçilmişti.
Bu konuda emsal bir mahkeme kararı daha var.
İzmirli Hasan Akkaya, sosyal paylaşım sitesinde paylaştığı bir fotoğrafta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın baş kısmını bir horoza monte etmiş, Başkana Ahmet Davutoğlu’nu ise ayağını öper bir tavuğun başına yerleştirmişti.
Bu paylaşım ile ilgili 2017 yılında görülen hakaret davasında 2. Ceza Dairesi, sanığın savunmasını aldıktan sonra, şu kararı verdi; “Bahse konu paylaşımın değerlendirilmesinde, karikatürize edilmiş paylaşımda Cumhurbaşkanının yüzünün yer aldığı kısmın, horozun başına monte edilmiş olduğu görülse de, herhangi bir hakaret unsuru içermediği, fotoğrafta orta zeka düzeyindeki bir şahsın algılamasında, horoz figürünün üstünlük ve diğer tavuk tarafından saygı duyulan ve itaat edilen pozisyonda olduğu, bu haliyle Cumhurbaşkanına hakaret suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı tüm dosya içeriğinden anlaşılmış olmakta…”
12 yıl önce Penguen dergisinde yayınlanan karikatürler için ‘ifade özgürlüğü’ deniyorsa ve aynı karikatürler için bugün gözaltı kararı varsa, hukuk sisteminde bir sorun var demektir.
Aynı karikatürler için iki farklı karar olamaz.
Yapılması gereken hukuk siteminin elden geçirilmesidir.