Batman bölgenin en hassas illerinden biri olmasına rağmen, yaşanan çatışmalı ortamda huzurunu kaybetmeyen bir il aynı zamanda.
Çözüm süreciyle birlikte yaşanmayan çatışmalar ve ölümler, 24 Ağustos’ta aniden yeniden başladı.
Neredeyse iki aylık sürede hemen hemen Hergün bölgeden çatışma ve ölüm haberleri geliyor.
Çevremizdeki il ve ilçelere bakıyoruz adeta savaş manzaraları yaşanıyor.
Hendekler kazılıyor, güvenlik güçlerine hemen hemen Hergün saldırılar yapılıyor, sokağa çıkma yasağı uygulanıyor ve en önemlisi ölüm haberleri geliyor.
Bu hengame içinde bile dört bir yanından çatışma haberlerinin geldiği Batman şu ana kadar huzuru korudu.
Bu arada yaşanan bir iki olay oldu. İstenmeyen olayların sayısı ise bir elin parmaklarını bile geçmiyor.
Kırsal alanda ise sadece Gercüş ilçesinde yaşanan çatışma vardı.
Ancak bir anda 3 ilçede aynı anda bazı bölgeler ‘Güvenlik Bölgesi’ ilan edildi.
Valilikten yapılan açıklamada, Sason, Kozluk ve Hasankeyf ilçelerinde, 1 Eylül 2015 ile 1 Mart 2016 tarihleri arasında 28 noktanın 'Geçici askeri güvenlik bölgesi' ilan edildiği duyuruldu.
Bölgede yaşayanlar bu bölgelerin bazı gelişmeler önceden öngörüldüğü için önlem alınması maksadıyla yasaklı bölge ilan edildiğini bilir. Peki ya diğer bölgelerde yaşayanlar.
Örneğin son atamalarla Batman ve ilçelerine atanan öğretmenlerin bu yasaklı bölgeler nedeniyle ne kadar tedirgin olduğunu biliyor musunuz?
Bazı öğretmenlerin sırf bu yüzden istifa ederek Batman’a gelmediği bilgisini alıyoruz ne yazık ki.
Yasaklı bölge deyince sanki her an çatışmaların yaşandığı bölgeler geliyor akla.
Ancak böyle değil tabi ki işin aslı.
Bu nedenle böylesine bir kentin her anlamda gelişmesini ve imajını etkileyecek kararlarda titiz davranılması gerekiyor.
'Geçici askeri güvenlik bölgesi', askeri operasyonlar nedeniyle yerleşim merkezlerinin dışında can ve mal güvenliği açısından girilmesi sakıncalı bölgelerde ilan ediliyor. Süresi, operasyonun süresiyle sınırlı tutuluyor. Bu süre 15 gün ile 6 ay arasında değişebiliyor. Bu güvenlik bölgeleri İçişleri Bakanlığı ya da Genelkurmay Başkanlığı'nın gerekli görmesiyle, Bakanlar Kurulu kararıyla ya da acil durumlarda valilik kararıyla ilan ediliyor.
Batman ilçelerindeki bu kararın kimin tarafından alındığı bilinmiyor.
Sadece valilikten açıklama yapıldı o kadar.
Süresi de en uzun süre olan 6 ay olarak açıklandı.
Şimdi bakıyorum, şehir içinde ve kırsal alanda Batman’dan daha çok olayın yaşandığı bölgeler bile 'Geçici askeri güvenlik bölgesi' ilan edilmiyorken, neden Batman’da ilan ediliyor.
Bu kararı alan yetkililer, kente ne kadar zarar verdiklerini biliyorlar mı?
Tüm bunlar olurken, Haftasonunda yine en huzurlu ilçeler arasında olan Sason’da çatışma çıktığı bilgisi geldi.
Haberin duyulmasının ardından Batman ve ilçelerinden birçok kişi çatışmaların yaşandığı bölgeye canlı kalkan olmak için yola çıktılar.
Ancak bu kitlenin yolu daha kentin hemen çıkışındaki Bıçakçı karakolu önünde kesildi. Sadece bu heyet değil, tüm araçlar bekletildi.
Burası çatışmanın yaşandığı yere yaklaşık 60 kilometre mesafede bir yer.
Üstelik bu yol sadece Sason’a değil, birçok il ve ilçeye giden bir yol.
Vatandaşların güvenliği nedeniyle yolun kesildiği belirtildi.
O zaman Malabadi yakınlarındaki Sason yolu kesilebilirdi.
Kozluk ilçesine, Bitlis, Ağrı, Muş, illerine ve Silvan ilçesi ve ötesine gidenlerin yolunu neden kesiyorsunuz. Halkı neden bu kadar mağdur ediyorsunuz?
Buna seyirci kalan il yöneticilerine de anlam veremiyorum doğrusu.
Canlı kalkan olmak için yola çıkanlar, bir yolunu bularak Sason ilçesine ulaştılar.
Aralarında Batman Belediye Eş Başkanları Sabri Özdemir ve Gülistan Akel, Gercüş Belediye Eş Başkanları Abdülkerim Kaya ve Zeynep Oduncu, Beşiri Belediye Eş Başkanları Dicle Tekik Erdem ve Mustafa Öztürk, İkiköprü Beldesi Eş Başkanları Hidayet Tiryaki ve Osman Karabulut, Balpınar Belediye Eş Başkanları Gülistan Erdinç ve Ejder Sarıgül, İl Genel Meclis üyeleri, Batman Belediye meclis üyeleri, DBP İl Eş Başkanları Mehmet Candemir ve Songül Korkmaz, HDP İl Eş Başkanları Abdülbari Karaağaç ve Rojda Sürücü ile DİHA Muhabiri Engin Eren’nin de bulunduğu 83 kişi gözaltına alındı.
Bu kişiler hem PKK hem de askerlerin ve korucuların ölmemesi için bölgeye gittiklerini belirttiler. Çünkü orada bir çatışma var ve her iki kesimden de daha çok ölüm yaşanabilirdi.
İnsanlar ölmesin diye bölgeye giden seçilmişler gözaltına alındı.
“Acaba ölümlere engel olmak suç mu bu ülkede?” sorusu geliyor akla.
Buradan herkese sesleniyorum; bu kentin kaderiyle ve geleceğiyle bu kadar oynamayın, haksızlık yapmayın.