Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ülkenin en önemli kurumlarından biridir.
Her yeni yıl yaklaştığında milyonlarca işçi, memur ve emeklinin gözü kulağı bu kurumun açıklayacağı enflasyon oranında.
Malum, ülkedeki enflasyon oranını çeşitli hesaplama yöntemleriyle bulan TÜİK’in herkesin nezdinde güvenilir bir kurum olması gerekir.
Diğer bir deyişle kimsenin bu kurumun açıkladığı verilerden kuşku duymaması gerekiyor.
Ancak TÜİK’in son zamanlarda yayınladığı gerek enflasyon oranları, gerekse de işsizlik oranlarına güven hergeçen gün azalıyor.
Yani anlayacağınız artık büyük bir kesim TÜİK’in açıkladığı verilere inanmıyor. Aslında açıklanan verilerin gerçeğin çok uzağında durduğunu ilkokul çocukları bile biliyor.
Şimdi geçtiğimiz günlerde Türkiye İstatistik Kurumu, İşgücü İstatistiklerini açıkladı.
TÜİK verilerine göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2020 yılı Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 369 bin kişi azalarak 4 milyon 227 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 0,5 puanlık azalış ile yüzde 13,4 seviyesinde gerçekleşti.
Pandemi döneminde neredeyse hepimizin yanında, çevresinde işsiz kalmış bir veya birkaç kişiye rastlıyoruz. Ortada istihdamı sağlayacak bir gelişme de yok, o zaman işsizlik nasıl azalıyor.
Bazı sendikalar, TÜİK verilerinin gerçeği yansıtmadığından emin.
Sendikalar, TÜİK açıkladığı dar tanımlı işsizlik oranı ve işsiz sayısı ile Covid-19’un istihdam üzerinde yarattığı tahribatı yansıtmadığını, tersine sakladığını belirtiyorlar. Ayrıca, Nisan 2020’den bu yana uygulanan işten çıkarma yasağı nedeniyle TÜİK’in dar tanımlı/standart işsizlik verileri işgücü piyasalarındaki gerçek tabloyu yansıtmadığını ve TÜİK’in verilerinin perdelenmiş veriler olduğunu savunuyorlar.
Bu konuda DİSK'in Araştırma Merkezi tarafından ILO’nun yöntemi esas alınarak Covid-19’un yarattığı istihdam kaybını ve işsizlik ile ilgili bir rapor hazırlandı.
Raporda yer alan bazı başlıklar, oldukça ilginç.
* Geniş tanımlı işsiz sayısı 9,7 milyona yükseldi.
* Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 27 olarak gerçekleşti.
* Ekim 2020’de de Covid-19 ve ekonomik krizin işgücü piyasaları üzerindeki tahribatı sürüyor.
* Covid-19 etkisiyle revize edilmiş geniş tanımlı işsiz sayısı ve iş kaybı Ekim 2020’de 10 milyona yaklaştı!
* Covid-19 Ekim 2020’de en az 2 milyon 246 bin yeni eşdeğer istihdam kaybına yol açtı.
* Revize edilmiş geniş tanımlı işsizlik ve iş kaybı yüzde 29,8’e yükseldi
* İstihdam bir yılda 896 bin kişi azaldı.
* İstihdam oranı yüzde 43,6’ya geriledi.
* İşbaşında olanların sayısı son bir yılda 1 milyon 833 bin kişi azaldı.
* Ümitsiz işsizlerin sayısı bir yılda 668 binden 1 milyon 511 bine yükseldi.
* Kadınlar Covid-19’dan daha fazla etkileniyor: Kadın işgücü yüzde 8 kadın istihdamı yüzde 6,3 azaldı.
Oysa Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre Türkiye'de Ekim ayı dönemindeki işsizlik oranı yüzde 12,7 oldu.
İşsizliğin TÜİK’in açıkladığı gibi düşmediğini ve hergeçen gün arttığını bilmeyen yoktur.
Pandemi döneminde istihdam sağlayan işletmelerin açılması bir yara, her geçen gün kapanan işletmelere yenisi eklendi.
Bir şekilde çalışmak zorunda klan işletmeler ise ya işçi sayısını azalttılar, yada yarı yarıya maaşla izne ayırdılar.
Geçtiğimiz Kasım ayında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Vekili ve kentin Valisi Münir Karaloğlu, tepki çeken bir açıklama yapmıştı.
Karaloğlu, 4 milyondan fazla kişinin işsiz olduğu Türkiye'de, meselenin işsizlik değil 'iş beğenmemezlik' olduğunu belirtmişti.
Sayın valiye göre iş var ancak vatandaş iş beğenmiyor.
Geçtiğimiz günlerde Batman Üniversitesi'ne alınacak 1 bahçe bakım hizmetlisi işi için Bin 722 kişi başvurdu.
Bu öyle mevki, makam sağlayacak, maaşı 15-20 Bin TL olan bir iş değil.
Topu topu bahçıvanlık işi için bu kadar kişi nasıl oluyor da beğenmeye beğenmeye (!) başvuruyorlar Vali Sayın Karaloğlu’na sormak lazım…