Canlı demokrasilerde ‘Basın ve Düşünce’ özgürlüğü olmazsa olmazlardandır. Yani demokrasinin en önemli ayağıdır.
Bu ayağı sıkarsan kangren olur ve kesmek zorunda kalırsın. Tıpkı bugün olanlar gibi.
Bir süredir gündemde olan dokunulmazlıklar sonunda kaldırıldı.
Türkiye demokrasisinin en güçlü olduğu dönem, HDP’nin meclise girmesi oldu.
Kürt sorunu etrafında onyıllardır süren savaşın sona ermesinin garantisi olarak bu partinin meclisteki önemine dikkat çekiliyordu.
Gelinen nokta bunun tam tersi.
Şimdi HDP’lileri meclisten atmak için tüm partiler birlik olmuş.
Ak Parti ve MHP’nin tavrı biliniyordu. Ancak bu iki partinin desteğiyle dokunulmazlıkları kaldıran yasanın meclisten geçmesi mümkün değildi. Mutlak olarak CHP’nin desteğine ihtiyaç vardı.
Zaten öyle de oldu.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu sık sık saray darbesinden bahseder ve sert dille eleştirirdi. Hatta ‘Başkanlık Sistemi’ için ‘Kan dökmeden olmaz’ diyerek en sert resti çekmişti.
Başbakan Davutoğlu’nun görevden alınmasını bile ‘Saray Darbesi’ olarak nitelendirmişti.
Peki, dokunulmazlıkların kaldırılmasının Kılıçdaroğlu’nun deyimiyle ‘Saray’ tarafından gündeme getirilip istenmesine rağmen mecliste Ak Partinin yanında yer alması nasıl yorumlanacak.
Burada büyük bir tezat var.
Bu durum anlaşılan CHP’de de büyük rahatsızlık yaratmış.
Öyle ki bu çizginin sürdürülmesi halinde önümüzdeki süreçte istifaların yaşanabileceği endişesi hakim.
Bugüne kadar 'Ulusalcılar' ve 'Sosyal Demokratlar' olarak iki gruptan oluşan CHP’deki rahatsızlıkların ve çatışmaların, meclisteki bu desteğin ardından doruğa çıkması oldukça olası.
CHP'li birçok vekil, süreci AKP'nin değirmenine su taşınması olarak yorumlarken, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun ‘Yeni CHP’ söyleminin de ortadan kalktığı düşüncesi baskın. Peki, HDP Milletvekilleri ne düşünüyor?
HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, daha önceden parti olarak dokunulmazlıklarla ilgili karar aldıklarını belirterek, “7 Haziran’dan bu yana AKP’nin, MHP’nin, CHP’nin bir koalisyon halinde hareket ettiklerini biliyorduk. Aslında uzun süredir MHP ile CHP muhalefet partisi olarak sayılmıyorlardı. Bu her iki partinin de muhalefeti bırakıp sarayın etrafında kümelendiklerini biliyoruz. Daha öncede belirtmiştik, dokunulmazlıkları kaldırıp bize geri adım attıracaklarını düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Tekrardan milletvekilliğimiz devam ediyor. AKP’nin ‘Hukuk Komisyonu’ haline gelen yargının önünde el pençe duracağımızı düşünüyorlarsa yanılıyorlardır. Onun için kendi ayaklarımızla ifade vermeye gitmeyeceğiz. Eğer gerçekten istiyorlarsa gelsinler bizi evlerimizden alsınlar. Bu anti demokratik durum karşısında kendimizi savunma pozisyonunda olmayacağımızı bilsinler.
Biz hırsızlık yapmadık, yolsuzluk yapmadık, halka vereceğimiz hesap yoktur. Ancak CHP’nin saray darbesinin son halkası olduğunu gördük. Bu direniş alanımızın sadece meclis olduğunu da düşünmesinler. Bugün saray darbesine karşı direnen tek partinin HDP olduğu tüm halklar tarafından bilinmelidir. Bu hedeflerimizden geri adım atmayacağımızı da bilmeliler” dedi.
HDP Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan ise, alınan kararın her platformda yargıya taşınacağını belerterek, şunları söylüyor; “Dokunulmazlık darbesi ile ilgili yasal, ulusal ve uluslararası yargıya bu durumu taşıyacağız.
Biz kaldırdık, haydi siz çıkın demekle olmaz, biz HDP’li vekiller olarak meclisi onlara bırakmayacağız. Çünkü orası onların babasının çiftliği değil.
Biz halkın oyları ile buraya geldik, onların atamaları ile gelmedik.
Halkla beraber biz hukuksal mücadelemizi sürdüreceğiz.
Bir hukuki süreç olmadığı için, siyasi bir süreç olduğu için bizi yargılama hakları yok. Anayasaya aykırı olduğu için bu savcıların bizi yargılama onların görevi değil. Biz demokratik tutumumuzda sonuna kadar direteceğiz.
Bu sivil siyasete yönelik gerçekleştirilen darbeye karşı hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz.
Bu darbeyi, parlamentodaki tek nitelikli muhalefeti tasfiye etme darbesi olarak kabul ediyoruz. Çünkü CHP ile MHP bunu açıkça ilan etti. Bu konuda endişelerimizi dile getiriyorduk ama teorik olarak bunu söylesek te ama artık pratikte ispatlanmış oldu. CHP, Kılıçdaroğlu’nun Saraya küfür etmesi, sarayın Kılıçdaroğlu’na küfür etmesi demek ki hepsi danışıklı dövüşmüş. Adamlar ona başkanlığın önünü açacaklar, uygulamada bulundu kurumsal olarak. Bu yönü ile HDP’nin mecliste dik durması muhalefet olarak mecliste tek parti olarak kalması için tasfiye girişiminde bulundular. Meclis tarihinde ilk kez HDP şemsiyesi altında bütün halklar, inançlar burada temsiliyetini buldu. Bütün halklara ve inançlara karşı düşmanca tutum alınmıştır.”
Dokunulmazlıkların kaldırılması ile demokrasi ne kadar ileri gitti acaba? Şu an demokrasi geri viteste aslında.
1994’te yaşanın sürecin kılığına uydurulmuş versiyonunda pay sahibi olanlar eminim gelecekte mahkum olacaklardır.