Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması siyasi bir hamledir.
Ne yazık ki bugün vekil dokunulmazlıklarının kaldırılması meselesi, siyaset üstü ve tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanının isteği doğrultusunda yürütülüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP’lileri kastederek dokunulmazlıkların kaldırılmasını istedi, ertesi gün hükümet hemen bu konuda çalışmaya başladı bile.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, muhalefet partilerine çağrıda bulunup, “Hodri medyan, 506 dosyadaki dokunulmazlıkların hepsini birden kaldıralım. Gerçek bir meydan okumada bulunuyorum. Hodri meydan. Teklifim net ve açık” desede aslında asıl hedefin HDP’li vekiller olduğu apaçık ortada.
Bu vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasındaki gerekçe, birkaç vekilin görevi dışında veya sorumsuzca hareketleri oldu.
Onlarca kişinin ölümüne neden olan canlı bombanın taziyesine gitmek, veya örgüte özel aracıyla silah taşımak, örgüt üyelerini evinde saklamak bir vekilin görevi olmamalı.
Milletvekilinin görevi siyaset arenasında mücadele etmektir.
Bu durumların sıkıntısını HDP sanırım fazlasıyla çekti.
HDP’liler de bu durumdan şikayetçi oldular.
Ancak ortada başka bir durum var.
Şimdi, eğer tümden tüm dokunulmazlıkların kaldırılması isteniyorsa eyvallah, HDP bile böylesi bir durumda destek vereceğini açıkladı. Hatta meclise dilekçe bile verdiler.
Ama buradaki tek amaç HDP’li vekiller.
İşte burada demokrasi bir kenara itiliyor.
HDP’li vekiller içinde tasvip etmediğimiz hareketleri yapan vekillerin sayısı bir elin parmaklarını bile geçmiyorken, hakkında fezleke hazırlanan 59 HD’li vekilden 45’inin dokunulmazlıkları kaldırılmak isteniyor.
AK Parti’nin mevcut fezlekelerde milletvekili dokunulmazlığının tek seferde ve topluca kaldırılmasını öngören Anayasa değişikliği teklifini 316 AK Partili milletvekilinin imzasıyla Meclis’e sunmasıyla, Ankara’da siyasi kulisler TBMM Genel Kurulu’nda gerçekleştirilecek gizli oylamaya kilitlendi.
CHP ve MHP yönetimi teklife “Evet” oyu vereceklerini açıkladı, HDP ise 3 partiye tepki gösterdi.
Teklif bu hafta TBMM Anayasa Komisyonu’nda, daha sonra genel kurulda görüşülecek. Teklif, Meclis’teki 550 milletvekilinden 367’sinin “Evet” oyunu alıp yasalaşırsa, 129 milletvekilinin dokunulmazlığı kalkacak.
Bu 129 milletvekilinin 25’i AK Parti, 51’i CHP, 45’i HDP, 7’si MHP’den...
Meclis Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’nda 129 milletvekili hakkında bulunan 567 dokunulmazlık dosyasının 44’ü AK Parti, 170’i CHP, 333’ü HDP, 16’sı MHP milletvekillerine ait...
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu dışındaki parti liderlerinin dokunulmazlık dosyası bulunuyor.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 71 dosyayla en fazla dosyası olan milletvekili durumunda.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 39, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 8, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın ise 11 dosyası var. Meclis’te dokunulmazlık dosyası olan bakanlar ise Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Maliye Bakanı Naci Ağbal ile Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu.
Burada ilginç olan durum CHP’nin oylamada ‘Evet’ oyu kullanarak iktidar partisinin yanında yer alacağını açıklaması.
Hükümetin dokunulmazlık zırhını kaldırma hamlesinin ardında gerçekten bir adalet arayışı mı var?
Hayır…
Vekillerin yolsuzlukları ya da ‘terör’le bağlantısının hesabının sorulması da yok bu hamlenin ardında.
Böyle bir durum olsa tabiri caizse Ak Parti kendi ayağına sıkıyor demektir. Çünkü kendi vekilleri için hazırlanan fezlekelerin birçoğu yolsuzlukla ilgili.
Ak Partinin Meclis’teki ‘çürükleri’ ayırmaya kalkması, kendini yok etmesi anlamına gelirdi.
Buradaki tek gerçek amaç, HDP’yi bitirmek ve siyaset dışına itmek. Böylelikle de 7 Haziran’ın intikamını almak.
Tabi bu sayede tek başına ‘Başkanlık Sistemi’ni de garantiye almış olacak.
Anlaşılan hesaplar öyle kısa vadeli yapılmıyor.
Zaman zaman Ak Partiye verdiği destek ile MHP mecliste bir figüran olduğunu gösterdi.
Ana muhalefet konumundaki CHP ise yeterli olmasa da bu görevini yerine getirmeye çalıştı.
Ancak dokunulmazlık oylamasında hükümetin yanında yer alçağını açıklaması, hem stratejiden, hem de sağlam bir demokrat duruştan ne kadar yoksun olduğunu gösterdi.
Anlaşılan HDP bir düşman, 3 parti ise bu düşmandan öç almaya yemin etmiş görünüyor.