Diyarbakır'ın İstasyon Meydanı'nda düzenlenen HDP mitingi sırasında meydana gelen patlama, seçimi kazanmak için yapılan gözüdönmüşlüğün en açık örneğidir.
Hangi vicdan birkaç vekil daha fazla almak için bu vahşeti yapar.
Diyarbakır mitingine yapılan saldırı sırf HDP’nin baraj altında kalması içindi.
Bunun başkaca izahı yoktur.
Yoksa oradaki kitleye kim böyle saldırsın.
Çoluk, çocuk, kadın ve yaşlıların olduğu bir ortamda kim katliam yapar ki.
Güvenlik güçlerinin olay yerinde yaptığı ilk incelemede bombanın piknik tüpünün içine yerleştirilmiş bir düzenek ile patlatıldığı tespit edildi.
Yetkililer, patlayan tüpün içinde yüzlerce metal bilye bulunduğunu ve güçlendirilmiş bir patlayıcı madde kullanıldığını söyledi. Olay yerinde inceleme yapan uzmanlar patlamanın olduğu bölgeye saçılmış halde bulunan 100'den fazla metal bilye ve patlayan tüpün parçalarını incelemek üzere kriminal laboratuvara götürdü. Güvenlik güçleri olayla ilgili şu ana kadar herhangi bir şüpheli tespit edemezken, terör ve istihbarat uzmanlarının bölgedeki tüm MOBESE kayıtlarını incelemeye başladığı belirtildi.
Düşünsenize, patlayıcının içine konulan bilyelerin amacı daha çok insanın ölmesi. Bomba patladığında o bilyeler kurşun gibi çevredeki insanlara saplanacak ve öldürecek.
Zaten ölen kişiler ve durumu ağır olan ve ameliyata alınan 23 kişinin vücudundan onlarca bilye çıkarıldı.
Burada asıl yapılmak istenen şey, yüzbinlerce kişinin bulunduğu alanda büyük bir kaos yaratmak, ardından insanlar panik içinde kaçarken birbirlerini ezerek öldürmekti.
Sonuçta 4 insan yaşamını yitirdi, 402 de yaralı var.
Yaşanan bu olay kimbilir belkide konuşmasını yapmak üzere alanda olan HDP Lideri Selahattin Demirtaş’ın şahsına yönelikti.
O alanda Demirtaş’ın eşi ve çocukları da bulunuyordu.
Patlamanın ardından Demirtaş mitingi iptal etti ve HDP İl başkanlığı önünde toplanan kalabalığa ‘İtidal’ çağrısı yaptı. her ne olursa olsun Barış diyeceklerini söyledi.
Olayın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın telefonuna çıkmadığı yönünde yaptığı açıklamalara cevap veren Demirtaş, şunları söyledi; “Ben tarafsızım diyen kişi var ya, çıktı konuştu, Diyarbakır Meydanı’ndan tek bir cümle bile söz etmedi. Şimdi akşam telefonla bana ulaşmaya çalışmış, kusura bakma sen ülkenin Cumhurbaşkanıysan iki aydır bizi hedef göstermeyecektin. Ülkenin cumhurbaşkanıysan, bugün miting yapmak yerine gidip Diyarbakır Meydanı’nda taziyeye katılacaktın. Gitseydin, çiçek koysaydın, üzüntülerini taziyelerini belirtecektin. Ben telefona çıksam ne olur, çıkmasam ne olur? Zaten 2 aydır 140 yerde partimiz saldırıya uğramış, tek bir kişi bile gözaltına alınmamış.”
Sahi, Bingöl’e HDP çalışanı aracında katledildi, Erzurum’da bir HDP’li diri diri yakılmak istendi, polislerin özü önünde ellerinde taş ve bıçaklarla HDP’lileri bekleyenler olmasına rağmen müdahale edilmedi. Adana ve Mersin parti binalarına bomba konuldu ve 150 ayrı yerde HDP bürolarına saldırılar oldu. Ama tek bir tane bile gözaltı yok.
Bu nasıl iş.
Cumhurbaşkanının konvoyuna zafer veya bozkurt işareti yapanlar anında gözaltına alınıyor ve darp ediliyor. Ama bir siyasi partiye bu kadar saldırı oluyor kimsenin kılı kıpırdamıyor.
Peki ya son Diyarbakır’da yaşanan patlamanın ardından ulusal basının takındığı tavra ne demeli.
Yandaş gazetelerin çoğu olayı bile görmezken, yazanlar ise kıyıda köşede küçücük yer vermişler.
Bu hangi gazetecilik etiğine sığar sorarım size.
HDP iktidar partisi ve Cumhurbaşkanını suçluyor.
Yani şimdi bakıyorsunuz; Başbakan Davutoğlu hemen hemen tüm mitinglerinde eleştirilerin birinci sırasına HDP’yi koydu.
Saldırdıkça saldırdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan hakeza.
Ha bire hedef gösterildi.
Şimdi HDP baraj altında kalırsa bu seçimin meşruluğu tartışılacak.
Bir partiye seçime eşit şartlarda girme hakkı tanınmıyor.
Birçok ilde bürolarına saldırılar yapılıyor, standları darmadağın ediliyor, üyelerine linç girişiminde bulunuluyor, birçok yerde miting yapılmasına izin verilmiyor ve neredeyse polis gözetiminde saldırılar yapılıyor.
Sonrada çıkacak halkın tercihi diyeceksin.
Yandaş medya tümden iktidara çalışacak. Ve bu eşit şartlarda bir seçim olacak.
Eksik olsun böyle seçim.
İnsanların canına kast erecek kadar gözü dönen caniler için acaba bir can kaç milletvekili eder. Kan bulaşan bir seçimden sonra birileri meydanlara çıkarak nasıl zafer naraları atacak.