Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan küçük kızı Sümeyye’yi evlendirdi.
Bu düğünle ilgili öne çıkanlar, yapılan harcamalar, gelen hediyeler veya düğün nedeniyle kapatılan yollarda perişan olan vatandaşların yaşadıkları ön plana çıkmadı.
Konuşulan ve hala tartışılan durum, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın düğüne katılmasıydı.
Aslında Genelkurmay başkanının düğüne katılması kadar doğal bir şey olamaz. Ancak bu düğün şehit cenazelerinin kaldırıldığı gün olunca eleştiriler ardı ardına geldi.
Şehit cenazeleri nedeniyle, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı resepsiyonunu iptal ettiği bir ortamda, konumu itibariyle Akar’ın şahit olarak düğüne katılması tartışmaların odağını oluşturdu.
Genelkurmay Başkanı, sosyal medyada çok sert sözlerle eleştirilmişti.
Aslında bu tartışmaların olacağını CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu daha önceden belirtmiş ve uyarılarda bulunmuştu. Akar’ın nikah şahidi olacağı yönündeki bir soruyu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şunları söylemişti; “Genelkurmay Başkanı gereksiz bir siyasi tartışmanın unsuru olmamalı. Toplum ikiye bölünmüş vaziyette. Erdoğan'ı seven var sevmeyen var, siyasilerin ağırlıklı olarak katıldığı nikah törenine, Genelkurmay Başkanı’nın katılması gereksiz bir tartışmaya zemin hazırlayacaktır. Ordunun yıpratılmaması lazım, ordu gözbebeğimiz, korumamız lazım.”
Tartışmalar ve eleştirilerin ardından “askeri bir yetkili” tarafından medyaya yapılan isimsiz açıklamalar, kamuoyunda büyüyen tepkiyi dindirememiş olacak ki, bu kez Genelkurmay Başkanlığı durumu, resmi yazılı bir duyuruyla açıklamak gereği duydu.
Bu açıklama da pek çok tartışmayı beraberinde getirecek gibi.
Herkes sadece Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın düğüne gittiğini biliyordu.
Ancak Genelkurmay’ın açıklamasından, kamuoyunun bilmediği bir unsur daha ortaya çıktı. Meğerse tüm kuvvet komutanları düğüne katılmış.
Genelkurmay açıklamasında bu bilgi, şu satırlardan ortaya çıktı; “Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Komuta Heyeti ile birlikte, 14 Mayıs 2016 tarihinde saat 13.00’te; Çukurca’da hayatlarını kaybeden kahraman şehitlerimizin Ankara Kocatepe Camiinde düzenlenen cenaze törenlerine katılmışlardır. Müteakiben, aynı Komuta Heyeti, aynı gün saat 15.00’te, İstanbul’da düzenlenen nikah törenine, devlet protokolü çerçevesinde katılmışlardır.”
‘Komuta Heyeti’ ile kuvvet komutanları kastediliyor.
Şimdi bu yönlü bir tartışma daha yaşanacaktır.
Yapılan açıklamada bir ayrıntı daha göze çarpıyor. Açıklamada, ‘Devlet Protokolü’ dikkat çekiyor. Düğüne ‘Devlet Protokolü’ çerçevesinde katılım sağlandığı belirtiliyor.
Demek ki Genelkurmay düğüne katılımı böyle algılıyor.
Ancak bir ayrıntı gözden kaçırılmış olmalı.
Nikah ve düğünler, kimin düğünü olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti “resmi devlet törenleri” kapsamında yer almıyor.
Türkiye Cumhuriyeti mevzuatı uyarınca, “özel organizasyonlar” olan düğün ve nikahlarda, “devlet protokolü” uygulanması da sözkonusu değil.
Düğünün evsahibinin Cumhurbaşkanı olması durumu değiştirmiyor.
Düğün organizasyonu Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve Cumhuriyetinin bugüne kadar olan geleneklerinde, ‘resmi organizasyon’ olarak yer almıyor. Bu bir protokol icabeti getirmiyor.
Genelkurmay açıklamasında dikkat çeken bir başka unsur ise, Genelkurmay Başkanı’nın şehit cenazelerinin olduğu gün bir düğüne katılmasına yönelik eleştiriler hakkında yapılan yorum.
Açıklamada, Genelkurmay Başkanı’nın düğüne katılımını eleştirmek, ‘Ülke ve milletin birliği, beraberliği ve güvenliğini’ tehdit ettiği ima ediliyor.
Açıklama aynen şöyle deniyor; “Terörle Mücadeleye yoğun bir şekilde devam ettiğimiz bu günlerde, eleştiri ve yorumlarda insaflı ve yapıcı olunması, ayrıştırıcı dil kullanılmaması, ülkemizin ve aziz milletimizin birliği, beraberliği ve güvenliği açısından büyük önem arz etmektedir.”
Düğünlere katılmak insani bir durumdur.
Ancak yer ve zaman çok önemli.
Eleştirilerin odağı Genelkurmay Başkanının neden düğüne katıldığı ile ilgili değil, düğüne katıldığı gün personeline ait cenaze töreninin olduğu gün katılması eleştiriliyor.
Eğer Genelkurmay Başkanı bu durumu öne sürerek düğüne katılmamış olsaydı şu an çok farklı eleştiriler ve yorumlar alıyor olacaktı.
Türkiye’de gündem o kadar çabuk değişiyor ki bazen yetişmek bile mümkün değil. Baksanıza yeni gündeme…
Bir düğün ve geride bıraktıkları ülkenin gündemini oluşturuyor.