Herkesin neredeyse kayıtsız şartsız destek verdiği ‘Çözüm Süreci’ belkide sırf birilerinin hesabına gelmediği için tepetaklak edildikten sonra ülkenin doğunu adeta kan gölüne döndü.
Şu sıralarda ilginç bir çağrı yapılmış.
Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, ABD yönetimine yaptığı çağrıda Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri'nin (FARC) terör listesinden çıkarılmasını istedi.
Santos, ABD'ye yapacağı ziyaret kapsamında 4 Şubat'ta ABD Başkanı Barack Obama ile yapacağı görüşme öncesinde, AP ajansına verdiği özel mülakatta, Kolombiya'da hükümetle FARC arasında yürütülen barış görüşmeleri çerçevesinde Washington'dan FARC'ın terör listesinden çıkarılmasını talep etti.
FARC, 1966 yılında kurulan bir örgüt.
Kolombiya hükümetinin, tüm ABD ve CIA desteğine rağmen üstünlük sağlayamadığı sosyalist devrimci gerilla örgütüdür.
1982 yılında yaptıkları yedinci gerilla konferansında isimlerine EP’yi, ekleyip FARC-EP oldular. FARC-EP dünyanın en eski örgütlerinden biri. 15 ila 18 bin arası bir kuvvete sahip oldukları tahmin ediliyor ve Kolombiya topraklarının yüzde 40’ına hükmediyorlar.
Örgüt kendini Marksist-Leninist olarak tanımlıyor. Kolombiya’nın zengin kesimine karşı halkı temsil ettiklerini söylüyorlar, doğal kaynakların ve çokuluslu şirketlerin devletleştirilmesi ve paramiliter şiddete karşı savaşmak gibi amaçları var.
FARC, bolivarizmden esinlenmiş bir hareket, bu nedenle Hugo Chavez tarafından açık olarak destekleniyordu. Kolombiya ve Venezuela hükümetleri bu yüzden birçok kez savaşın eşiğine geldiler.
FARC da, devletin kaçırarak kayıp ettiği 16 Bin 907 kişinin akıbetini soruyor.
Bazı Latin Amerikalı Marksistler, FARC’a eleştirel ve mesafeli yaklaşıyorlar. FARC’in özünde Marksist bir örgüt olmadığını söylüyorlar. Bazı Marksistler ise FARC’ın uyuşturucu ticareti yaptığı iddiasına inanmıyor ya da üzerinde durmuyorlar. Buna rağmen FARC, bir uyuşturucu karteli değil, hatalarıyla birlikte sosyal haklar için mücadele yürüten bir örgüt olarak değerlendiriliyor.
Şimdilerde bu örgüt ile Kolombiya hükümeti arasında barış görüşmeleri yapılıyor.
Aslında Türkiye ve Kolombiya arasında benzerlikler var.
İki ülkede de hükümetle çatışan bir örgüt var. Ve bu çatışmalarda bugüne kadar onbinlerce insan yaşamını yitirdi.
Uzun yıllara dayanan çatışmalarda zaman zaman ateşkesler olsa da bu güne kadar devam etti.
FARC ve Kolombiya hükümeti barış görüşmelerinde ciddi.
Barış görüşmelerine Şili, Küba, Venezuela ve Norveç hükümetleri gözlemcilik yapıyor.
Ve düşünün Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, kendisiyle çatışan bu örgütün ‘Terör örgütleri’ listesinden çıkarılmasını istiyor.
Bizde ise 2,2 yılı aşkın süren barış görüşmeleri ‘Dolmabahçe Mutabakatı’ndan öteye gidemedi.
Hatırlarsanız, Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Bu mutabakattan haberim yok, tanımıyorum’ dedikten sonra görüşmeler askıya alınmış ve gelinen noktada yeniden ölümler, kan ve gözyaşı başladı.
Şimdi Dolmabahçe görüşmeleri bir kez daha gündemde.
Başbakan eski Yardımcısı Bülent Arınç, katıldığı bir televizyon programında, Dolmabahçe görüşmelerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın haberinin olduğunu söyledi.
CNN Türk'te Taha Akyol'un Eğrisi Doğrusu programına katılan ve ‘Dolmabahçe Mutabakatı'na ilişkin açıklamalar yapan Arınç, “Cumhurbaşkanı'nın haberinin olduğunu biliyorum, tahmin ediyorum. Bana söylendiği kadarıyla sayın Başkanımız da sayın Yalçın Akdoğan da gelişmelerden anında kendisini bilgi sahibi kıldıklarını ifade ettiler. Ben kendisiyle konuşmadım, sayın Başbakanımızın, sayın Yalçın Akdoğan'ın, Mahir Ünal’ın verdiği bilgilerden sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda haberdar edildiğini ben onlara atfen söylüyorum. Herhalde onlar da yalan söyleyecek değiller. Belki kendisine yeterince bilgi verilmemiş te olabilir ama bu konuda, akil insanlar heyetini kuran oydu, görevlendiren oydu. Bu işlerde de ben anı anına kendisine bilgi verilmeden bir şey yapılacağını zannetmiyorum. Böyle bir görüntüye girmeden önce, birkaç gün öncesinden 'biz şunu yapacağız' diye haberdar ettiklerini onlar söylediler” diye konuştu.
Bu sözlerin ardından hem Ak Parti’den, hem de muhalefetten tepkiler geldi.
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, bu sözlerin bir televizyon programında söylenmesinden rahatsız olduğunu belirtmiş.
Bir nevi gerçeklerin gizli kalmasını istemiş.
Bugün hemen hemen Hergün insanlar yaşamını yitiriyorsa, bunun başlıca sebeplerinden biri Dolmabahçe Mutabakatının yok sayılmasıdır. Bugüne kadar çok spekülasyonlar yapıldı bu konuda. Ancak konu çarpıtılarak bu güne gelindi.
Şimdi varın siz karar verin bu akan kanın sorumlusu kim?