Suruç’ta yaşanan olayın ardından günlerdir bu soruyu soruyorum kendime.
Dört cana mal olan olay, ne yazık ki birkaç oy için yaşandı.
Ama en önemlisi ve vahim olan tarafı ise, olayın bir başka boyuta taşınması.
Olayın ilk yaşandığı anda neredeyse bütün kanallar, “Ak Partililere PKK saldırdı” şeklinde haberi servis ettiler.
İlk duyduğumda, ‘herhalde eli silahlı örgüt üyeleri, kırsal bir yenden geçerken Ak Parti seçim konvoyunu taradı’ diye düşündüm.
Biraz zaman geçtikten sonra olayın Suruç ilçe merkezinde yaşandığını öğrendim.
Şaşkınlığım biraz daha arttı.
Demek ki eli silahlı örgüt üyeleri gün ortasında ilçe merkezine kadar indi diye düşündüm ve inanın dehşete düştüm.
Aradan saatler geçmesine rağmen olayda yaşamını yitiren 4 kişinin de Ak partililer olduğunu biliyordum.
Ancak biraz daha zaman geçince olayın rengi iyiden iyiye değişiverdi.
Tartışma Ak Partililer ve ilçe merkezindeki bir esnaf arasında yaşanmış. Ak Partililer oy istemiş, HDP’ye oy vereceğini belirten esnaf ise ‘buradan size oy çıkmaz’ demiş. Buraya kadar herşey doğal.
Herkes partisine oy istemek için ev ev dolaşır, esnafları ziyaret eder, köylere kadar gider. Ziyaret ettiğin vatandaşların bazıları sana oy vermeyeceğini de söyleyebilir.
Bu sadece Ak Partililere söylenmiyor, zaman zaman Ak Partili esnafları ziyaret eden HDP’lilere de veya CHP, Saadet Partisi ve İyi Partililere de söyleniyordur.
Bunda kızmamak ve anlayışla karşılamak gerekir.
Hele hele bunu söyleyen seçmenlere düşmanca bir tavır sergilemek son derece yanlıştır.
Bu olayda ülke basını bir kez daha sınıfta kaldı.
Çünkü gazetecilik araştırma gerektirir.
Doğruyu bulmak için araştırır.
Ama burada sadece yöneticilerin yaptığı açıklamalara dayanarak haber yapıldı ne yazık ki.
Ve haber neredeyse tüm kanallarda ‘PKK saldırısı’ olarak verildi.
Ama nedense haberde, ‘Üç PKK’lı terörist silahlarıyla birlikte etkisiz hale getirildi’ denmedi.
Şanlıurfa Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada ise olay ‘AK Parti Milletvekili Sayın İbrahim Halil Yıldız, yanındaki grup ile birlikte Suruç ilçe merkezinde gerçekleştirdiği esnaf ziyareti sonrasında iki grup arasında çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi’ olarak değerlendirilmişti.
Olayda AK Parti Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın kardeşi ve 25 yıllık esnaf ve iki oğlu yaşamını yitirdi.
Olayın nasıl geliştiğini öğrenmek için Şanlıurfa’daki gazetelerin internet sitelerini taradım.
Ajansurfa’nın haberi, yapılan tek tip haberlerden biraz daha farklı idi.
Bu ajans haberi aynen şöyle vermiş; “İddiaya göre, AKP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ve yakınları seçim çalışması kapsamında iş yerlerini ziyaret ederken bir esnafın tepkisiyle karşılaştı. İş yerinden çıkılmasını isteyen ve adının Esved Şenyaşar olduğu anlaşılan esnafla partililer arasında kısa bir tartışma yaşandı. Vekil ve yakınları buradan ayrıldı. Ertesi gün bir grup, Şenyaşar'ın iş yerini uzun namlulu silahlarla taradı. Şenyaşar da uzun namlulu silahla karşılık verdi. Saldırıda oğlu öldürülen Esved Şenyaşar, ayağından yaralandı. Şenyaşar ailesinden üç, Yıldız ailesinden bir olmak üzere toplam dört kişi öldü. Yaralı sayısı ise 10'dan fazla... 3'üncü olay Suruç Devlet Hastanesi'ndeki yaralılara saldırı şeklinde gerçekleşti. Esved Şenyaşar'ın yaralı olarak geldiği hastanede öldürüldüğü öne sürüldü. Hastane çevresindeki olaylar da yaklaşık 4 saat sürdü. Kent merkezine sevk edilmesi gereken yaralıların öfkeli kalabalık tarafından engellendiği öğrenildi.”
Bu saldırıda yaralanan esnaf Esved Şenyaşar’ın yaralı oğullarından biri iddiaya göre hastanede kafasına yangın söndürme tüpüyle vurularak öldürülmüş.
Üstelik bu olayın ardından hastanedeki güvenlik kameraları da sökülmüş.
Buda olayın bir diğer vahim boyutu.
Sonuç olarak birkaç oy için 4 can yitip gitti. Belki bu birkaç oy 4 yıllığını mevki ve makam getirebilir, ancak giden canları getirebilecek mi?
Sahi; bir oy kaç can eder acaba…?