~~Seçmen hakaret edenleri cezalandırmalı
Öyle bir İstanbul seçimi yaşıyoruz ki, sanki İstanbul değil, Türkiye seçimi.
Türkiye bundan önce böyle bir seçim sürecine tanıklık etmedi.
Düşünebiliyor musunuz; seçim İstanbul’da yapılıyor ve İstanbul Büyükşehir belediye başkanı seçilecek ama seçimin iddialı iki ismi olan Ak Parti adayı Binali Yıldırım ve CHP adayı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’dan daha çok diğer illerde miting ve seçim gezileri yapıyorlar.
Böylesine tuhaf bir seçim süreci yaşıyoruz.
Bu durumu bayram öncesinde de gördük.
Neredeyse Türkiye’deki tüm il ve ilçelerde adayların halkın bayramını kutlayan posterlerini gördük.
Evet belki İstanbul çok önemli bir şehir.
Siyasetçilerin diliyle, “İstanbul seçimlerini kazanan Türkiye seçimlerini kazanır, İstanbul seçimlerini kaybeden Türkiye seçimlerini kaybeder” diye bir söz var.
Ancak herşeye rağmen seçim sürecinin çok abartıldığını düşünüyorum.
İstanbul’u kim kazanırsa bana bir artısı olmayacak, kim kaybederse yine bana bir eksisi olmayacak. O zaman beni bu seçimin bir malzemeli haline getirmenin bir anlamı yok.
SEVİYE DİP YAPTI!
Bazı siyasetçileri için seçimi kazanmak herşeyden önde gelir.
İnsani değerler, saygı ve sevgi bir yana, seçimi kazanmak için herşeyin mübah olduğunu düşünenler var ne yazık ki.
Bu bir yarıştır.
Her yarışın bir kazananı vardır.
Başarıya ulaşmak ve ipi önde göğüslemek çok güzel bir duygudur. Ama oyunun kuralları içerisinde kazanılmış bir zafer…
Peki ya şimdilerde durum ne?
Durum hiç te iç açıcı değil ne yazık ki.
Türkiye’nin iki önemli siyasi partisi şu sıralar yapılacak projeler ve insana hizmeti bir kenara bırakmış, rakibinin açıklarını arar hale gelmiştir.
Her iki tarafın kafasındaki düşünce, sandığa gitmeden önce rakibini saf dışı bırakmak.
Bunun içir yapılanlar ise adayların ve mensubu olduğu partinin geçmişini didik didik etmek ve varsa kullanılacak bir olumsuzluk bulmak.
Bu siyaseten etik bir durum değil.
Ancak ne yazık ki bu duruma şahit oluyoruz şu sıralar.
Mesela CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun geçtiğimiz dönem görev yaptığı Beylikdüzü belediyesindeki tüm işlemler didik didik ediliyormuş.
Bu ahlaki değil.
Diğer aday Binali Yıldırım için de aynı şeyler yapılıyorsa ahlaki değil.
Seçimi kazanmak için herşey deneniyor.
Ancak üzülerek görüyoruz ki artık, seviyenin dip yaptığı, hakaretlerin havada uçuştuğu ve özel yaşımın ayaklar altına alındığı bir süreç yaşıyoruz.
Son olarak Ak Parti Mersin İl Başkan Yardımcısı Kenan Peker'in Twitter hesabından Ekrem İmamoğlu için yaptığı paylaşım, seviyenin geldiği son noktayı gözler önüne seriyor.
Uzun yıllardır AKP Mersin teşkilatında çeşitli görevler üstlenen ve halen İl Başkan Yardımcılığı yapan Kenan Peker, kişisel twitter hesabından, Ekrem İmamoğlu için, “İstanbul'u Konstantinopolis mi? sandın Yunan evladı seri yalancı” şeklinde bir paylaşımda bulundu. Ancak gelen tepkiler üzerine paylaşımı sildiği iddia edildi.
Ak Parti çevrelerinden, İBB Adayı Ekrem İmamoğlu'na memleketi Trabzon üzerinden yapılan Yunan göndermesine bir yenisi daha eklendi böylece.
Hatırlarsanız 31 Mart öncesi bu hakaretler seçim meydanlarında adeta havada uçuşuyordu. Ancak seçmen buna tepkisini sandıkta gösterdi ve bu hakaretleri itibar etmediğini gösterdi.
Şimdi iktidar Partisi Ak Parti yöneticileri ve ‘Cumhur İttifakı’nın diğer üyelerinin, artık ‘Millet İttifakı’nda yer alan siyasi partiler için ‘terör’, ‘PKK’, ‘FETÖ’ gibi tanımlamaları kullanmadığına şahit oluyoruz.
Hakaret dilinin para etmediğinin farkına vardılar ve ağız değiştirdiler.
Aslında seçmen, bu dili kim kullanıyorsa sandıkta gerekli tepkiyi göstermeli ve cezalandırmalıdır.