12 günü aşkın süredir Cizre’deki bodrum katında mahsur kalan ve aralarında 7 cenaze ve ölülerin olduğu 30’a yakın kişi kurtarılamadı.
Yapılan açıklamalar o kadar çelişkili ki.
Hükümet yetkililerinden bazıları ve İçişleri Bakanı Efkan Ala hala o bodrumun bulunduğu binanın adresini bilmediklerini söylüyor.
Ben oradan bu kadar uzak mesafeden veriyorum o bodrumun bulunduğu binanın adresini; Cudi Mahallesi Bostancı Sokak No: 23.
Belki soracaksınız nereden biliyorsun? diye.
Yahu hükümet yetkililerinden başka herkes biliyor zaten o adresi. Yaralıların bulunduğu o adresi bulmak hiçte zor değil. Ancak orada bir şeyler gizleniyor ve üzeri örtülmek isteniyorsa bilemem.
Doğrusu orada yapılmak isteneni anlamak zor.
Orada yaralılar var ve hastaneye kaldırılıp tedavi edilmeleri gerekiyor. Ayrıca ölen kişilerin de bir an önce gömülmesi lazım.
Bunların oradan alınması için bir saatlik ateşkes sağlanamıyor mu?
Bunu yapmak bu kadar zor olmasa gerek.
Hükümet burada sanki bir nevi oyalama taktiği uyguluyor.
Yaralıları orada bırakarak bir şeyler için zaman kazanıyor olabilir.
Başkaca bir şey gelmiyor insanın aklına.
Karşılıklı açıklamalar ve karşılıklı suçlamalarla 12 geçti ancak o yaralılar hala orada bekliyor.
İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Sağlık bakanlığı yetkililerinin yaptığı açıklamaların ardından bu olay ile ilgili açlık grevi başlatan HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Urfa Milletvekili Osman Baydemir, açıklama yaptı.
Bakanlıkların aksi iddialarına yer veren vekiller, bakın neler söylüyor; “Bu cenaze ve yaralıların 'vahşet bodrumundan alınarak hastaneye nakledilmesi ile ilgili birinci dereceden sorumluluk makamında bulunan Başbakan, İçişleri Bakanı ve Sağlık Bakanı’nın yapmış olduğu açıklamalar, Hükümetin bu konuda orada bulunan insanların hastaneye naklinden ziyade gerçekleri karartma çabasını açıkça göstermektedir. Bu yaklaşım siyasi tarihimizin en ağır ve en trajik katliam riskiyle karşı karşıya olduğumuz kaygısının ne kadar haklı olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. İçişleri Bakanı Bakanlık yetkilileri yaralı ya da cenazelerin bulunduğu bodrum katının hangi binada olduğunu kendileri tarafından bilinmediğini, civarda bulunan 80-100 bina ile ilgili operasyonel sürecin devam ettiğini bu konuda HDP’nin yaptığı tek şeyin kamuoyunu yönlendirecek bir algı operasyonu olduğunu ifade etmiştir. Oysa ki ilk günden itibaren bu bodrum katıyla ilgili tüm detaylar İçişleri Bakanlığı yetkililerine tarafımızca iletilmiş, yetkililer tarafından da bu bilgilerin tamamının İçişleri Bakanına aktarıldığı heyetimize ifade edilmiştir. Kaldı ki, 27 Ocak’ta Bakanlıkta açlık grevine başladığımız gün ve daha sonraki zamanlar içerisinde İçişleri Bakanıyla yüz yüze yaptığımız görüşmelerde yaralıların bulunduğu adres binanın yıkılma tehlikesi altında olduğu, hatta binanın fiziki yapısı ile ilgili bütün detaylara varana dek bilgiler paylaşılmış ve bu bilgiler konusunda mutabık kalınmıştır. Ayrıca 24 saat esaslı tüm Cizre ve söz konusu yaralıların bulunduğu binanın kendisi İHA’lar tarafından izlendiği bilgisi tarafımıza aktarılmıştır. Böylesi bir binanın varlığı ve İHA’lar tarafından izlendiği 30 Ocak günü Kriz Koordinasyon Merkezi’nce teyit edilmiştir. İçişleri Bakanı'nın binaya dair vermiş olduğu tüm bilgiler gerçeği yansıtmamaktadır, tam tersine büyük bir suçun üzerini örtme girişimi ve algı yaratma operasyonudur.
Zira Sağlık Bakanı ilk günden itibaren ambulansların olay yerine intikal ettiğini ancak yaralıların ısrarla ambulanslara gelmediğini, 30 Ocak'ta da yaralıların sunulan bütün önerilere rağmen dışarıya çıkma yöntemlerini hiçbir şekilde kabul etmediğini ifade etmiştir. Oysa ilk dört günde bütün ısrarlı taleplerimize rağmen harekete geçmeyen Sağlık Bakanlığı ambulansları, 27 Ocak ile 30 Ocak arasında da olay mahalline 1 kilometre mesafeden öteye geçmemişlerdir. Sağlık Bakanlığı ambulanslarının bekletildiği Dörtyol’dan binanın bulunduğu noktaya 150 metre mesafeye giden tek ambulans, belediyenin ambulansıdır. Belediye ambulansı içerisinde bulunan sağlık görevlilerinin ambulanstan inip binaya erişimleri de güvenlik personelleri tarafından engellenmiştir. İlk defa 30 Ocak sabahı Sağlık Bakanlığına ait bir ambulans, belediye ambulansına onu takip etmek suretiyle eşlik etmiş, binanın bulunduğu noktaya 150 metre mesafeye gitmiştir. Yine aynı şekilde Sağlık Bakanlığı Kriz Koordinasyon Merkeziyle 30 Ocak sabahı yürütmüş olduğumuz temasta Sağlık Bakanlığına ait ambulans içerisinde bulunan hiçbir personelin binaya gitmeyeceğini hatta ambulanstan dahi inmeyeceklerini, daha fazla mesafeye gidilecekse belediye sağlık personellerinin gitmesi gerektiği beyanında bulunmuşlardır. Buna rağmen sanki her gün Sağlık Bakanlığı ambulanslarının yaralıları kurtarma içerisinde bulunduğu iddiası büyük bir yalandan ibarettir. Sağlık Bakanı aslı olmayan iddialar ileri sürmekle uğraşacağına, SES ve TTB üyelerinden oluşan profesyonel bir ekibe günlerdir neden izin vermediğini açıklamak zorundadır.”
İşin içinden çıkmak zor görünüyor. Çıkıncaya kadar oradaki yaralılar da yaşamını yitirmese eğer…