Son yıllarda sanat ve edebiyat dallarında Batmanlı iki önemli isim ön plana çıkıyor.
Biri sanatı sınırları aşarak dünyada hızla tanınan Ressam Ahmet Güneştekin, diğeri kitapları birçok dile çevrilen eğitimci-yazar Yavuz Ekinci.
Her ikiside bu topraklardan beslenen farklı dallarda eserler veren iki önemli isim, Güneştekin ve Ekinci. Ama en önemlisi doğduğu kenti her platformda tanıtan ve destek veren iki isim.
Haftasonunda Ahmet Güneştekin, Batman Belediyesinin adını verdiği Kültür merkezinin açılışına katıldı.
Hem Ahmet Güneştekin, hem de Batman için gurur verici bir geceydi.
Salon hınca hınç dolu…
İğne atsan yere değmez…
Öyleki birçok kişi iki saati aşan etkinliği ayakta izlemek zorunda kaldı.
FOX TV’nin önemli yüzlerinden olan gazeteci İsmail Küçükkaya, Güneştekin ile sahnede yaptığı sohbette öve öve bitiremedi Güneştekin’i.
Sadece o değil, herkesin övgülerine mazhar oldu.
Söyleşi öncesinde konuşan Belediye Başkanvekili Ertuğ Şevket Aksoy, bakın neler söylüyordu; “Değerli Güneştekin, evinize hoş geldiniz. Işık, renk, aydınlık bunlar pozitif kavramlardır, çağdaş kavramlardır. Bizlere heyecan veren güç veren modern kavramlardır. İşte Ahmet Günüştekin de bu güzel toplantılarla bölgemize ve ülkemize hep ışığın peşinde koşmuş, güneşin peşinde koşmuş, rengin peşinde koşmuş. En etkileyici en sanatsal, en evrensel ve en çağdaş bir şekilde aktarırken, aynı zamanda bu ışığı bütün dünyaya da yaymış, tabi kendisi de gökteki bir yıldız gibi de parlamış. Bizi duygulandıran diğer bir konu da Ahmet Güneştekin bunları yaparken, çocuklarımızı da ihmal etmemiş. Beş bine yakın çocukla çalışmış, onlara sanatı sevdirmiş. Güneştekin, ülkemize hep ışığın peşinde koşmuş, güneşin peşinde koşmuş, rengin peşinde koşmuş. En etkileyici en sanatsal, en evrensel ve en çağdaş bir şekilde aktarırken aynı zamanda bu ışığı bütün dünyaya da yaymış, tabi kendisi de gökteki bir yıldız gibi de parlamış.”
Batman bu topraklarda önemli isimler yetiştirdi, umarım bundan sonraki yıllarda da yetiştirecektir.
Ama önemli olan yetiştirdiği kişilerin doğduğu toprakları unutmaması ve birşeyler kazandırması.
Ahmet Güneştekin önceki yıllarda en büyük hayalinin memleketi Batman’a büyük bir müze kazandırmak olduğunu dile getirmişti.
Önceki geceki programda bu projenin detaylarını anlatınca, heyecanlanmamak mümkün değildi.
Bakın neymiş hayali Güneştekin’in; “Ben bu toprakları gerçek çok seviyorum. Çünkü buradan beslendim, buranın saygısından kültüründen beslendim. Buranın o zengin kültürü sayesinde buralara geldim. Şimdi borcumu ödeme zamanı gelmeye başladı.
Hasankeyf’in en yüksek tepesine çok önemli bir müze yapma hayalim var. Ama öylesine bir müze değil. Dünya çapında bir müze olmasını düşünüyorum. Bunun için dünya çapındaki ve dünyanın en önemli mimarlardan biri Emre Arolat, seve seve böyle bir projede yer alacağını söyledi. Yani Türkiye’de sanatın merkezi olan İstanbul’da da dahi olmayan bir proje yapmayı planlıyoruz. Bu müzenin içine milyonlarca dolarlık sanat eserlerini getirmeyi garantilerim. Müze, 12 bin yıllık tarihe tanıklık etmeli. Çünkü benim sanatımın temeli bu coğrafyadır. O gelenekle müzenin uyuşmasını sağlayacağız.”
Sanatçı duyarlılığıyla yaklaştığı kentine değer katacak projeler düşlemektir gerçek sanatçılık.
Sadece bunlar değildi Güneştekin’in söyledikleri.
Bir de arada sözü Yılmaz Güney Sinema Salonuna getirdi.
Hani şu son günlerde yeşil alan mı olsun?, Cami mi yapılsın diye anketler yapılan Yılmaz Güney Salonu…
Güneştekin, basında bu söylentileri duyduğunda üzüldüğünü belirterek, Almanya’da Oscarlı yönetmen Oliver Stone ile yaşadığı bir olayı anlattı; “Oliver Stone ile bir etkinlikte tanıştık. Türkiye’den olduğumu söyleyince bana ilk sözleri Yılmaz Güney oldu. Ona hayranlığını dile getirdi. Burada Yılmaz Güney adına yapılan salonla ilgili haberler okudum. Umarım Belediye Başkan Vekilimiz en uygun olanı yapacaktır.”
Bir sanatçı sanatıyla anılmalı. Yılmaz Güney de sanatıyla anılan bir isim ve Güneştekin bu isme duyarsız kalmadı.
Sanatçı duyarlılığının en güzel örneği bence.
Yazar Yavuz Ekinci de tıpkı Güneştekin gibi bu topraklardan beslenen Batman’ın yetiştirdiği önemli ve dünya çapında bir edebiyatçı.
Kitaplarında, hep bu topraklarda yaşamış öyküler var.
Batman’ın acı ve tatlı öyküleri…
Bu bol ödüllü yazar da kentini, yani doğduğu şehri unutmayan bir isim.
Hem Ekinci, hem Güneştekin bence tüm övgüleri hakkediyor.