Önceki gün DİHA tarafından servis edilen ve ‘Sosyal Medya’da en çok tıklananlardan olan bir görüntü, gündeme bomba gibi düştü.
Bu görüntüler iddiaya göre, Özel Harekat timlerinin, Yüksekova’da 5 Ağustos’ta bir şantiyeye yaptığı baskında çekilmiş. Büyük tepki çeken görüntülerde, bir özel harekât timinin, yüz üstü elleri arkadan bağlanmış ve yan yana dizilmiş işçilere hakaret ettiği görülüyor.
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde özel harekât timlerinin 5 Ağustos'ta Selahattin Eyyubi Havalimanı'nın kuzeyinde özel bir şantiyeye yaptığı baskında 52 kişi gözaltına alınırken, baskın sırasında polisin hakaret ve görevini aşan uygulamaları büyük tepki çekti.
Maskeli özel harekât timlerinin zırhlı araçlarla şantiyeyi basmasının ardından orada bulunan onlarca inşaat işçisine yaptığı hakaretler saniye saniye görülüyor. Görüntüde, elleri arkadan bağlanmış ve yan yana dizilmiş onlarca işçinin yüz üstü yere yatırıldığı açıkça görülüyor.
Yere dizilen işçilerin yanlarında kapıları açılmış sivil araçlar da varken, zırhlı araçların etrafından şantiye girip çıkan özel harekât timleri de bulunuyor.
Görüntülerin başlangıcından sonuna kadar ise bir özel harekât timinin tehditvari konuşması var. “Türkiye Cumhuriyeti devletinin gücünü göreceksiniz!” diye tehditler savurarak sözüne başlayan özel harekât timi, “Hepinizi tanıyorum ben. Kim ki hainlik yapıyor, kim ki ihanet yapıyor, karşılığını görecek! Görecek karşılığını! Ne yaptı lan size bu devlet? Ne yaptı devlet size? Hepiniz hepiniz karşılığını görecektir. Türkün gücünü göreceksiniz. Tamam mı?” diye bağıran özel harekât timi, bu esnada yüzü yere dönük işçilerden birinin kendisine bakması üzerine “Bakma lan bana! Herkes yere baksın” şeklinde tehditlerini sürdürüyor.
Şimdi herkesin merak ettiği soru şu; bu polis onlarca suçsuz sivil vatandaşı ellerini arkadan kelepçeleyerek yere yatırıp bu hakaretleri yapacak gücü nerden buluyor?
Yüzüstü toprağın içine yatırılarak küçük düşürülen ve hakaret edilen bu insanlar suçlu ise neden gözaltı sonrası hepsi serbest bırakıldı?
Eğer bu ülkenin polisi karşısındaki Türkiye Cumhuriyeti Milletvekiline ‘Lan’ diye hitap edip el kol hareketleri yapıyorsa, o polis sıradan sivil vatandaşa işte bunları yapar.
Birincisi elindeki silaha ve arkasındaki devlete güveniyor.
Bu güne kadar suç işleyen polislerin cezasız kalması ise en büyük cesaret aracı.
Toplumun gözünde kurumların meşruiyetinin en önemli unsuru, kurumlara otoritesini veren kaynağın meşru olarak algılanmasıdır. Polis güçleri, toplumun gözünde ancak takip ettikleri ve uyguladıkları kanunlar kadar meşrudur. (K. Murphy ve Cherney 2012) Bir başka deyişle kanunları göz ardı eden, gücünü suistimal eden polis memurları kamuoyunun gözünde meşruluğunu yitirir.
Bu görüntülerin bir şekilde yayınlanması hem Emniyet Genel Müdürlüğünü, hem de hükümeti zor durumda bıraktı.
Görüntüler önceki gün sabah saatlerinde servis edildi. Birkaç saat sonra Başbakanlık tarafından inceleme başlatıldığı açıklandı. Ancak akşam saatlerinde bu kez olayın cereyan ettiği Hakkari valiliği soruşturma başlatıldığını açıkladı.
Hani başbakanlık soruşturma açmasa, valilik kılını bile kıpırdatmayacak herhalde. Bu görüntülerde bir insanlık suçu var. Bunun için biryerlerden talimat beklemek mi gerekir?
Başbakanlık inceleme başlatmadan sen başlatsan o incelemeyi ne olur ki?
Bu görüntüler bir şekilde medyaya yansıdığı için gündeme getirildi. Peki ya görünmeyenler?
Kimbilir şu son süreçte buna benzer daha vahim kaç görüntü yaşanmıştır. Bu sadece buzdağının görünen kısmı.
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) bir süre önce ‘Türkiye’de Polise Güven Araştırması’ sonuçlarını açıklamıştı.
Raporun çarpıcı bazı bulguları şöyle;
Türkiye toplumu, polisin vatandaşların ihtiyaçlarına duyarlı ve adil şekilde cevap verdiğine inanmıyor.
Türkiye’de toplumun yüzde 60’ı kanunları çiğneyen polis memurlarının cezasız kaldığını düşünüyor.
Öte yandan, siyasi kimlik olarak kendini AKP seçmeni olarak tanımlayanlarda polise güven 3.76, CHP seçmenleri arasında 3.24, MHP seçmenleri arasında ise 3.55’ken DBP/HDP seçmenlerinin polise güvenme oranı 2.79.
Coğrafi sonuçlara göre, polise en güvensiz kesim Güneydoğu Anadolu bölgesi.
Zaten vatandaşa yönelik polis şiddetinin en çok yaşandığı bölge Güneydoğu Anadolu bölgesi değil mi?
Bu tür küçük düşürücü ve insan onurunu kıran uygulamaları yapan kişilere mutlaka gerekli cezalar verilmeli. Aksi taktirde bunun daha vahim olanlarına yol vermiş olursunuz.