Geçtiğimiz yıl yoğun olarak özellikle Türkiye’deki mültecilerin Avrupa’ya gitme hayalleri ve yolda ölümle biten maceralarla sıkça karşılaştık.
Gerek Suriye’den gelenler veya gerek IŞİD saldırıları sonucu toprakları Şengal’i terkederek Türkiye’ye gelen Ezidi vatandaşların tek hayali Avrupa ülkelerinden birine gidebilmek.
Batman’da barınan binlerce Suriyelinin büyük bölümünün de tek düşüncesi bu.
Aslında onlarla ilgili cevaplanması gereken o kadar çok soru var ki.
Suriyeli mülteciler neden Avrupa'ya gidiyor?
Türkiye'de neden kalmak istemiyorlar?
Mültecilerin Avrupa ülkelerine yönelmesi Türkiye üzerindeki yükü hafifletir mi, yoksa Türkiye'yi daha büyük bir açmaza mı sürükler?
Türkiye'de yaşayan Suriyeli mülteciler ne gibi sorunlarla mücadele ediyorlar?
Türkiye, mültecilere rahat yaşamaları için ne gibi imkanlar sunuyor?
Suriyeli mülteciler savaş biterse ülkelerine dönmek istiyor mu?
Türkiye'de kendilerine bir gelecek görüyorlar mı?
Çocuklarıyla birlikte Türkiye’ye sığınan bir Suriyeli kadının anlattıkları oldukça düşündürücü. “Biliyor musun” diyor Suriyeli genç kadın, “Ben bavullarımı üç ay öncesine kadar hiç ortadan kaldırmadım. Hep, her an Suriye'ye dönebilirim, hazır olmam lazım diye düşündüm. Ama artık umudumu kaybettim.”
Şu an ülkelerindeki durum onlar için geri dönmeyi en azından birkaç yıl için imkansız kılıyor. Şimdi hemen savaş bitse dahi, yıkılan evlerinin, kentlerinin inşası uzunca bir zaman alacaktır.
Suriye krizinin başlamasından bu yana ülkeyi terk edenlerin sayısı 6 milyonu aştı.
Türkiye'de resmi rakamlara göre yaklaşık 3 milyon Suriyeli mülteci yaşıyor. Kayıt dışı rakamlar da dahil edildiğinde bu sayının en az 3,2 milyon olduğu tahmin ediliyor. Türkiye, bugün dünyada en büyük mülteci nüfusu barındıran ülke.
Suriyeli mültecilerin hukuki statüsü, en sorunlu başlıklardan.
Türkiye, 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi'ne ‘coğrafi sınırlama’ ile taraf olmuştu. Yani, Türkiye bu sınırlama nedeniyle sadece Avrupa'dan gelenlere mülteci statüsü verebiliyor.
Türkiye, Suriye krizinin başından beri ‘açık kapı politikası’ izliyor. Türkiye'ye gelmek isteyen Suriyeliler geri çevrilmiyor.
Ancak Türkiye'de yasalar gereği mülteci statüsünde görülmüyorlar. Avrupa dışından geldikleri için ‘geçici koruma’ başlığı altında ‘sığınmacı’ statüsüne sahip olabiliyorlar.
Sığınmacı statüsü de, mültecilerin sahip olacakları doğal hakları içermiyor.
İşte bu nedenle Batman ve bölgedeki illerde bulunan Suriyelilerin tem amacı bir şekilde herhangi bir Avrupa ülkesine gidebilmek.
Suriyeliler’in Avrupa’ya gitmesinin ana nedenlerinden biri kendileri ve çocuklarına iyi bir gelecek ve eğitim sağlamak. 5 senedir süren savaşın yaşamlarında yarattığı belirsizlikten yorulmuş durumdalar.
Uluslararası insan hakları örgütlerinin tahminlerine göre Türkiye’deki 700 bin çocuk mültecinin 3’te 1’inden azı okula gidiyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türk devletinin mültecilere eğitim hakkı tanındığını söylemesine rağmen 400 binden fazla Suriyeli mülteci çocuğun okula gitmediğini belirtiyor.
Batman’da da Suriyelilerin girişimi ile açılan okullara ancak 400 öğrenci gidebiliyor. Yaklaşık Bin 500 kadar çocuk eğitim alamıyor.
Avrupa, tarihinin en büyük mülteci krizlerinden birini yaşıyor şu sıralar.
Suriye'deki savaştan kaçanların çoğunluğunu oluşturduğu mülteciler hem deniz yoluyla hem de karadan AB topraklarına ulaşmaya çalışırken AB ülkeleri, mülteci sorunuyla nasıl baş edecekleri konusunda ortak bir politika belirleyebilmiş değil. AB'nin önde gelen üyesi Almanya'dan her üye ülkenin belli kotalar uyarınca mülteci kabul etmesini önerisi AB'nin genelinde henüz bir karşılık bulmuş değil.
Ölümü göze alarak Avrupa ülkelerinden birine gitmeye çalışan binlerce mülteci var.
Birde resmi olarak ülkelerden davet alıp gidemeyenler var.
Bunlardan bir tanesi 2012 yılında eşi ve 3 çocuğuyla birlikte Batman’a gelen Abdülbari Ahmed.
Bir süre önce Gaziantep ve Ankara’da Kanada konsolosluğu ve büyükelçiliğine başvuruda bulunmuşlar.
Geçtiğimiz 2 Ağustos tarihinde ise bekledikleri müjdeli haber Kanada konsolosluğundan gelmiş ve ülkeye kabul edildiklerini öğrenmişler.
Ancak bu sevinç, Batman’daki Göç İdaresine gidince kursaklarında kalmış.
Göç İdaresi, Kanada’ya gedebilmeleri için isimlerinin kendilerine bildirilmediğini belirterek gidişlerine izin vermemişler.
Abdülbari Ahmed, Suriye’den gelen doktor, mühendis, öğretmen ve yüksek tahsillilerin değerlendirilmesi için Türkiye’de çalışmalar yapıldığını belirtiyor. Ancak kendisinin yüksek tahsilinin bulunmadığını ve işsiz olduğunu söylüyor ve ekliyor; “Tek umudumuz Kanada’ya gitmek. Bize kalacağımız ev dahi kiralanmış ve herşeyimiz hazır. Ancak neden izin verilmediğini anlamış değiliz. Tek isteğimiz buydu, ancak şimdi hayal kırıklığı yaşıyoruz ve ailece psikolojimiz bozulmuş durumda. Biz sadece bize verilen bu hakkın elimizden alınmamasını istiyoruz.”
Tüm Suriyelilerin öncelikle amacı, önce savaşın sürdüğü ülkelerinden sağ salim dışarı çıkmak, ardından bir Avrupa ülkesine gidebilmek.
Onlar için tek kurtuluş yolu bu…