HDP tarihinin en zor dönemeçlerinden birini kazasız belasız geçti.
Büyük bir engel olarak duran seçim barajını yıktı geçti.
Daha kurulurken HDP, Türkiye partisi olma yolunda büyük adımlar attı.
Büyük oynadı ve büyük kazandı.
Türkiye partisi olmak için yola çıkan bu genç partiyi şimdi daha da önemli bir süreç bekliyor.
Türkiye halkları HDP’ye bir görev verdi. Aslında bir şans tanıdı. Bu şansı Türkiye partisi olma yolunda kullan dedi.
Düşünün daha düne kadar barajı aşıp aşmayacağı tartışılan HDP, şimdi olası koalisyon hükümeti içinde kendini bulabilir.
Çok zor badireler atlattılar.
Hatta birlikte mutabakata vardıkları Ak Parti’den bile sert eleştiriler haksız ithamlar aldılar.
Mesela Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan…
Bu zat, 28 Şubat’ta Dolmabahçe’de 10 maddelik mutabakat metni imzaladıkları HDP hakkında öyle şeyler söyledi ki.
Akdoğan beraber aynı masada Türkiye açısından çok önemli mutabakatı imzaladıktan sonra yaptığı konuşmalarla şaşırttı. Akdoğan, bu partinin terör örgütünün uzantısı ve vesayeti altında olduğunu ileri sürdü ve aynen şu ifadeleri kullandı; “Sen bu örgütle bağını koparır ve dersin ki ‘ben terörün her türlüsüne karşıyım, silahlı yönteme karşıyım.’ O zaman biz de deriz ki siyasette yolun açık olsun. Ama sen öyle demiyorsun. Orası sen bir söz söyleyince seni azarlıyor. Elinden kan damlayan adama her gün selam çakıyorsun sen. Senin güçlenmen demokrasinin güçlenmesi anlamına gelmiyor. Bu yüzden ben HDP’nin barajı geçmesini demokrasi adına bir tehlike olarak görüyorum.”
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a da yüklenen Akdoğan, “Senin bir kardeşin var. Ne iş yapıyor? Mesleği ne? Terörist, Kandil’de. Bir dönem siyaset yapıyordu. Sonra terörist olmaya karar verdi. Bunlar gece başka gündüz başka, 6 ay siyasetçi, 6 ay terörist. Bu yaklaşım nasıl demokrat olabilir” ifadelerini kullanmıştı.
Barajı aşarak tüm bunlara cevap verdiler. Ancak bundan sonra tüm vekillerin ince eleyip sık dokuması gerekir.
Türkiye partisi olma yolunda en büyük adımı attılar.
Şimdi herkesin gözü kulağı HDP’lilerin üzerinde.
Herkes bu partiyi yıpratmak için bir açık yakalama peşinde
Seçimin ardından CNN TÜRK'te Ahmet Hakan'ın sunduğu yayınına katılan HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik, “Selahattin Bey ben inançlı bir Müslüman'ım ve tek kıblemiz var o da Kabe'dir dedi, böyle bir laf daha Kemal Kılıçdaroğlu'ndan duyulmadı” şeklinde sözler sarfetti ve büyük tepki çekti.
Kılıçdaroğlu Alevi bir insan olduğu için bu tepkiler son derece haklı.
Altan Tan’ın bu sözlerini tasvip etmek mümkün değil.
Ardından Muş’ta milletvekili seçilen Burcu Çelik Özkan’ın sözleri geldi. Özken, seçim kutlamaları yapıldığı sırada sahnede konuşurken, köy korucularını sert bir şekilde eleştirdi. Özken, “Bu memleketten defolup gideceksiniz. Bize uzattığınız o keleşi size çevirmesini biz çok iyi biliyoruz” dedi.
Bu sözlere de tepkiler gelince Burcu Çelik Özkan özür dilemek zorunda kaldı.
Tüm bu yaşananların ardından yeni seçilen vekiller ve vekil adayları Ankara genel merkezde toplandı.
HDP, yeni dönemde kriz çıkarmak istemiyor. Bu nedenle 80 milletvekili ile geçen Perşembe yapılan toplantıda, milletvekillerinin önümüzdeki dönemde parlamento ve parlamento dışındaki faaliyetleri ve söylemlerine yönelik genel çerçeve ele alındı.
HDP Meclis grubunun yaptığı ilk toplantıda, Altan Tan'ın seçimden önce Kılıçdaroğlu hakkında söylediği, “Ben Müslümanım demedi” ifadesi parti içinde eleştiri konusu oldu.
Demirtaş, Tan'ın toplantıya katılmasının ardından Kılıçdaroğlu hakkında söylediklerinin Alevi kesimi rahatsız ettiğini, bu tür söylemlerin parti içinde ve halkta rahatsızlıkları artırabileceği, bu durumun partiyi yaralayabileceğini aktardı.
Demirtaş'ın, açıklama ve söylemlerine daha dikkat etmesi konusunda Tan'ı nazikçe uyardığı ifade edildi. Toplantıda Tan'ın, amacının hakaret ya da Alevileri rencide etmek olmadığını belirterek, o ifadelerle lider olarak Kılıçdaroğlu'nun tabana inemediğini belirtmek olduğunu söylediği öğrenildi.
Ancak Demirtaş'ın Tan'a bu tür söylemlerin partilileri rahatsız etiğini belirterek, daha dikkatli bir söylem kullanması gerektiğini bir kez daha vurguladığı kaydedildi.
Demirtaş ayrıca, koruculara yönelik ifadeleri nedeniyle tepki çeken Muş Milletvekili Burcu Çelik'i de uyarırken hatasını anlayıp özür dilemesinin olumlu bir davranış olduğunu aktardığı öğrenildi.
Toplantıda, milletvekillerine ayrı görüntü verilmemesi gerektiği, HDP'nin Türkiye Partisi olduğu ve buna uygun hareket edilmesi gerektiği ifade edildi.
Daha işin başında böyle bir uyarının gelmesi önemli. Zira bu tür partiye arar veren söylemler, bir sonraki seçimde partiye verilen emanet oyları da etkileyecektir.