Son bir haftadır Türkiye sınırına sıfır noktasında amansız bir mücadele var.
Kobane zaferinin ardından YPG/YPJ güçleri ve Burkan El Fırat birlikleri stratejik öneme sahip Gire Spi (Til Abyad) kentine girdi. Bazı mahallelerde şiddetli çatışmalar sürüyor.
Köşeye sıkışan DAİŞ çeteleri ise tek nefes borusu olarak kabul edilen Akçakale sınır kapısını kaybetmek üzere.
YPG/YPJ güçlerinin doğudan kente düzenlediği operasyon, kentin doğu sınırında hafif silahların da kullanıldığı çatışmalara döndü. Çatışmalarda hafif silahların devreye girmesi, YPG/YPJ güçlerinin kente ne kadar yaklaştıklarının ve çete gruplarıyla arasındaki mesafenin oldukça azaldığının bir işareti olarak görülüyor.
Üç taraftan kuşatılan DAİŞ çetelerinin açık tek kapısı olan ve Türkiye'den her türlü desteği aldığı iddia edilen Akçakale Sınırı ise çeteler için adeta ‘Can damarı’ özelliği taşımakta. Tüm gözler Akçakale sınırına dikilmişken, DAİŞ çetelerinin Türkiye topraklarından, Akçakale tarafından YPG-YPJ güçlerinin operasyonuna karşı savaşı yönettiklerine dair ciddi bulgulara ulaşıldı.
DİHA'nın kameralarına takılan görüntülerde, Akçakale'nin doğudaki İlle (Öncül) Mahallesi'nin sınırın hemen dibinde olan ve sınır kapısı ile doğu cephesini tamamen gören bir noktada, 4-5 Suriye plakalı özel araçla bölgeye gelen uzun sakallı ve bıyıksız kişilerin buradaki bir barakaya konumlandıkları görülüyor.
Girê Spî'nin doğu cephesinden İlle Mahallesi'ne gelen Rojavalı sivillerin geçişine izin vermeyen Türk askerlerinin, barakanın önüne gelerek, bir müddet söz konusu şahıslarla görüşmesi de objektiflere yansıdı. İlçe sakinleri, söz konusu şahısların DAİŞ üyeleri olduğunu ve doğu cephesindeki çatışmaları yönetmek için bölgeye konumlandıklarını ifade ediyor.
Bu sınırdaki ciddi bir iddia. Ancak başka şeyler de yaşanıyor o sınırda.
DAİŞ çetelerinin olası bir katliamından kaçmak için Türkiye sınırına gelen yaklaşık Bin kişilik bir grup vardı.
Saatlerce Türkiye topraklarına alınmayı beklediler. Aralarında kadın ve çocuklar çoğunluktaydı.
Sınır hattına gelen Suriyelilerin Türkiye’ye geçişlerine izin verilmemesi üzerine gerginlik yaşandı. Sınırı koruyan askerler, toplanan gruba zırhlı araçlardan sık sık Arapça anons yaparak tellerden geri çekilmesi için uyardı, ancak bu uyarılara aldırış edilmemesi üzerine havaya uyarı ateşi açıldı.
Tellerin öbür yanında bekleyenler ekmek ve su isterken, tellerden uzaklaşmaları isteniyor.
Saatlerce süren bu bekleyiş ne yazık ki sonuç vermiyor.
Yaklaşık 3 Milyon Suriyeliyi kabul ettiklerini gururla anlatan ülke yöneticilerine sormak lazım bu sınıra gelen Bin kişi mi fazla geldi Türkiyeye?.
Bir süre sonra ellerinde uzun namlulu tüfeklerle sınır hattına gelen IŞİD militanı oldukları iddia edilen 8-9 kişilik grup da, Türkiye’ye geçmek için bekleyen Suriyelilerin evlerine dönmeleri yönünde çağrıda bulundu. Bazılarının yüzlerini maskeyle gizlediği gruptakilerin çağrısına uyan aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu binlerce kişi, evlerine döndü.
Yüzlerini gizleyen kişilerin büyük ihtimalle Türkiye’den giden kişiler olduğu ve tanınmamak için yüzlerini kapattıkları olasılığı çok yüksek. Çünkü bu suç örgütüne katılanlar yüzlerini kapatma gereği duymadılar.
DAİŞ üyeleri kalabalığı dağıtırken Türk askeriyle de burun buruna geldiler. Bir ara DAİŞ üyelerinin Türk askerlerine dönerek gülücükler atması dikkat çekti. Anlamlı bir kare…
Sonuçta bu insanlar geri çevrildi. Sonlarının ne olduğu bilinmiyor. Bir katliama uğramaları içten değil.
Bu duruma tepkiler de hemen geldi.
Birkaç tepkiden örnekler;
- Bu çaresiz masum insanları, vahşi yaratıkların eline teslim etmekte beis görmeyenler, tarih boyunca nefretle anılacaktır
- Suriye'den gelenler bir çok soruna neden olsa da, kapıda bekleyen Türkmeni'yle Arap'ıyla Kürt'üyle kardeşlerimiz, görmezlikten gelinemez.
- Bu görüntüleri görüp içi sızlamayana insan denmez. Allah aşkına derhal açın şu sınırı.İnsanlığımızdan utandırıyorsunuz
- Amerika havadan İŞİD'li arıyor bombalamak için; adamlar bizim askerlerin burnunun dibinde sırıtıyor
- Esed zulmünden kaçan Suriyelilere “Bağrımız açık” deyip, IŞİD'den kaçanlara sınırı kapatman nasıl kirli siyaset yürüttüğünü ortaya koyuyor.
Türkiye’nin DAİŞ politikası yanlış. Bu yanlış onarılmaz yaralar açacaktır. Bunu görmemek ise körlüktür.