Yıllardır bölgeyi kan gölüne çeviren savaşın bitmesi için ‘Çözüm Süreci’ herkes için büyük bir umut olmuştu.
Bu süre zarfında çatışma yaşanmamış, analar ağlamamış ve kan dökülmemişti. Münferit bir iki olay ise süreç içinde ‘Kaza’ olarak kayıtlara geçmişti.
Herkesin ortak dileği bu sorunun çözülmesi ve silahların artık sonsuza kadar toprağa gömülmesiydi.
Ama ne yazık ki bu gerçekleşmedi.
Birileri bunun gerçekleşmesini istemedi ve engelledi.
Önce 2015 yılı 20 Temmuzunda Suruç’ta 33 suçsuz vatandaş katledildi. İki gün sonra ise, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından çözüm sürecini bitirdiği ifade edilen Ceylanpınar’da iki polisin katledildiği olay yaşandı.
O günden bu güne kar oluk oluk akıyor. Gencecik bedenler toprağa düşerken, anaların gözpınarları kurudu.
15 Temmuz’da FETÖ tarafından gerçekleştirilen başarısız darbe girişiminin ardından, çözüm sürecini bitiren ve iki polisin şehit olduğu olayın da FETÖ tarafından yapıldığı iddia ediliyor.
Bunu ispatlayacak emareler de yok değil.
Polisleri öldürdüğü gerekçesiyle 7 kişi bir yıldır tutuklu, iki kişi ise tutuksuz yargılanıyor. Anlamsız bir şekilde bu olayın soruşturma dosyasına gizlilik kararı verildi. Bu karar tam 9 ay sürdü.
Sanıkların aileleri ve avukatlar ise tam bir yıldır cinayetin arkasında farklı planların olduğunu anlatıyor ve ispatlamaya çalışıyor.
Hele hele 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşanan gelişmeler, bu önemli davaya başka bir gözle bakmak gerektiğini ortaya koyuyor.
Birincil ve en önemli nedenlerinden biri; Polisleri öldürmekle suçlanan 7 kişiden bazıları için tutuklama kararı veren hâkim Nurettin Bulut’un 15 Temmuz sonrası yapılan FETÖ operasyonunda önce gözaltına alınması ve ardından tutuklanması.
Bu davadaki ilginçlik, polislerin öldürülmesinin hemen ardından yaşanıyor.
Polislerin öldürülmesinden bir gün sonra dayılarının taziyesinden dönen Sedat A. kuzeni Hasan A. ve arkadaşları Mehmet Naci Y, Ramazan ve Kadir’in içinde bulunduğu arabayı polis durduruyor.
Polisler arabada haciz olduğunu söylüyor.
GBT incelemesi uzun sürünce kendileri gönüllü olarak emniyete gidiyorlar.
İçeride GBT taraması yapılırken onlar emniyetin bahçesinde bekliyorlar. Hiçbir baskı yok. Acıkınca gidip yiyecek su ihtiyaçları için çıkıp bir şeyler alıp geliyorlar.
Hatta Sedat’ın ağabeyi Abdurrahim A. da bir ara uğruyor emniyetin bahçesine, sohbet ediyorlar. Ne hikmetse saat 24.00’ten sonra birden cinayet suçlamasıyla terörle mücadeleye götürülüyorlar...
Bazıları tutuksuz yargılanmak üzere bırakılıyor ama Sedat A. ve Mehmet Naci Y. tutuklanıyor.
Bir ihbar telefonu geldiği öğreniliyor. “Vicdanım rahat değil, polisleri şu şu şu isimler öldürdü” diyerek araçtaki isimlerin sıralandığı söyleniyor.
Suçsuz olduklarına polisleri inandıramıyor gençler. Polis, HTS kayıtlarını suç delili olarak sunuyor. Ama dosyaya gizlilik kararı getiriliyor. Dosyaya ulaşamayan sanıkların avukatları kendi çabalarıyla araştırma yapmaya başlıyor. Anlaşılıyor ki söz konusu ihbar, gençler emniyetin bahçesindeyken geliyor. Ertesi gün başka bir ihbar telefonu daha alıyor polis. İlk ihbarcıyla aynı sözleri tekrarlıyor o da. Avukatlar çabalarıyla telefonlardan birinin PTT’deki ankesörlü telefondan, diğerinin de T.B. isimli şahsa kayıtlı olduğunu öğreniyorlar. Ama tüm başvurularına rağmen söz konusu ihbarcılarla ilgili hiçbir resmi işlem yaptıramıyorlar; ellerindeki delil nedir diye...
İhbarcılardan T.B’nin kardeşi de 15 Temmuz sonrası FETÖ üyesi olmaktan gözaltına alınıyor. Gençlerin cinayet sırasında nerede olduğunu gösterecek HTS kayıtları imha ediliyor. Üstelik bir kopyası bile alınmadan. Avukatlar bunun “delil karartma suçu” olduğunu söylüyor.
Bu kadar planlı ve inandırıcı bir kumpası, emniyet ve yargı içinde yer edinmiş FETÖ’cüler tarafından yapılaması çok da zor olmasa gerek.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de bu olayın karanlık yönleri olduğunu belirterek, Meclis Araştırması talebine bulundu.
Baluken başvurusunda FETÖ’ye dikkat çekiyor ve şunları söylüyor; “15 Temmuz darbe girişimi sonrası sürdürülen FETÖ operasyonları ile Ceylanpınar olayı arasında ciddi ilişkiler tespit edilmiştir. Bu kapsamda Ceylanpınar Davası dosyasına bakan hâkim FETÖ soruşturmasında tutuklanmıştır. İhbarda bulunulan telefonun sahibi T.B.’nin kardeşi Ramazan B., FETÖ operasyonları kapsamında Şanlıurfa’da tutuklanmıştır. T.B.’nin diğer kardeşi Mithat B. ise FETÖ Şanlıurfa koordinatörü olarak aranmaktadır.”
FETÖ devletin tüm kademelerinde önemli yerleri ele geçirmiş ve istediği şekilde davaları yönlendirebiliyor. Gelişmelere bakıldığında ise çözüm sürecinin yine bu yapılanma tarafından bitirildiği olasılığı ağır basıyor.