Pandemi belası şu sıralar adeta yeniden hortladı.
Tüm dünyada hem vaka sayılarında, hem de can kaybında büyük artışlar gözleniyor.
Özellikle Türkiye ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, birçok ülke yaz aylarında tedbirleri gevşetmenin cezasını çekiyor. Bizde ise yeni normal ile birlikte Covid vakaları kontrolden çıktı.
1 Haziran öncesinde Batman’da günlük 5-6 olan vaka sayıları, daha sonra uygulanan ‘Normalleşme’ ile birlikte adeta patladı.
Nitekim Ağustos ayında günlük 500-600 vakanın göründüğü ve günde ortalama 7-8 kişinin yaşamını yitirdiği bir kent haline geldik.
Batman’da bu korkunç tablo yaşanırken, nice canlarımızı yitirdik.
Şu sıralar özellikle yaz aylarına oranla kent olarak çok iyi durumda olduğumuz söylenemez.
Ama birçok ilden iyi durumda olduğumuz kesin.
Pandemi’nin başlangıcında büyük şehirlerden diğer şehirlere taşınan Covid-19 vakaları, bugün adeta tersine göç yaşayarak bu kez Anadolu kentlerinden büyükşehirlere taşınır oldu.
Pandemi’nin başından bu güne kadar gözlemlenen şey; alınan sıkı tedbirlerin vaka sayılarını önemli ölçüde düşürdüğüdür.
Bu durum Batman için de geçerli.
Tabip Odası Başkanı Dr. Selahattin Oğuz, sahada çalışan sağlık çalışanlarından aldıkları bilgileri paylaştı.
Dr. Oğuz, son günlerde ilimizde yoğun bakım ünitelerine hasta yatışı ile ilgili yaşanmış herhangi bir sorunun olmadığını belirtiyor.
Oğuz, Batman Eğitim ve Araştırma hastanesinde gündüz 4, gece 2 poliklinik şeklinde hizmet veren Covid polikliniklerine günde ortalama 150-200 civarı başvuru olduğu, servislerde ise bir sorun olmadığını ifade ediyor.
Batman’da şu anda 11 test merkezinde günlük ortalama 850-1000 civarında test yapılıyor.
Kasım ayında günlük ortalama 153 vakanın tespit edildiği Batman’da bu sayı şu sıralar günlük 140 vakaya düşmüş durumda.
Bu duruma dikkat çeken Tabip Odası Başkanı Dr. Selahattin Oğuz, uyarılarda bulunuyor; “Son bir aydır ilimizde yeni tespit edilen vaka sayılarında kısmen bir azalma olduğu tarafımızca da tespit edilmiştir. Ancak günlük 140 civarı yeni tanı konan vaka sayısıyla salgının kontrol altına alınmadığını, 1 Haziran öncesi ilimizde günlük vaka sayıları 5’in altına düşmüş olmasına rağmen, 1 Haziran’da normalleşme ile birlikte alınan kararlar sonrası artan toplumsal hareketlilik ve toplumdaki rehavet ile birlikte, Ağustos ayındaki üzücü durumu tüm toplum olarak bizzat yaşayarak tanıklık etmiştik. Bu anlamda bugünkü vaka sayılarımızı tüm toplum olarak ciddiye almamız gerektiğini de unutmamalıyız. Covıd-19’a karşı aşı umudu doğmuş iken, tüm toplumun etkin - güvenli bir aşı ile yaygın olarak aşılanması sağlanana kadar tedbirlerin daha da artırılarak kişi ve toplum sağlığının korunması yaşamsal önemdedir.”
Hergün yeni tedbirler alınıyor.
Bu tedbirlerin sıkı denetlenmesi ise Covid ile mücadelede başarının en önemli ayağıdır.
Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz 16 Mart tarihinde virüsün büyük odanda yayılım gösterdiği camiler ibadete kapanmıştı.
Ancak sonradan kademeli olarak yeniden açıldı ve cemaat camiye akın etti.
Son bir-iki aydır özellikle Cuma namazı sırasında sosyal mesafenin unutulduğunu ve hatta maskesiz kişilerin bile camilerde yer alığına şahit oluyoruz.
Geçtiğimiz Cuma günü kentteki bazı camilerdeki görüntüler, büyük tehlikeyi gözler önüne serdi.
Bu durum, cami cemaatinin büyük bölümünü oluşturan yaşlı insanlar için büyük tehlike oluşturuyor.
Şu ana kadar camilerde tedbirler konusunda herhangi bir denetimin yapıldığına şahit olmadım. Böyle olunca camiler Covid’in kolayca yayılabileceği mekanlar haline geldi.
Bir yandan birkaç kişinin birlikte olduğu mekanlarda ‘sosyal mesafe’ uyarıları yapılırken, yüzlerce kişinin biraraya geldiği ve Pandemi öncesinde olduğu gibi safların oluşturulması büyük bir tezattır.
Özellikle Cuma günleri camilerde bir görevlinin bu konuda uyarılarda bulunması ve sosyal mesafenin sağlanmasını sağlaması gerekiyor.
Bence en önemlisi ise Cuma namazı için camiye gelenlerden HES kodu sorgulamasının yapılmasıdır.