Bölgede yaşanan bir savaşın en acı sonuçlarını yaşıyoruz şu sıralar.
Öyle sonuçlar ki inanası gelmiyor insanın…
Öyle sonuçlar ki isyan edesi geliyor insanını…
Öyle sonuçlar ki bir anlam yükleyemiyor insan.
Bir yanda yatağında uyuduğu sırada isabet eden tek kurşunla yaşamını yitiren 3 aylık bir bebek, öte yanda cenazesi 7 gün boyunca sokaktan alınamayan 57 yaşandaki Taybet ana.
Bu nasıl bir kaderdir yarabbi.
Bu insanlar bu acılara yaşamak için ne yaptılar.
Veya nasıl büyük bir günah işlersin ki bu musibetler gelir başına.
Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerinde şu günlerde büyük acılar yaşanıyor.
Her iki ilçeden de gelen sivil insanlara ait cenazeler, yürekleri dağlıyor.
Pembe kimliğinin üzerinde 55474648586 yazıyor bir cenazenin.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.
27 Eylül 2015 günü doğmuş.
İki gün önce 3 ayını doldurdu.
Adı Miray İnce.
Sokağa çıkma yasağının hiç bitmediği Cizre’nin Sur Mahallesi'ndeki evinde yatağında uyuduğu sırada vücuduna isabet eden bir kurşunla, 25 Aralık gecesi saat dokuz sularında hayatı son bulmuş.
İnce ailesinin acısı sadece bununla kalmamış.
Torunu minik Miray’ın cansız bedenini kucaklayarak hastaneye götürmek için elinde beyaz bayrakla sokağa çıkan dedesi 80 yaşındaki Ramazan İnce de, keskin nişancıların kurşunlarına hedef oldu ve yaşamını yitirdi. kurşununa hedef olmuş. Yaralanmış. Ramazan İnce’nin hayatı da, bahtsız torunundan yarım gün sonra son bulmuş; o da bu dünyadan ayrılmış.
Miray bebeğin cenazesi morgda yer kalmadığı için kendisi katledilen ve cenazesi morgda bekletilen bir kişinin göğsüne bırakıldı.
Annesinin ölümünde habersiz olduğu Miray'ın minik bedeni morgda sonsuzluğa uğurlanacağı günü bekliyor.
Şehir merkezinde yaşanan çatışmalarda bu güne kadar onlarca sivil insan yaşamını yitirdi.
Tanklarla, toplarla girilen ve helikopterlerden bomba yağdırılan, yüksek binaların tepelerinde hareket eden her şeyi vuran keskin nişancıların olduğu bir yerde tabi ki sivil insanlar yaşamını yitirecektir.
Peki, bu insanların hesabını kim soracak?
Veya acaba sorulacak mı?
Bu insanların ne günahı var.
Biri beşiğinde uyurken vuruluyor, diğeri torununu minik bedenini hastaneye götürmek isterken…
Peki ya Silopi’de katledilen yaşlı kadına ne demeli.
Silopi’de sokak ortasında öldürülen ve öldürüldüğü sokaktan cenazesi ancak 7 gün sonra alınabilen 57 yaşındaki Taybet İnan’ın ne günahı vardı.
7 gün boyunca öylece sokak ortasında yatan Taybet Ananın cansız bedeni, sabah saatlerinde mahalleye ambulansın girmesinin ardından vatandaşlar tarafından ambulansa taşıdı. Taybet İnan’ın vurulmasından sonra cenazesini almak isterken aynı sokakta öldürülen İnan’ın kayını Yusuf İnan’ın (40) cenazesi de bulunduğu evden alınarak önce Silopi Devlet Hastanesi’ne sonra da Şırnak Devlet Hastanesi morguna gönderildi.
Bu ülkeyi yönetenler acaba hala “Orada tek bir sivil kayıp yok” diyebiliyorlar mı?
Ara sıra kaldırılan sokağa çıkma yasağının ardından vatandaşların akın ettiği iki yer var.
Biri ihtiyaçların karşılandığı marketler, diğeri ise devlet hastanesi morgu.
Şırnak Devlet Hastanesi inşa edildiğinde morgun şu anki haliyle kente yeterli olduğu düşünülmüş.
İleride yetersiz kalacağı hiç düşünülmemiş belli ki.
Şimdi Şırnak Devlet Hastanesinin morgu taşmış durumda.
Cizre ve Silopi ilçelerinden gelen cenazeler doldurmuş morgu.
Bilinseydi morgun yetersiz kalacağı, belki çok daha büyüğü yapılacaktı.
Nerden bilinecek ki birgün devletin tankla topla buraya gireceği.
Yer kalmayınca yemekhanenin bir bölümü morga dönüştürüldü. Ancak burada uzun süre bekleyen cesetler bozulmaya başladı.
Bazı STK’lar soğutuculu bir konteynır temin ettiler bu cesetlerin konulması için. Ancak anlaşılmaz bir halde güvenlik güçleri buna izin vermedi.
Cizre’de ve Silopi’de insanlık sokak ortasında kaldı.
Orada insanlık, beşiğinde vurulan minik Miray’ın cesedinin konduğu bir başka cesedin koynunda son buldu. Şimdi insanlık aranıyor her yerde. Bir daha bulunur mu? bilemem.