Ortadoğu’daki kargaşanın hüküm sürdüğü şu günlerde tüm gözler Suriye’deki gelişmelere çevrilmiş durumda.
Burada tüm dünyanın gözü önünde yaşananlar kafalarda soru işaretleri yaratmıyor değil.
Önce Suriye ve içindeki muhaliflerin çatışmasıyla başlayan olaylara daha sonra kurulan PYD dahil oldu.
Esed Kürtlere, kendisine başkaldıran muhaliflerle çatışması karşılığında yaşadıkları Türkiye sınırındaki toprakları vermeyi vaad etti.
Bulunmaz böylesine bir fırsatı Kürtlerin geri çevirmesi mümkün değildi.
Nitekim öyle de oldu.
Bu durum en çok Türkiye’yi rahatsız etti.
Türkiye, sınırında, burnunun dibinde ve kendisine komşu bir Kürt devleti istemiyor. Bu nedenle PYD’ye şiddetle karşı çıkıyor.
Eğer koalisyon güçlerinin koruması olmasa vurmaktan da çekinmeyecektir.
Buraya kadar herşey net.
Ama flu olan taraf, Rusya’nın ve ABD’nin Suriye’de ne işi var?
Herkes birbirine bu soruyor soruyor.
Birçok kişi bunun bir NATO organizasyonu olduğunu söylüyor.
Birileri de buna karşı çıkıyor.
Suriye operasyonlarında kullanılan İncirlik üssü NATO’ya ait değil.
Bazıları da şunu savunuyor; “Amerika’nın Türkiye’de 1 uçak üssü vardır, Rusya’nın Suriye’de 1 uçak üssü vardır. Amerika’nın Türkiye’de ne işi varsa, Rusya’nın da Suriye’de o işi vardır.”
Rusya binlerce kilometre öteden geliyor, Suriye’de bomba yağdırıyor. ABD ise okyanusu aşarak burayı toz duman ediyor.
Hem Rusya, hem de ABD eğer bir çıkarı yoksa burada ne işleri var.
Bakın, Türkiye Suriye topraklarında DAİŞ iye mücadele ediyor ve fırsat buldukça PYD’yi vurmaktan da kaçınmıyor.
DAİŞ hem Türkiye, hem Rusya ve ABD ve hem de PYD ile çatışıyor.
Türkiye’nin karşı çıktığı PYD, hem Rusya, hem de ABD’nin koruması altında.
Türkiye’nin tüm karşı çıkmalarına karşı PYD’ye her türlü destek veriliyor.
Özellikle ilişkilerde hızlı bir düzelmenin yaşandığı Rusya’nın son zamanlarda PYD’ye açık desteği Türkiye’yi oldukça rahatsız ediyor.
Bakın son 6 ayda Rusya-PYD ilişkisinin nasıl geliştiği.
* 17 Eylül 2016 günü bir Rus uçağı, Suriye’deki Rus askeri üssü Hmeymim’e indi. İçinde Moskova’dan bir heyet vardı. PYD’nin çatısı altında bulunan ne kadar Kürt grup varsa hepsinin temsilcisi üsse giderek bu heyetle görüştü. Ruslar, rejim güçleri ile “iyi niyet anlaşması” imzalamaları halinde yeni Suriye’de özerklik vaat ettiler.
* 18 Eylül günü Rus üssündeki toplantıya Esad’ın adamları da katıldı. Rusya’nın hakemliğinde rejim ile PYD arasında 5 maddelik bir iyi niyet mutabakatı sağlandı.
* 19 Ekim’de YPG, Rusya ve Esad’ın vizesi ile Afrin’i Menbiç ile birleştirmek için harekete geçti ve birkaç köyü aldı.
* 20 Ekim günü, Türk Hava Kuvvetleri YPG unsurlarını vurdu. O gün Ankara’da Fırat Kalkanı Harekâtı’nın bu koridoru kesecek kritik yer olan El Bab’a uzaması kararlaştırıldı.
* 21 Ekim günü, Rusya harekete geçti. PYD’liler Moskova’da ağırlandı. Şubat 2017’de Moskova’da bir PYD temsilciliği açılması kararlaştırıldı.
* 24 Kasım 2016 günü, bir Suriye uçağı El Bab’a girmeye hazırlanan TSK birliğini bombaladı ve 4 Mehmetçiği şehit etti. İran destekli Suriye ordusu da Halep’ten kuzeye, El Bab’a doğru taarruz başlattı. İki ülke silahlı kuvvetleri 2017’nin Ocak ayının sonlarına doğru birbirlerine 1 kilometre kadar yaklaştılar.
* 9 Şubat 2017 günü, aradaki mutabakata rağmen, bir Rus uçağı, El Bab’da konuşlu TSK birliğini vurdu. 3 Mehmetçik şehit oldu. Menbiç’ten Halep’e giden M4 karayolu, TSK ile rejim ordusu arasındaki sınıra dönüştü.
* 11 Şubat günü, PYD Moskova’da planlanan temsilciliği açtı. Aynı gün Lazkiye’deki Rus üssü Hmeymim’de bir araya gelen PYD ve Esad heyetleri anlaşma sağladı. YPG’nin Azez’in güneyindeki yerleşim yerleri ile Menbiç’i rejim ordusuna teslim etmesi kararlaştırıldı.
* 10 Mart’ta Rus ordusundan subaylar ve rejim ordusu YPG ile anlaşarak Menbiç’e girdi.
* 20 Mart’ta Rus ordusu Menbiç’ten sonra Afrin’de karargâh kurdu.
* 22 Mart’ta Rusya’nın Afrin’e konuşlandırdığı Rus birliğinin komutanı Tümgeneral Andrey Volkov, Nevruz kutlamaları sırasında YPG’lilerle birlikte poz verdi ve koluna YPG arması taktı.
Türkiye’nin karşı çıktığı kim varsa Rusya ve ABD tarafından el üstünde tutuluyor. Rusya bir taraftan Türkiye ile yakınlaşırken, diğer yandan Türkiye’nin kırmızı çizgisi olan YPG ile dirsek temasında.
Birileri birilerini kullanıyor ve bunun farkında değil. İşin sonu nereye varır bilinmez, ama benim korkum tüm bu olup bitenlerin ardından Türk yetkililerin çıkıp ‘kandırıldık’ demeleri…