Hiç kuşkusuz üç aylar ve onların içinde de özellikle Ramazan-ı şerif ayı toplumda yaygın bir harekete, berekete ve genel bir güzelleşmeye vesile olur.
Ramazan ayının gündelik hayatımıza getirdiği bu görünür ve hissedilir güzellikler, hiç şüphesiz manevi hayatımızdaki güzelleşmenin yansımalarıdır. Bu sebeple her sene üç ayları ve özellikle Ramazan-ı şerifi, kulluk dünyamızın rahmet mevsimi olarak karşılar, algılar ve yaşarız.
Yine hemen herkes bu görünür güzelliği ve manevi derinliği bir şekilde dile getirebilir.
Bir hutbede Peygamber efendimiz de dile getirmiş.
Selman-ı Farisî (RA) bir rivayetinde, Hz. Muhammed’in şöyle buyurduğunu belirtiyor; “Ey Müslümanlar! Büyük ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize düştü. Bu, içinde “bin aydan daha hayırlı olan” Kadir Gecesi’nin bulunduğu bir aydır.
Bu ay, Allah Teâlâ’nın, gündüzlerinde orucu farz; gecelerinde teravih namazını nafile olarak meşru kıldığı (mübarek) bir aydır.
Bu ayda kim bir hayır işlerse, başka zamanlarda bir farzı yerine getiren kimse gibi sevap kazanır. Bir farzı eda eden de, başka aylarda yetmiş farzı yerine getiren gibi sevap kazanır. Bu ay, sabır ayıdır. Sabrın karşılığı da cennettir. Bu ay, ihsan, yardım ve eşitlik ayıdır. Bu ay, müminin rızkının arttığı bir aydır. Kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, onun günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına sebep olur. İftar ettirdiği Müslüman’ın aldığı sevaptan bir şey eksilmeksizin onun kazandığı kadar da ayrıca sevap kazanır.”
Ashab-ı Kiram şöyle dediler: “Bizim hepimiz bir oruçluyu iftar ettirecek imkâna sahip değildir.” Bunun üzerine Rasül-i Ekrem (SAV): “Allah Teâlâ bu sevabı bir oruçluyu bir hurma veya bir yudum su ya da bir içim süt ile iftar ettirene de verir.” buyurduktan sonra hutbesine şöyle devam etti: “Bu ay, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olan bir aydır. Kim (bu ayda) emri altındakilerin yükünü hafifletirse, Allah onu bağışlar ve cehennemden azat eder. Bu ayda dört şeyi çok yapınız. Bunların ikisi ile rabbinizi hoşnut edersiniz; ikisinden de zaten uzak kalamazsınız. Rabbinizi hoşnut edecek iki işiniz; lâ ilâhe illallah diyerek Allah’ın birliğine şehâdet etmeniz ve bağışlanma/mağfiret dilemenizdir. Uzak kalamayacağınız öteki iki şeye gelince, onlar da Allah’tan cenneti isteyip, cehennemden kurtulmayı dilemenizdir. Kim bir oruçluyu doyuracak olursa, Allah onu benim havuzumdan sulayacak o da cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir.”
Bir aylık sürede üçte birlik dilimlerle bu üç büyük nimete kavuşabilme imkânına sahip olduğumuzu bilmek herhalde son derece etkileyici bir iyileşme teşvikidir. Ramazandaki bu rahmet, mağfiret ve kurtuluş sağanağından toplumun bütün kesimlerinin yararlanabilmesi için yönetim ve emir yetkisi bulunanlara yönelik olarak Peygamber Efendimiz (SAV)’in öngördüğü tedbir de son derece dikkat çekici ve uyarıcıdır: “Kim (bu ayda) emri altındakilerin yükünü hafifletirse, Allah onu bağışlar ve cehennemden azat eder.”
İşte Ramazan, Müslümanlar için bu kadar önemli bir aydır.
Peki, bu ayın gereğini yerine getirmekte ne kadar gayretliyiz.
Ne yazık ki şöyle dün ve bugün bazı fiyatları dahi karşılaştırdığınızda ne söylemek istediğimi anlayacaksınız.
Herkesin iyilik yapması gerektiği bu ayda ne oluyor da birçok ürünün fiyatı artıyor.
Aylarca artış yaşanmayan ürünler Ramazan ile birlikte bir anda pahalanıyor.
Maliyeti arttıracak bir zam gelmediği halde Ramazan fırsatçıları ‘Hayır’ ile yad edilmesi gereken bir ayda ‘Günah’ işliyorlar.
İnsanların nefis olarak en zayıf oldukları bu ayı bir fırsat bilenlere ne demeli bilmiyorum.
Ramazan ayında öyle şaşaalı iftar yemeklerine oldum olası karşıyımdır.
Ben şöyle bir hesap yapıyorum.
Normal şartlarda 500-600 kişilik bir iftar yemeği yaklaşık 10 Bin TL civarında bir maliyet getiriyor.
Buraya yapılacak bu harcama ile yaklaşık 150 ailenin bir aylık gıda ihtiyacı karşılanabilir.
Kurumlar ve STK’lar tabiki üyeleriyle böylesine bir ayda biraraya gelmek isteyecektir. Ancak belirttiğim seçeneği de unutmayacaklarını umuyorum.
Geçtiğimiz yıllarda da Ramazan paketleriyle ilgili uyarılarda bulunmuştum.
Rahmet ayında birçok insan alım gücü düşük insanlara elinden geldiğince yardımda bulunur. Bunu takdirle karşılıyorum. İnanın öyle insanlar var ki bu ayı birkaç ay rahat geçinmek için fırsat olarak bilirler.
Fakire yardımın neden hep ikinci, üçüncü kalite olduğunu anlamış değilim. Fakirler için hazırlanan yardım paketlerinde dikkatimi çeken bir husus var. Bu paketlerdeki ürünler neden hiç iyi kalite değil? Neden hep en ucuzundan ürünler konur?
Bu paketi hazırlatanlar neden kendileri için alışveriş yaptıkları alışveriş merkezlerinde hazırlamazlar?
Fakirlere yardım yapacaklar bu sorulara yanıt versin öyle yardım paketleri hazırlatsın.
Dini duyguların en yoğun yaşandığı bu ayda vicdanların da yoğunlaşması gerekir.
Ramazan tüm Müslüman alemine güzellikler, barış ve huzur getirsin.