Bir süredir bekliyorum bu yazıyı yazmak için.
Beklememdeki amaç, belki bu ülkeyi yönetenler unutmuştur, belki çok işleri olduğu için fırsat bulup bir açıklama yapamamışlardır (!) diye bekledim.
Ama yok!
Herkes sağır ve dilsizi oynuyor.
Medya görmüyor, hükümet ses vermiyor ve iki günahsız masum çocuğun ölümü tabiri caizse güme gidiyor.
Silopi’de geceyarısı panzerin bir eve dalmasıyla duvarları yıkıp geçti ve yataklarında uyuyan iki kardeşin ölümüne sebep oldu.
7 yaşındaki Muhammet ve 6 yaşındaki Furkan’ın ölümüne neden olan olay önce kader diye geçiştirildi.
Tepkiler gelince birde aracı kullanan polisin alkollü olduğu yayılınca Valilik açıklama yaptı.
Açıklama iki çocuğun neden öldüğü veya o aracın geceyarısı orada ne işi olduğu ile ilgili değil, sadece sürücünün iddia edildiği gibi alkollü olmadığını belirtmek içindi.
Peki ya medyaya ne demeli.
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve tüm yetkililerin sus pus olduğu bir anda onların birşeyler yazması yanlış olurdu.
Çünkü havuz medyası önce birileri konuşur, ardından kendileri haber yapar. Bu her zaman böyledir.
Hatırlayın; sürekli gündemde olmasına rağmen, tüm sahil şeridi sıkı denetimi (!) alınmasına rağmen mülteci dolu tekne batmış ve hepimizi sarsan Alan Kürdi bebeğin o görüntüsü yansımıştı kameralara.
Bir gazete Suriyeli Alan’ın kumsalda cansız yatan bedenini Avrupa’ya mal ederek birinci sayfalarından verirken, Suriye dramına ve Avrupa’nın sessiz kalışına sitem etmişti.
Ama o gazete Furkan ve Muhammet’in ölümünde bir satır bile yazmamıştı.
Bu ikiyüzlülük değil de nedir?
Bunun adı gazetecilik değildir, gazetecilik mesleğine ihanettir.
Bir başka gazetecilik utancı daha. Olayı birinci sayfadan veren bir başka gazete, “Panzer uykuda yakaladı” sözleriyle vermiş.
Sanki yaşlı biri uyurken kalp krizi geçirmiş de kaderiyle ölmüş gibi...
Bir panzerin gecenin bir yarısı dar sokaklarda bir evi girmesi ve uykudaki iki çocuğun ölümlerine sebep olması dünyanın neresinde olursa olsun büyük haberdir ve sorumlusu bellidir.
Böyle bir başlık insanı kahrediyor.
O başlığı atan acaba ölenler kendi yakınları olsaydı yine bu başlığı atar mıydı?
Bu olay herkesin yüreğini dağladı.
Sosyal medya üzerinden herkes bu olayla ilgili birşeyler yazdı, çizdi.
Birçok Ak Partili bile bu olayda bu kadar sessiz kalınmasına içerledi.
Ahmet Hakan da isyan etti yetkililerin sessiz kalmasına; “Silopi'de gecekondularında uyuyan iki küçük çocuktu Muhammed ile Furkan.
Bir polis panzeri, gecenin bir vakti evlerine çarptı.
Ev yıkıldı.
İki küçük çocuk uykuda can verdi.
Olayın üzerinden şunca zaman geçti.
Hâlâ bir devlet yetkilisi çıkıp da ‘ne oldu, nasıl oldu, niye oldu’ sorularına cevap vermiş değil.
'Kenar-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu / Tutar da adli ilahi sorar Ömer'den onu' diye şiirler okuyanlar!
'Kurdun kuzuyu kapmasının sorumluluğunu bile üstlendik' diye hava atanlar!
Silopi'de bir panzer iki çocuğu uykusunda katletti.”
Suskunluk suçu kabullenmektir. Bu kadar suskun kaldığınıza göre suçunuz çok büyük. Merak ediyorum; yetkililerden bu iki cana kaçının yüreği acıdı da bu kadar suskun kalıyorlar…