Türkiye şu sıralar her alanda yalnızları oynuyor.
Belçika’daki terör saldırısının ardından neredeyse tüm Avrupa tek vücut oldu. Liderler Belçika’da bir araya geldi, her biri ayrı ayrı masajlar yayınladı, hemen hemen hepsi Belçika hükümetinin yanında olduklarını ve her türlü yardıma hazır olduklarını açıkladılar.
Brüksel’de havaalanı ve metroda yaşanan ayrı iki patlamalarda 34 kişi yaşamını yitirdi.
Bunun üzerine tüm Avrupa’da alır seviyesi en üst düzeye çıkarıldı.
İsrail, Avrupa'ya bütün uçuşları iptal etti.
Almanya'da dünyanın en büyük transit havalimanlarından biri olan Frankfurt Havalimanı'nda güvenlik seviyesi artırıldı.
Fransa'da da bir kriz masası oluşturuldu. Paris'teki havalimanında da güvenlik sıkılaştırıldı.
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'ın ardından İngiltere Başbakanı Cameron da güvenlik yetkililerinin dahil olduğu COBRA grubunu olağanüstü toplantıya çağırdı.
Avrupa’nın önde gelen ülke liderleri açıklama yaptı.
İngiltere Başbakanı David Cameron, “Brüksel'deki olaylar nedeniyle şoke oldum. Yardım için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız” dedi.
Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Belçikalı mevkidaşı Charles Michel ile görüştüğünü belirtti ve Belçika’nın alçak ve canice saldırılara maruz kaldığını kaydetti. “Kalbimiz kurbanlar ve yakınlarıyla beraber” diyen Rutte, komşularına yardıma hazır olduklarını ifade etti.
İsveç Başbakanı Stefan Lövfen patlamaları 'demokratik Avrupa'ya karşı yapılmış bir saldırı' olarak niteledi.
İtalya Başbakanı Matteo Renzi, sosyal paylaşım sitesi Twitter’daki kişisel hesabından patlamalara ilişkin iletisinde, “Kalbim ve aklım Brüksel’de, Avrupa’da” dedi.
Eyfel Kulesi’nin yanı sıra, Avrupa’nın dört bir yanındaki tarihi simge binalar da Belçika bayrağı renklerinde aydınlatıldı.
Fransa’daki Charlie Hebdo saldırısı sonrası Başbakan Ahmet Davutoğlu Fransa’ya giderek yapılan yürüyüşe katılmıştı.
Peki, Türkiye’de son 6 aylık sürede yaşanan ve yüzlerce kişinin yaşamını yitirdiği 6 büyük saldırının ardından Avrupalı liderler neden Türkiye’ye gelip birlik mesajları vermedi.
Sonuçta bu insani bir şey. İlla Avrupa Birliği üyesi olması mı gerekiyor.
Hayır.
Bakın ABD Avrupa ülkesi değil.
Ancak Belçika’daki DAİŞ saldırısı sonrası tüm ülkede bayraklar yarıya indirildi. Hem de 26 Mart tarihine kadar.
ABD ‘mütefiiğim’ dediği Türkiye’deki patlamalarda bu uygulamayı yapmadı. Ne 103 insanın yaşamını yitirdiği Ankara Gar saldırısında, ne de diğer saldırılarda. Sadece yayınladığı mesajlarla saldırıları kınadığını belirtti.
Bu durum, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner’in günlük basın toplantısında gündeme geldi.
Toner, basın toplantısında Brüksel'de havalimanı ve metro istasyonuna düzenlenen terör saldırılarında hayatını kaybedenlerin anısına ABD'de bayrakların 26 Mart'a kadar yarıya indirilmesine ilişkin konuştu.
“Acı paylaşımında bayrakları yarıya indirmede kriter nedir? Saldırının nerede olduğunun önemi ya da müttefikler arasında bir ayrım var mı?” şeklindeki soruya Toner, “Bu kararın Beyaz Saray tarafından ya da ülkenin liderleri tarafından alındığını sanıyorum” cevabını verdi.
Bu konuda herhangi bir kriter olup olmadığını bilmediğini söyleyen Toner, son olarak İstanbul Beyoğlu'nda düzenlenen ve 4 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı da kınadıklarını hatırlatarak, “Bayrakların yarıya indirilmemesi saygısızlık şeklinde yorumlanmamalı” dedi.
Toner, Türk yetkililerle de bu konudaki üzüntülerini paylaştıklarını belirterek, Brüksel saldırısı sonrası bayrakların yarıya indirilmesi üzerine, “Bu bir yas ve saygı göstergesidir. Hangi durumda bunun uygulandığı yönündeki kriterler hakkında bir şey diyemeyeceğim” şeklinde konuştu.
İşte Türkiye’nin yalnızları oynadığının en açık göstergesi budur.
Buna sebep olan ne?
Neden Türkiye böyle yalnız kaldı?
Bu soruların yanıtını aslında Türkiye’nin siyasi yönetiminde ve dış politikasında aramak lazım.
Suriye’de DAİŞ ile devam eden savaşta neredeyse tüm dünya PYD’yi desteklerken, Türkiye PYD’yi ısrarla Terör örgütü olarak gördüğünü her fırsatta açıkladı.
17 Şubat’ta Ankara’da yaşanan bombalı saldırının hemen ardından saldırının YPG’li bir canlı bomba tarafından yapıldığı açıklandı. Burada amaç; PYD veya YPG’yi bir terörist örgüt olarak lanse etmek ve bu örgüte yönelik saldırılara meşruiyet kazandırmaktı.
Zaten olayı gerçekleştiren kişinin YPG’li olmadığı ortaya çıktı.
Ancak buna hiç kimse inanmadı. ABP bu açıklamanın ardından ısrara DAİŞ’e karşı PYD ile çalışacaklarını açıkladı.
Bu ve buna benzer birçok olayda Türkiye yalnızları oynadı. Ne yazık ki dış politikada saygınlığını fazlasıyla yitirdi.