Siyasette ısrar eden Kürtlerin her türlü zorluğa, engellemeye, provokasyona ve katliam girişimlerine rağmen meclise girme inadı, sonunda muhteşem bir zaferi de beraberinde getirdi.
HEP ile başlayan meclis serüveni, barajı yıkarak meclise giren HDP ile sona erdi.
Tabi bu şimdilik bir son.
İlk amaç meclise girmekti.
Bunu başardı HDP.
Şöyle biraz gerilere gidelim isterseniz.
HDP çizgisindeki ilk parti 1990 yılında meclise girmek için ilk adımı attı.
Kürt sorununun mecliste çözülmesi gerektiği noktasında yola çıkan Halkın Emek Partisi (HEP), büyük bir engel gibi duran barajı aşamayacağını düşünerek 1990 yılındaki seçimlere SHP çatısı altında girdi.
Öncesinde ise, SHP'nin 1989 yılında Paris'teki Kürt konferansına katıldıkları için ihraç ettiği 7 parlamenter HEP’e geçti ve böylece Kürtlerin parlamenter zemindeki mücadelesi başlamış oldu. 1991 genel seçimlerinde HEP, SHP listelerinden seçime girdi ve 18 HEP'li seçilerek meclise girdi. HEP'li parlamenterler 12 Temmuz 1993 yılında SHP'den ayrılarak DEP'e geçti. 18 Şubat 1994 DEP Genel Merkezi ve 8 parti binası bombalanarak kullanılmaz hale getirilirken, DEP Mart 1994 yılında yapılacak yerel seçimlerden çekilme kararı aldı.
HEP milletvekilleri Leyla Zana ve Hatip Dicle, 2 Mart 1994 tarihinde mecliste yaptıkları yemin töreninde Leyla Zana'nın Kürtçe yemini gerekçe gösterilerek meclisten atıldı ve Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle, Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Mahmut Alınak gibi DEP'li vekillerin dokunulmazlıkları kaldırılarak tutuklandı.
Kapatılan DEP'in ardından kurulan Halkın Demokratik Partisi (HADEP), 1995 yılında yapılan genel seçimlere katıldı. İlk seçim deneyiminde HADEP Türkiye genelinde yüzde 4.17 oranında oy aldı. Daha sonraki seçimlerde HADEP 1999 genel seçimlerde oy oranını yüzde 4.75'ye çıkardı. 2002 seçimlerine Barış, Demokrasi ve Özgürlük Bloku ile ortak hareket Kürtlerin o dönem kurduğu DEHAP yüzde 6.22 aldı. Ancak yüzde 10 barajını aşamadığı için meclise giremedi. 1999 yılında HADEP çatısı altında ilk kez yerel yönetim seçimlerine giren Kürt Siyasi hareketi aralarında Diyarbakır'ında olduğu 37 yerel belediyeyi kazanarak sadece bölgede girdiği seçimlerde yüzde 3.37 oranında oy elde etti.
HADEP'ten sonra DEHAP ile yoluna devam eden ancak DEHAP'ın kapatılma davasına karşı 9 Kasım 2005 yılında Demokratik Toplum Partisi kuruldu. Türkiye'de ilk defa eşbaşkanlık sistemini uygulayan siyasi parti olan DTP, ilk seçim deneyimini 2007 Genel Seçimleri'nde yaşadı. DTP, ‘Bin Umut Adayları’yla seçimlere bağımsız adaylarla girdi. DTP, sınırlı sayıda ilde girdikleri seçimlerde toplamda 5.24 oy alırken, meclise 22 bağımsız milletvekili taşıyarak grup kurmayı başardı. 2009 yılındaki yerel seçimlerde ise DTP yüzde 5.084 oranında oy alarak 1999 yılında aldığı 37 belediye sayısını 96'ya çıkardı. 2011 genel seçimlere Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), ‘Demokrasi ve Özgürlük Bloku’ adıyla yine bağımsız adaylarla seçimlere girdi. Seçimlerde BDP yüzde 6.4 oy alarak meclise bir önceki seçimde aldığı 22 milletvekilini 36'ya çıkardı. 2014 yılında gerçekleştirilen yerel seçimlerde BDP yüzde 4.2 oy alarak 101 belediye başkanlığını kazandı ve böylece ilk deneyiminde 37 belediyeyi katlamalı olarak arttı ve yerel yönetim deneyimini geniş bir alana yaydı. Batı illerinde de HDP, yerel seçimlere girdi ve 1.9 oranında oy aldı.
Büyük baraj duvarlarıyla önüne set çekilen Kürt siyaseti, 2015 seçimlerine ise farklı bir gözle baktı. Etkili ve inandırıcı bir seçim döneminin ardından beklenen büyük zafer yüzde 13 ile geldi.
Seçim süreci boyunca Başbakan, Cumhurbaşkanı ve Hükümet yetkilileri tarafından sık sık barajı araşamayacağı açıklanan HDP, sandıkların açılmasıyla birlikte yüzde 10'luk seçim barajını yüzde 13'lük oy oranı ile aştı.
Seçim süreci boyunca yüzlerce seçim bürosuna silahlı saldırı gerçekleştirilen, Erzurum, Samsun, Kırşehir'de ırkçı grupların saldırısına uğrayan, Karlıova'da parti çalışanı katledilen, Diyarbakır mitingine yapılan bombalı saldırı sonucu 3 yurttaşını kaybeden, 20'den fazla saldırıya uğrayan, Mersin ve Adana il örgütleri bombalanan HDP aynı zamanda Kürt siyasetinin 25 yıldır yürüttüğü demokrasi güçleri ile birlikte hareket etme arayışını başarılı bir şekilde hayata geçirmiş oldu.
Şimdi emanet oylardan bahsediliyor. HDP’nin bu dönemi iyi yönetemediği taktirde bu oyların geri gideceği hesaplanıyor.
HDP’yi “Mahalle Partisi” olarak nitelendiren ve küçümseyenlerin partisi yavaş yavaş eriyor ve bir tabela partisine dönüşüyor.
Barajı aşamaz diyenleri derin bir düşünceye gark eden HDP, şimdi önüne farklı ve daha büyük bir hedef koyacaktır. Bu da iktidara gelip ülkeyi yönetmek.
Şimdi 7 Haziran öncesi “HDP barajı aşamaz” diyenler yine “Olmaz” diyeceklerdir. Ama unutmasınlar hiç şans vermedikleri HDP yüzde 13 ve 80 milletvekili ile mecliste. Üstelik 13 yıllık Ak Parti iktidarını devirerek.