Seçim sürecinde Hasankeyf hariç diğer tüm ilçelere bağlı köylere giderek gözlem yapma imkanı buldum. Bu özel seçim gezilerdi değildi, ancak bir gazeteci olarak seçmenin nabzını tutmak gerekirdi.
İlk gördüğüm manzara şu; HDP’ye müthiş bir ilgi vardı.
Bu seçimi diğer seçimlerden ayıran en büyük özellik, özellikle kırsal kesimde vatandaş rengini pek belli etmez.
Yani hangi partiyi desteklediğini açıklamaz.
Ancak bu kez farklıydı.
Köylerde sokaklara HDP bayrakları asılıyor, dev poster ve pankartlar binaları süslüyordu.
Birçok kişi desteğini artık açık açık belirtiyordu.
Bu köylerden biri de benim köyüm olan Kozluk ilçesine bağlı Zilan köyüydü.
970 seçmeni ile Batman’ın en fazla seçmeni olan köylerden biri.
Geçmişten beri DEP, DEHAP ve HDP oylarının fazla olduğu bir köy.
Bu nedenle de geçmişte devletin baskısını iyice hissetmiş.
Stratejik konumu itibariyle koruculaştırılmaya çalışılmış ancak köylüler direnerek kabul etmemişti. Tabi böyle olunca bedelini de fazlasıyla ödediler.
1990’lı yıllarda artan baskılar dayanılmaz hale geldi.
Sırf bu baskıların azalması için köylüler seçimlerden önce bir araya gelir ve istemeye istemeye oyların bir kısmını diğer sistem partilerine bölüştürürdü.
O yıllarda bile ne silahlı baskı, ne tehdit vardı. Köylüler istedikleri için gider oy verirlerdi.
O zor şartlarda HDP çizgisindeki partilere oy vermekten kaçınmayan köylüler, şimdi bunu açıkça haykırıyorlar artık.
Konuştuğum köylülerde bir tedirginlik, bir çekingenlik görmedim. Aksine herkeste büyük bir heyecan vardı.
Durum böyle iken önceki gün Ak Parti Milletvekili Ziver Özdemir bir açıklama yaptı.
Özdemir, silahların ve namlunun ucundaki tehditlere ve baskılara rağmen vatandaşların ‘ana sütü kadar helal’ olan oylarıyla kendilerine destek verdiğini kaydeden ve bunun değerini çok iyi bildiklerini belirterek, tüm gergin ortama ve baskılara rağmen verilen desteğin kutsallığını ve önemini bugün daha iyi anladıklarını ve bunun farkında olarak hareket edeceklerini söyledi.
Özdemir vatandaşın tehditle HDP’ye oy verdiğini belirtiyor ve birçok seçmeni zan altında bırakıyor.
Özdemir, seçim öncesinde de benzer açıklamalar yapmıştı ve şunları söylemişti; “Özellikle kırsal kesimlerde köylerde köy köy dolaşılıp insanların bir şekilde ikna komisyonları dedikleri ama dışarıda silahlı militanların da olduğu ortamlara çekilip, 'Eğer bu seçimde HDP barajı aşmazsa, biz bunun hesabını soracağız' şeklinde tehditlerin olduğunu köylüler bize söylüyor.”
Bu sözler bana yörede anlatılan kısa bir anekdotu hatırlatıyor.
Yokluk yıllarında bölgede iki çocuk konuşuyorlar; biri, “Ya şu helvanın tadı ne güzelmiş” diyor.
Öteki, heyecanla atılıyor; “Helva yedin mi?”
Cevap veriyor öteki; “Hayır ama babam bir kişinin ekmeğinin üzerinde görmüş”
HDP Batman kent merkezinde 154 Bin oy aldı. 2 Haziran’da düzenlediği mitinge neredeyse o sayıda insan geldi.
Bu ne büyük bir silahlı güçmüş ki bu kadar insanı tehditle o alana taşıdı.
Seçimler beklenenin üzerinde coşkulu ve yüksek katılımlı geçti.
Bir önceki seçim olan yerel seçimlerde yaklaşık 60 Bin kişi sandık başına gitmedi.
Bu seçimde ise yüzde 91 katılım olmasına rağmen göze çarpan durum, 16 bin geçersiz oyun olmasıydı.
Sandık başındaki görevliler özellikle hem Ak Partiye hemde başka partilere mühür basıldığını belirtiyor.
Yani hem HDP hem de diğer partilere mühür basıldığı nadir görülüyor.
Bu seçmenin büyük bölümü büyük ihtimalle Ak Parti seçmeni, ancak bir tepkiden olsa gerek oylarını yakma gereği duymuşlar.
Ak Parti ve teşkilatı, seçimin ardından girdikleri şoktan hala çıkamadılar. Büyük bin hezimet yaşadılar. Şimdi ise il teşkilatı bıçak sırtında. Her an görevden alınabileceği konuşuluyor.
Ak Parti’nin Batman’da kaybetmesinin çok nedeni var.
Birincisi Ak Parti hükümetinin geçen 4 yılda kente akıllarda kalacak önemli bir proje kazandırmadığı, diğer faktör ise HDP’yi küçümseyen söylemler ve Kürtlere yönelik ithamlar dı.
Cumhurbaşkanının ‘Kobane düştü düşecek’ ve ‘Kürtler Zerdüşttür’ söylemleri bir yana, İl başkanının “HDP mahalle partisi olamaz” şeklindeki açıklama, ateşleyen faktör oldu.
Şimdi tüm bunlardan oturup dersler çıkarmak gerekirken, HDP’nin başarısını gölgelemek ve oy verenlere hakaret etmek doğru bir yaklaşım değil.