Ülke solarak büyük bir belanın defedilmesinin belkide rahatlığını yaşıyoruz şu an.
Darbe girişimini atlattık, derin bir nefes aldık.
Oldukça gergin geçen günlerin ardından yeni bir gerginlik ile karşı karşıyayız.
Hükümet, teröre karıştıkları gerekçesiyle yerel yönetimlere “kayyum” ataması için resmen düğmeye bastı. Belediyelere ‘kayyum ataması’nın yolunu açan “torba yasa” tasarısı meclise sevkedildi.
Düzenleme, terör suçlarına karışan başkanların görevinden alınıp yerine dışarıdan ‘Yetkileri artırılmış kayyım başkan’ atanması yolunu açıyor.
Bu tasarı atanacak ‘Kayyım başkan’ın görev yapmasını engellememek için belediye meclisinin yetkilerine de ‘kısıtlama’ getirmeyi içeriyor.
Bu tasası mecliste görüşülüyor, ancak dışarıda da hararetli bir tartışma var.
Birincisi demokrasilerde ‘seçimle gelen seçimle gider’ ilkesi esastır. Tıpkı darbe girişiminde taraflı tarafsız her kesimin dile getirdiği gibi.
Ancak halkın iradesine karşı, seçtiği belediye başkanının yerine birini atamak demokratik değil. Eğer iddia edildiği gibi belediye başkanı bir suça karışmışsa görevden alınır. Yerine ise mevzuattaki gibi meclis üyeleri seçimlere kadar aralarında bir başkan seçer.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, gelecek yasama yılına kalması beklenen düzenlemeyle ilgili hükümetin elini “çabuk tutma” kararı aldığını belirtmişti.
Anlaşılan bir an önce bu kararın çıkması için çalışmalar hızlandırılmış durumda.
HDP ve DBP’nin yanısıra bölgedeki Sivil topluk Kuruluşları da belediyelere el koyma tasarısına karşı çıkıyorlar.
Diyarbakır’da 69 STK, Torba Yasa tasarısıyla bölgedeki belediyelere el koyma girişimine karşı açıklama yaparak, demokrasiyle bağdaşmayan tasarının bir an önce geri çekilmesi çağrısı yaptı.
Sivil toplum örgütleri adına ortak açıklamayı yapan Diyarbakır Sanayici İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burç Baysal, devam eden çatışmalı ortamın, tüm yıkıcı boyutlarıyla karşılarında durduğunu söyledi. Toplumsal yaşamın dengesini alt üst eden, demokratik yapısını zedeleyen ve ilerleyişini önleyen bir durum yaşandığına dikkat çeken Baysal, yaşanan çatışmalı ortamın, uzlaşma ve çözümü engellediği gibi olası uzlaşma ile çözüm yollarını da kapattığını vurguladı.
Torba Yasası ile halkların iradesiyle seçilmiş belediyelere yönelik kayyım atamaları Meclis Genel Kurulu'nun gündemine alındığını ifade eden Baysal, daha önce milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik çıkarılan yasaların, ülke demokrasisine hiçbir katkı sağlamadığı ortada iken şimdi de yerel yönetimlere yönelik yasalar çıkarılmak istendiğine vurgu yaptı. 2015 yılının ortalarından itibaren seçimle iş başına gelmiş onlarca belediye başkanı ve meclis üyesi, çeşitli gerekçelerle gözaltına alınıp tutuklandığını anlatan Baysal, seçimle işbaşına gelmiş belediyelere kayyım atanması, hukukun evrensel ilkelerine, uluslararası sözleşmelere ve ulusal yasalara da aykırı olduğunu dile getirdi.
Bu arada HDP ve DBP Eş Genel Başkanları, Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesi önünde biraraya geldikleri Belediye Eşbaşkanları, belediye ve İl Genel meclisi üyeleriyle birlikte yaptıkları açıklamada, bu tasarıya karşı olduklarını ve direniş içinde olacaklarını belirttiler.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hem hükümete hem de muhalefete seslenerek, beklentilerinin, yasanın Meclis Genel Kurulu'ndan geri dönmesi olduğunu söyledi,
HDP Eş Genel Başkanı, şunları söylüyor; “Halkın iradesini gasp etmeniz fiilen mümkün değil. Siz belediyelerin çalışmadığını mı düşünüyorsunuz? Hodri meydan! O zaman gelin kayyum atamak istediğiniz her yerde erken yerel seçim yapalım. Sandıkla gelen sandıkla gitsin. CHP ne der bilmiyoruz ama biz yok sayacağız. Kayyum hiç bir belediyeyi çalıştıramayacak. Nereden biliyoruz? Seçilmişleri gözaltına almak için harekete geçen tank ve uçakların karşısında direnilmesinden biliyoruz. Gayri meşru bir şekilde seçilmişlere yönelenlere karşı direnmek nasıl meşru ise, sizin darbenize karşı direnmek de meşrudur.”
DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel de “Bu yasayı var sayamayız” diyerek, yasanın krizi derinleştireceğini savundu,
CHP'yi yasaya karşı tavır almaya çağıran Tuncel, “Bugün bölgedeki belediyelere el konuluyor diye bir şey yapmayanlar, yarın sıra onlara geldiğinde yanlarında kimseyi bulamayacaklar. Yarın tüm belediyelere bu yasa reva görülebilir. Her an biri içişleri bakanı görevden alıp yerine bir memurunu atayabilir. Herkesi terörist gören bir yasadan bahsediyoruz. Böylesi bir dönemde çıkarılan yasa belediyelere dönük saldırı bütün belediyelere saldırıdır. Bu yasanın geri çekilmesini istiyoruz” dedi.
Bir diğer iddia ise belediyelerin PKK’ya maddi destek sağladığı yönünde. Ancak şu ana kadar somut olarak ortaya konmuş bir delil yok. Üstelik DBP ve HDP’li belediyeler adeta müfettişlerin karargah kurdukları belediyeler. Şu ana kadar da bu yönde bir açık bulunmuş değil.
Bu yasa sorunları çözmeyecektir. Aksine sorunları derinleştirecektir. Eşbaşkanlar atanacak bu kayyumları çalıştırmayacaklarını belirtiyorlar. Bu sözler ileride yaşanacak gerginliklerinde habercisi gibi.
Doğrusu artık kimse gerginlik istemiyor.