Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından, ‘Çağdaş anlamda polisliğin suçluları yakalamada gösterilen başarı ile değil halkla ilişkilerin niteliği, halktan alınan yardım ve destekle ölçüldüğü’ anlayışından yola çıkarak 22 maddelik bir ‘Davranış ilkeleri’ hazırlatmıştı. Emniyet genel müdürlüğünün genelgesi o tarihte yankı bulmuştu.
Polisin davranış, hitap ve halkla ilişkilerini düzenleyen bu ilkeler arasında, ‘Suçu ne olursa olsun insana insan olduğu için değer verilmesi’ ilkesi de yer alıyordu.
Polisin ana hizmet politikasının “Polise, yasalarla verilen güvenliği ve huzuru sağlama görevlerini vatandaşın memnuniyeti ve personelin önemi ve değeri göz önünde bulundurularak, en kısa sürede, en iyi ve en verimli şekilde yerine getirmek” olduğu ifade edilen genelgede, bu politika paralelinde “polise standart davranış modelinin” kazandırılmasında polis-halkla ilişkilerin başarısının önemli olduğu vurgulanmıştı.
Bu ilkelerden bazıları şöyle;
Tarafsız Olmak: Polis, özellikle vatandaşlarımızın karşısında, herhangi bir grubun, fikrin ya da kuruluşun değil, halkın polisi olduğunu davranışlarıyla ortaya koymalıdır.
Sempatik olmak: Karşımızdaki kişi bizi dost olarak görmeli, bize sempati duymalıdır.
Terbiyeli ve nazik bir dil kullanmak: Vatandaşa karşı her zaman güler yüzlü ve nazik olunmalıdır.
Vatandaşlarımıza karşı, “Bayım, bayan, bey amca, hanım teyze, hanımanne, peki kardeşim, hayır canım, peki abi vb.” hitaplar kullanmamalıyız. Davranışlarımızla, herkese saygın ve ciddi bir kurumun mensupları olduğumuzu göstermeliyiz.
Bu polisin vatandaşı karşı davranış şekillerinden sadece bazıları.
Şimdi madalyonun Batman’daki öteki yüzüne şöyle bir bakalım.
Önceki gün akşam saatlerinde Belediye binası önünde toplanan HDP ve DBP’liler ile Milletvekili Ali Atalan ve Belediye eşbaşkanının olduğu grubu polis yürütmek istemedi.
Gerekçe ise yürüyüş için iznin alınmadığı.
Bir hafta öncede izin alınmadan aynı mevkiden Atatürk parkına kadar yürüyüş yapılmıştı ve kimse izin alınmadığı için engel olmadı.
Neyse meseli izin alınıp alınmaması meselesi değil.
Mesele orada polisin bir milletvekiline karşı hitabıydı.
Milletvekili ya da eski adıyla Mebus, demokratik ülkelerde genel seçimler ile seçilerek parlamentoda halkı temsil hakkı kazanan kişidir.
Diğer yandan Milletvekilleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler.
Yani bir Batman veya Edirne Milletvekili aynı zamanda Malatya’nın, Samsun’un, Antalya’nın, yani kısacası tüm Türkiye’nin milletvekili olarak kabul ediliyor.
Bunu ben değil yasalar söylüyor.
Hal böyle iken Batman’da yapılmak istenen yürüyüş öncesi polisin bir milletvekiline hitap şekli kabul edilir değildir.
Orada derdini anlatan HDP milletvekili Ali Atalan ile, ses tonunu yükselterek ve adeta üstüne yürüyerek, “Bana el hareketi yapma”, “Düzgün konuş” şeklinde konuşan emniyet personeli bu yetkiyi ve cesareti kimden alıyor.
Bu başta Batman milletvekiline değil, 191 Bin oy veren halka, dolayısıyla 78 Milyona hakarettir.
Onu sevmiyor olabilirsin, siyasi görüşünü benimsemeyebilirsin ama kimliğinden dolayı saygı duymak zorundasın.
Bir polis bir Milletvekiline böyle davranırsa nerde o zaman yukarıda bahsettiğim ‘Davranış ilkeleri.’
Bu davranışın tek sebebi Ali Atalan’ın HDP Milletvekili olması. Eğer bu ülkenin başbakanı, Cumhurbaşkanı bu partinin milletvekillerine saygı göstermiyorsa, o ülke polisinden de beklenemez zaten.
Peki ya bu vekil HDP’nin değil de bir başka partinin veyahut Ak Parti’nin Milletvekili olsaydı.
Bu polis bırakın Ak Parti vekiline, vekilin yakınına bile böyle davranamaz.
Örneğini 2012 yılında gördük.
Dörtyol İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde AKP Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu’nun oğluyla tartışan Komiser Yardımcısı Murat Emer ertesi gün görevinden alındı. Vekilin oğluyla tartışan Polisler ise teşhis için ellerine numara verilerek tek sıra halinde duvara dizildi.
Ve bu skandal görüntüleri herkes televizyon ekranlarında gördü maalesef.
Sonuçta önceki akşam yürüyüş yapmak isteyen bir grup var ve bu grupta öyle izin verilmeyecek bir durum da söz konusu değildi.
Yani ne ellerinde taş olan, nede yüzleri kapalı kişiler vardı. Üstelik bir hafta önce verilen izin yürüyüş bu kez sadece ‘İzin alınmadığı’ bahanesine sığdırılarak engellendi.