Çatışmaların yeniden başladığı şu bir ayı aşkın sürede neredeyse tüm bölge il ve ilçelerinde çatışma ve ölüm haberleri geliyordu.
Tüm bu kaosun içinde Batman huzuru korumayı bilmiş ve çatışmalardan uzak kalmıştı.
Bu arada iki bombalı araç ise patlatılmadan ele geçirilmiş ve imha edilmişti.
Mahallelerde yürüyüş ve gösteriler olağan durumlardı. Sık sık bu durumlar yaşanıyordu. Bazen güvenlik güçleri müdahale eder, bazen buna bile gerek kalmazdı.
Taaki önceki gün 15.30’a kadar.
Kenti ikiye bölen demiryolunun geçtiği eski dolum caddesi ile İpragaz Mahallesinin kesiştiği nokta farklı tarihlerde iki ayrı olaya tanık oldu.
Birincisi, resmi ekip otosu, 6 Mart 2006'da Şehit Hasan Gül Polis Merkezi'ne 1 km uzaklıktaki tren yolu hemzemin geçicinde 2 PKK'lı tarafından çapraz ateşe alındı, saldırıda Cem Genç, Mehmet Emin Keskin, Hacı Alkan ve Süreyya Kınay adlı polisler şehit oldu. Olayda 6 polis de yaralandı.
Bu olaydan 9 yıl sonra yine aynı noktada benzer bir saldırı yaşandı.
Bir polis şehit oldu, bir diğer polis ile yoldan aracıyla geçen bir vatandaş yaralandı.
2006 yılındaki olayın öncesinde yine bölge illeri arasında en huzurlu yer Batman’dı.
Ufak tefek olaylar yaşanıyor, ancak polise saldırı olayı kentte huzuru ortadan kaldıran olay oluyordu.
4 polisin yaşamını yitirdiği olayın ardından kentte huzur kalmamış, halk evlerine kapanmak zorunda kalmıştı.
Bugün yine ne yazık ki aynı durum yaşanıyor.
Yine en huzurlu bölge şehirlerinin başında Batman geliyordu.
Ta ki önceki gün yaşanan olaya kadar.
Kentte bölge illerine nazaran gözle görülür bir huzur vardı. Komşu il ve ilçelerde savaş manzaraları yaşanırken ve Hergün ölüm haberleri gelirken, Batman 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne hazırlanıyordu.
Hatta miting için tüm hazırlıklar tamamlanmış, platform bile kurulmuştu.
Savaşın bitmesi için çağrılar yapılacak, barış güvercinleri uçurulacaktı.
Ancak olmadı, yaptırmadılar.
Birileri huzura kurşun sıktı.
Yaşanan olayın ardından büyük bir panik havası yaşandı.
Kaçan örgüt üyeleriyle polis, mahalle arasında çatıştı.
Bu olayın ardından yapılması gereken ‘Barış Mitingi’ ise iptal edildi.
Çatışmanın olduğu, ölümlerin yaşandığı bir ortamda zaten barış mitinginin bir anlamı olmazdı.
Olayın ardından HDP Batman Milletvekili Ali Atalan, sosyal medyadan şu mesajı paylaştı; “Savaş, Batman'da da can aldı. Üzgünüz ve öfkeliyiz. Erdoğan'ın savaşı artık körlerin savaşına dönüşme ve çığırından çıkma tehlikesi taşıyor.
Herşeye rağmen ve inadına kanın dökülmesine HAYIR ve BARIŞ diye haykırmaya devam edeceğiz.”
Şimdi artık herkesin bunu haykırması gerekir aslında.
Dün bu köşeden barışı kadınların getirebileceğini yazmıştım.
Yazıyı kaleme aldığım saatlerde Başkent Ankara’da savaşın durması için ‘Beyaz Tülbent’ takmış kadınlar, savaşın durmasını istiyorlardı.
Asker ve gerilla annelerinden oluşan Barış Anneleri, Meclis’te grubu bulunan HDP, CHP ve AKP'nin grup başkanvekilleri ile bir araya gelerek, savaşa karşı barış çağrısı yaptı.
Sloganları ise anlamlıydı; “Güneş gibi, su gibi, hava gibi bize gerekli olan barış için savaşın başlatıldığı yerde, Ankara'dayız.”
Batman ve Türkiye’nin her bölgesinden gelen ve Ankara’da buluşan Barış Anneleri, Meclise girerken, çıplak aramadan geçirildi. Ardından, Mecliste grubu bulunan HDP, CHP ve 4 saat sonra ise AKP'nin grup başkanvekilleri ile görüştü.
Barış Anneleri adına basın açıklamasını okuyan Songül Çelik, Barış Anneleri'nin 1996 yılında barış için bir araya gelerek beyaz tülbentleriyle Ankara'ya yürüdüğünü hatırlattı. Savaşın yarattığı ağır sonuçları bildiklerini belirten Çelik, “Çocuklarımızı yitirdik, doğamızı yitirdik, yüreğimizdi bizim onlar. Çocuklarımız toprağa düştükçe ateş oldu yüreklerimiz. Bu savaşı başlatanlar derhal durdurmalıdır. Bu savaşta sadece bizim çocuklarımız ölmüyor, bu savaş vatan koruması için yapılan bir savaş değildir, bu yüzden yıllardır yapılan bu savaşın kirli yüzünü göstermek için set olduk savaşa.
Biz bütün anneler olarak, gerilla, asker ve polis ölümlerini durdurmak için el ele verelim” diye konuştu.
Doğru bu savaşı başlatanlar, durdurmalı da. Daha çok can toprağa düşmeden hemde.