Mehmet Altan, insanlar yaşamını yitirdikten sonra bir Twett atmıştı, şöyle diyordu; “Bilseydik, ülkeyi her gün bombaların patladığı, Ortadoğu’nun kan gölüne eklemekte bu kadar kararlısınız, verirdik 'huzur' için “400 vekil”i”
Varsın 400 vekil sizin olsun ama bu kadar insan ölmesin.
Hükümet üyelerinin papağan gibi tekrarladığı hatta il teşkilatlarında bile tekerleme gibi tekrarlanan zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözü olan “Baldıran zehiri içeriz” lafı unutuldu gitti.
‘Baldıran zehiri’ni bilmem ama birileri insan kanı içiyor.
Bölgeyi ateş çemberine dönüştürdüler, Ankara’dan ahkam kesiyorlar.
Birileri şerefsizlikte burnu yerde sürterken, birilerine ‘Şeref’ dersi vermeye kalkıyor.
Geçmişte yaptığı katliamların kanı hala ellerinde olanlar, birilerini katil olmakla suçluyor.
Ama ne yazık ki birileri tüm bunların dışında, birilerinin hırsı yüzünden ölüyor.
Oğlu Siirt’in Eruh İlçesi’nde astsubay olan Elif İnce, yakın arkadaşı olan ve çatışmada yaşamını yitiren uzman çavuşun annesi Huma Dirik’e sarılıp ona destek vermeye çalıştı. Elif İnce, ardından da evin avlusunda ve sokakta toplanan yüzlerce kişinin önünde, siyasilere tepki gösterdi. Vatandaşların da sözlerine alkışlarla destek verdiği Elif İnce’nin sözleri anlamlıydı; “Hergün sıra bana ne zaman gelecek diye bekliyorum. Yeter bir çaresi bulsunlar. Böyle vatan olmaz. Ben helal etmiyorum çocuğuma birşey olursa. Böyle vatan sağolmasın. Biz neler çektik onları büyütene kadar. Gelsin elin üç çapulcusu öldürsün diye büyütmedik. Yazıklar olsun böyle vatana da böyle Cumhurbaşkanı’na da böyle Başbakana da… Kendi çocuklarını göndersinler… Göndersinler, sıkıyorsa kendi çocuklarını göndersinler.”
Boğazdaki yalılardan birine hiç Türk bayrağı asıldığını ve insanların taziyeye gittiğini gördünüz mü?
Ya da ‘Dolce & Gabbana’ marka güneş gözlüğü takan bir annenin “Vatan sağolsun” dediğini.
Yahu bu kurşunlar hep kentlerin varoşlarında, köylerde yaşayan gariban insanları mı bulur?
Niye bir tane milletvekilinin, bakanın, bürokratın, zenginin çocuğu yok aralarında.
Tabi ki olmaz onlar.
Babaları, ne zaman bedelli askerlik çıksa parayı yatırır, çocuğunu o ateş çemberine göndermez.
Eğer Batman Milletvekili Ali Atalan’ın soru önergesine yanıt verilirse bizler de öğreneceğiz bu güne kadar kaş milletvekili çocuğu veya yakınının çatışmalarda yaşamını yitirdiğini veya yaralandığını.
Yada bugüne kadar kaç milletvekilinin, bürokratın çocuğunun bedelli askerlikten yararlandığını…
Tüm bunların üzerine Enerji Bakanı Taner Yıldız, ‘Şehit olmak istediğini’ söylemiş.
Oğlu askerlik yapmasın diye bedelliden faydalanan Bakan Yıldız’ın bu isteği bir koruma ordusuyla nasıl olacak merak ediyorum.
Hani çok istiyorsa alsın silahını çatışma alanına gelsin.
Cumhurbaşkanının dediği gibi onun ailesinin de ‘Mutlu’ olmaya hakkı var.
Bölgenin huzuru kalmadı artık.
Yaşanan olaylar halkın olduğu kadar en çok ta güvenlik güçlerinin psikolojisini bozmuş anlaşılan.
Son birkaç gün içinde bölgede, Silopi, Varto ve Silvan’da yaşananlar endişe verici boyutta.
İHD, MHD ve ÖHD'nin oluşturduğu heyet, Varto'da 16 ve 17 Ağustos'ta yaşananlara dair hazırladığı rapor bunu gözler önüne seriyor.
10 Ağustos'ta ilçede yaşanan çatışmada yaşamını yitiren YJA Star gerillası Kevser Eltürk'ün (Ekin Wan) teşhir edilmiş fotoğrafının sosyal medyaya servis edilmesinin ardından ilçede gerginliğin başladığının kaydedildiği raporda, 2'si sivil 4 kişinin ölümlerine ilişkin yasal prosedürün hukuksuz bir şekilde uygulandığı tespitine yer verildi.
Raporda, “Heyetimizce Çeme Sus mevkiinde yapılan incelemede; muhtelif yerlerde yoğun kan izlerinin olduğu, iki ağacın gövdesinde ve dallarında çok sayıda insan eti parçaları bulunduğu, kafatasına ait kemik parçası olduğu düşünülen birden fazla kemik parçacığı bulunmuştur. Yine söz konusu ağaçlarda çok sayıda mermi izi bulunduğu görülmekle ve yine yaşamını yitiren 4 kişinin ölüm şekilleri ve yerleri, infaz edildikleri yönünde ciddi anlamda şüpheler oluşturmaktadır” ifadelerine yer verildi.
Peki ya komşu ilçe Silvan’da yaşananlar.
Sokağa çıkma yasağı ile birlikte cep telefonları ve internet şebekesinin kesilmesi, ‘acaba yapılacak hukuksuzlukların gizlenmesi için mi?’sorusunu akıllara getiriyor.
Peki ya sokakta vatandaşın evinin nüne parkettiği araca yüzlerce kurşun sıkmak ne anlama geliyor.
İnternete düşen bir görüntüde onlarca özel harekat polisi havaya öylesine binlerce mermi sıkıyor. Bu mermiler havaya sıkmaları için mi veriliyor.
Huzuru bozanlar, yeniden sağlamakla yükümlüdürler. Yoksa bu halk kendisi bu kişilere cezayı sandıkta kesecektir.