Çok değil bir yıl öncesine kadar bölgede 30 yıldır devam eden çatışmalar, ölümler ve acıların bitmesi için müzakereler yapılıyordu.
Bu müzakerelerin sürdüğü 2,5 yıllık sürede ne bir çatışma yaşanıyordu, ne de bir ölüm.
Çok fazla geldi sanırım bu durum birilerine.
O birilerini iyice rahatsız eden bu durum bozulmalı, yeniden kaos yaratılmalıydı.
Nitekim öyle de oldu.
Şimdi eskisinden daha sert çatışmaların yaşandığı bir savaş var bölgede.
Bölgedeki olumlu hava herkesin beklediği, özlediği bir durumdu.
Doğal olarak insanların yaşamını yitirmediği, anaların ağlamadığı bir süreci kim istemez ki.
Ama bazıları istemedi işte.
Barış sürecine giden yolun meclisten geçtiğini herkes biliyor.
Şimdi savaşı sürdürenler bile zaman zaman buna işaret ediyor. Ancak ortada siyasilerin birbirinin kuyusunu kazdığı, ağza alınmayacak sözler sarfettiği bir ortamda bu nasıl olacak doğrusu merak ediyorum.
HDP meclise girdiğinde bunun Türkiye için büyük bir şans olduğunu büyük bir kesim yüksek sesle dile getirdi. Şimdilerde o kesim neden sus pus olmuş onu da anlamak mümkün değil.
Ya arkadaş, hükümet PKK ile masaya oturmam diyor, ancak HDP ile dolaylı yolda bu müzakereleri sürdürüyor. Ancak sonra ne oluyorsa birden bıçak gibi bu temas kesilip atılıyor.
Yârin öbürgün yeniden barış yolu denenecekse yine bu iki kesim karşılıklı oturmayacak, müzakerelerde bulunmayacak mı?
Barış masasının çevresinde oturması gereken iki siyasi parti olan HDP ve Ak Parti, şimdilerde kanlı-bıçaklı oldu.
Aslında hiç olmaması gerekirken Cumhurbaşkanı Erdoğan bile siyasetin tam merkezinde şu anda.
Neredeyse Başbakan Davutoğlu’nun yapması gereken tüm açıklamaları Cumhurbaşkanı yapıyor.
Bu alışılmış bir durum değil.
Cumhurbaşkanı ne diyorsa hemen yapılıyor.
Siyaset üstü bir şahsiyet olması gereken Cumhurbaşkanı, ne yazık ki siyasi bir lider gibi davranıyor. Bu durumda nasıl tarafsız olduğu da şüpheli.
Bir çıkıyor bazı kişilerin vatandaşlıktan çıkarılması gerektiğini söylüyor, bakanlık ertesi gün bu konuda çalışma başlatıyor.
HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması gerektiğini söylüyor, meclis ve bakanlık hemen girişimlerde bulunuyor, tozlanmış dokunulmazlık dosyalarını işleme koyuyor.
HDP’nin eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın ‘özerklik’ açıklamalarının ‘anayasa suçu’ olduğunu savunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Dokunulmazlıklarının kaldırılması suretiyle başlayacak süreç, terörle mücadele açısından ülkemizdeki havayı da olumlu yönde etkileyecektir” demişti.
Ardından süreç hemen başlatılmıştı.
HDP Lideri Selahattin Demirtaş, partisinin MYK toplantısı öncesinde açıklamalarda bulunarak bu konudaki görüşlerini dile getirdi.
Demirtaş, şu ifadeleri kullandı; “Partilerin kendi takdiridir. Kendileri bilirler. Fakat bariz bir siyasi öç alma girişiminin bu kadar iştahla desteklenmesi çok büyük bir hatadır. Bizim de dokunulmazlıkların sınırlanması ve kaldırılması konusunda bir teklifimiz var; hem evrensel hukuka uygun hem de Avrupa'daki demokratik ülkelerin referansıyla oluşturulmuş bir tekliftir.
Gerçekten 'dokunulmazlıkların kaldırılması' konusunda samimilerse buyursunlar HDP'nin teklifini desteklesinler, biz de evet diyelim. Dört parti hep birlikte dokunulmazlıkları sınırlayalım. Ama görünen o ki AKP'nin derdi, HDP'li milletvekillerini kendilerine bağlı ve bağımlı hamle gelmiş kendilerinden talimat alan yargının kucağına atmaktır. Ana muhalefet partisinin bu basit ve ucuz tuzağı iyi hesap etmesi gerekir. Açık bir şekilde Anayasa'ya aykırı bir teklifin sorgusuz sualsiz destekleneceğini açıklamaları şaşırtıcıdır. Takdir kendilerinindir; bizim Allah'tan başka kimseden korkumuz yok, verilmeyecek bir hesabımız yoktur. Soyguncular, talancılar milletin parasını çalanlar, evlerinde para bile dolduracak yer bulamayanların dokunulmazlığı olacak, bizim fikirlerimizden dolayı dokunulmazlıklarımız kaldırılacaksa bu bizim şeref madalyamız olur.”
Peki bu durumda HDP'nin hamlesi ne olacak?
Yada Sinne-i millet olacak mı?
Bu sorulara da net cevaplar verdi Demirtaş; “3 parti birleşip Anayasa'yı değiştirme kararı aldıktan sonra bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Yapacağımız tek şey, bu gerici siyasi intikam için parlamentoda Anayasa değişikliğini göze alan anlayışa karşı dik durmadır” yanıtını verdi.
Demirtaş'ın bu önemli açıklamalarının ardından toplantıya geçildi. Toplantının ana gündemi ise ‘dokunulmazlıkların kaldırılması’ ve bölgede yaşanan gelişmeler.
Şimdi ne olacağını hep birlikte göreceğiz. Büyük ihtimalle dokunulmazlıklar kaldırılacak. Ancak sonrasındaki sürecin ülke barışına hizmet edeceğini kimse garanti edemez.