Joe Biden'ın 46. ABD Başkanı seçilmesinin ardından neredeyse tüm dünya da başlıktaki bu soru konuşuluyor.
Başkan seçiler Joe Biden birilerine umut olacak, ama birilerinde ise derin kaygılar uyandıracak.
Bunu zamanla öğrenme şansımız olacak. Önümüzde 4 yıl gibi uzun bir süre var çünkü.
Biden’ın başkan seçilmesinin Türkiye açısından umut mu, kaygı mı getireceğini kestirmek zor, ancak seçimlerin kesinleşmesinden önce birkaç kanalda tartışma programlarının ana konusu, ABD ve Başkan Biden’in uygulayacağı yaptırımlar idi.
Daha başkan seçilmeden bu tartışmaların yapıldığı bir ülkede sanırım Biden’in seçilmesinden kaygı duyuluyor.
36 yıl senatörlük ve 8 yıl başkan yardımcılığı yapmış Biden, Beyaz Saray'a çıktığında Türkiye-ABD ilişkileri nasıl olacak? Sorusu en çok merak edilen konuların başında geliyor.
Siyaset uzmanları bu konu üzerinde analizler yaparken, Türkiye ile ilişkiler açısından Trump'ın yeniden seçilmesinin Biden'a kıyasla daha olumlu olacağı görüşündeydi.
Biden, dış politika konusunda ABD’deki siyasetçiler arasında en deneyimli olan kişi.
Üstelik Türkiye’yi de yakından tanıyor.
Yaklaşık son 20 yılda ABD ve Türkiye ilişkilerinin bazı dönüm noktalarında kritik roller üstlenmiş bir siyasetçi.
Joe Biden'ın 2020'de Trump'ın karşısına çıkartılacak doğru isim olduğunu düşünenler dış politika konusundaki uzmanlığının yanı sıra cazibesi ve tatlı diliyle halka ulaşabilen bir konuşmacı olmasına ve yaşadığı korkunç kişisel trajedileri atlatabilen cesur biri olarak nitelendirilmesine dikkat çekiyorlardı.
Biden'ı eleştirenler ise yaşını ve geçmişte yaptığı sayısız gaftan hareketle pot kırmaya yakın olmasını ön plana çıkarıyordu.
Joe Biden’in seçim kampanyası sırasında geçtiğimiz Aralık ayında New York Times'a verdiği bir mülakatın Türkiye ile ilgili kısımlarının Ağustos ortasında sosyal medyada paylaşılması sonrasında mülakat sırasında sarf ettiği sözler büyük tepki çekmişti.
Bu sözler, Türkiye’de Biden’in seçilmesinde kaygılı olanların ana nedeniydi.
Biden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldığı söyleşide, Türkiye'deki durumdan büyük endişe duyduğunu belirtmiş ve su sözleri sarf etmişti; “Bence yapmamız gereken ona (Erdoğan'a) karşı farklı bir yaklaşım izlemek. Muhalefetin liderlerini desteklediğimizi açık şekilde belirtmeliyiz. Açıkça pozisyonumuzun parlamentoda da yer edinmek isteyen Kürt nüfusun entegrasyonunu sağlamak olduğunu söylemeliyiz. Yanlış olduğunu düşündüğümüz şeyler hakkında sesimizi çıkarmalıyız. Yaptıklarının bedelini ödemeli. Bazı silahları ona satıp satmayacağımızla ilgili, bir bedel ödemeli. Özellikle de üzerinde F-15 uçurarak çözmeye çalıştıkları bir hava savunma sistemleri olduğunu düşündüğümüzde. Bunlar hakkında çok endişeliyim... Ama hâlâ, geçmişte yaptığım gibi, onlarla (muhalefet) doğrudan iletişimde olup, hâlâ var olan unsurlarını destekleyip onları Erdoğan'ı mağlup etmeleri için cesaretlendirebiliriz. Darbe ile değil, darbe ile değil, seçimle.”
Türkiye’yi kızdıran bu sözler olsa da, Biden daha önceden de Türkiye’yi kızdıran hamlalarda rol almıştı.
Biden, Senatörlüğü döneminde uzun yıllar Türkiye'nin Kıbrıs politikasını sert dille eleştirirken, 1915 olaylarının ABD tarafından ‘Ermeni soykırımı’ olarak tanınması için de faal olarak çalışmalar yürüttü. Gerek Senato'daki görevleri sırasında gerekse de Başkan Yardımcılığı döneminde bu konuyu zaman zaman gündeme getiren Biden, bu yıl da seçilmesi halinde sözde soykırımı tanıyacağını vaat etmişti.
Bir kesimin Biden’in seçilmesini istemediği kesin. Bunun başında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili sarfettiği sözler sanırım. Biden’in seçilmesine sevinenler ise Kürtler olsa gerek.
Özellikle Irak Kürtleri, 2016’da dönemin başkan Yardımcısı iken Biden’in sözleriyle oldukça umutlanmıştı.
3 Mayıs 2016’da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani ABD ziyareti kapsamında çeşitli temaslarda bulunmuş ve Başkan Yardımcısı Joe Biden ile biraraya gelmişlerdi.
Bu ziyaret sırasında Biden, Kürtleri umutlandıran şu sözleri sarf etmişti; “Sayın Başkan, müsterih olun. İkimizin de ömrü Kürt devletini görmeye yetecektir.”
Hem kaygıların, hem de umutların gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini zaman gösterecek.
Ama görünen o ki uzun bir zaman Biden konuşulacak birinci konu olacak.