Devleti yönetenler şiddet dilini kullanmaya ve birilerini hedef göstermeye devam ettikçe önü alınamaz ırkçılık ve nefret söylemleri hergeçen gün artıyor.
Hem Cumhurbaşkanı, hem Başbakan seçim öncesi ve seçim sonrasında sürekli HDP’ler için, “Terör örgütünün uzantısı, “Terör örgütünün meclisteki temsilcileri” gibi ifadeler kullandı.
Tabi sürekli böyle ifadeler kullanılınca insanların bilinçaltına yerleşiyor bir süre sonra.
Bu söylemlere inanan birçok kişi var.
HDP’yi dolayısıyla 80 Milletvekilini “Terörist” olarak gören birçok insan var artık.
İşin bir diğer boyutu Cumhurbaşkanı ve Başbakan halkın iradesiyle seçilen Milletvekilini “Terörist” derken, oy veren 6 Milyon kişiyi de aynı kefeye koyduklarını unutuyorlar herhalde.
Onların söylemiyle ülkede 6 Milyon Terörist var demektir.
Birkaç gündün Şırnak’ın Silopi ilçesinde büyük olaylar yaşanıyor.
Son bir haftalık sürede 5’i polis 8 kişi yaşamını yitirdi, onlarca yaralı var.
Tüm bu yaşananların ardından DBP Şırnak İl Başkanı Salih Gülenç’in yaptığı açıklama yanlı medya tarafından ‘Özerklik ilanı’ olarak duyuruldu.
Bu açıklamanın sorulduğu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bedelini ağır öderler” açıklamasının üzerinden daha 24 saat geçmeden, Şırnak Belediye eşbaşkanları Eylem Onuk ve Serhat Kadırhan, Belediye Eşbaşkan Yardımcısı Murat Kabul, belediye meclis üyesi Kamil Külper, DBP Şırnak İl eşbaşkanları Salih Gülenç ve Zozan Anık, DBP Merkez İlçe Eşbaşkanı Ramazan Oğur, DBP'li yöneticiler Leyla İşlek, Salih Ürek ve İHD Şırnak Şube Başkanı Emirhan Uysal'ın evlerine baskın yapıldı.
Yani bu tür operasyonların yapılması için ülkeyi yönetenlerin tek bir işareti yetiyor.
Bunun yanısıra bu yöneticilerin söylemlerinin ardından toplumda nefret ve şiddet dili hergeçen gün artıyor.
Özellikle de HDP’ye yönelik bu dil artık tehlikeli boyutlara vardı.
Son olarak, Arel Üniversitesi öğretim üyesi Ahmet Atilla Şentürk, sosyal medya hesabından, “Bu iş böyle olmaz. Her şehidimize karşılık bir HDP milletvekili indirilmeli” şeklinde bir mesaj paylaştı. Yani ölen her polis veya askerin yerine bir HDP’li milletvekilinin öldürülmesi gerektiğini belirtiyor.
Bu sözleri kullanan kişi ne yazık ki bir üniversitenin öğretim görevlisi. Yarın bizi yönetecek gençleri yetiştiren bir hoca.
Bırakın bir öğretim görevlisini, beyin yoksunu bir mahlukat bile bu sözleri kullanmaz.
Tabi sözleri bununla da sınırlı değil.
Kullandığı sözlerin ardından büyük tepki çeken bu neyiidüğü belli olmayan mahlukat, gelen mesajlar üzerine ağza alınmayacak hakaret, tehdit ve küfürlerle HDP'lilere, “Bu ülke bütün kudurmalarınıza karşılık hala susuyorsa, insanımızın asaletindendir. Siz bu muameleye layık değilsiniz. Millet belki insan sıfatına girersiniz diye Meclis'e soktuğunuz o militanlara bir fırsat vermek istedi. Ama görüyoruz ki siz bu dilden anlamıyorsunuz. Yarın insanımız öfkesini tutamayıp tükürmeye başlarsa sizi boğulmaktan kim kurtaracak” şeklinde ifadeler kullandı.
Bu gibi öfke örnekleri daha önce de yaşandı.
Örneğin; AKP'ye yakın olduğu bilinen A Haber yorumcusu Cemil Barlas twitter'da, “Halkı silahlanmaya çağıranların kafalarını beyaz Torosların kapılarına vura vura almadan terör bitmez…” diye yazmıştı.
1990'lı yıllarda Türkiye'nin Kürt sorunu ekseninde en karanlık dönemine çağrıda bulunan ve faili malum cinayet imasıyla halkı tehdit eden Cemil Barlas hakkında ne yazık ki hiçbir inceleme yapılmadı.
Gazeteci ve siyaset bilimci olduğunu iddia eden Ömer Turan adlı Twitter kullanıcısı ise, “Renault, beyaz Toros serisinin üretimini durdurmuş olabilir. Ama Toyota'nın pikap serisi bu boşluğu çok rahat doldurur bence” diyerek yine 90'lı yıllarda Kürt halkına yönelik şiddet ve faili belli cinayetleri hatırlatan bir tvit atmıştı.
AKP İzmir Milletvekili Cemil Şeboy ise, “HDP'ye oy verenlerin de ölümlerde parmak izi var” ifadesini kullanarak HDP'ye oy veren 6 milyon insana hakaret etmekten geri kalmamıştı.
Tüm bu söylemler ve yapılan açıklamalar, özellikle faşist milliyetçi kesimlerin istediği ortamı yaratıyor.
Önceki gün Artvin-Hopa’da ellerine demir çubuk, sopa alan binlerce kişi Halkevlerini basmaya kalktı.
Şimdi milliyetçi kesimlerin yoğun olduğu şehirlerde oturan Kürt kökenli vatandaşlar ölüm korkusuyla yaşıyorlar. Çünkü siyasetçilerin söylemleri onları hedef haline getirdi.
Milliyetçi kesimleri galeyana getiren böylesine sorumsuz açıklamalar, kardeş kavgası çıkarmaktan başka ne işe yarar ki.
Spot: Şimdi milliyetçi kesimlerin yoğun olduğu şehirlerde oturan Kürt kökenli vatandaşlar ölüm korkusuyla yaşıyorlar. Çünkü siyasetçilerin söylemleri onları hedef haline getirdi.