İnsanları refah içerisinde yaşayan ve milli geliri en yüksek olan ülkelerin hepsinin ortak bir özelliği var.
Bu kategoride ilk sıralarda yer alan ülkelere göz attığımızda, büyük ölçüde hukukun, demokrasinin, adaletin ve insan haklarının en gelişmiş olduğu ülkeler olduğunu görüyoruz.
Listede onların dışında petrol ve doğal gaz kaynaklarına sahip olan bazı Arap ülkeleri var.
Bu ülkelerde de adalet ve hukuk üst seviyede.
Türkiye ise 63. sırada.
Ve ne yazık ki bu ülkenin ana muhalefet partisi lideri, bir şehirden diğer bir şehire yürüyerek adalet istiyor.
Malum, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından ‘adalet’ isteyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’dan İstanbul’a kadar yürüdü.
Bu yürüyüş büyük yankı uyandırdı.
Tabi hükümeti de zor durumda bıraktı.
CHP'nin Adalet Yürüyüşünü eleştiren Başbakan Binali Yıldırım, “Yollarda adalet aramak olabilir. Ama önce adil olacağız, milletin canıyla bedel ödediği 15 Temmuz zaferine 'kontrollü darbe' demekten vazgeçeceğiz. Adaletin yeri Meclis'tir, yollar değildir. Siyaset üretmeden sürece boşa tırpan çalmanın âlemi yok” dedi.
Öncesinde ise söyledikleri dikkat çekiciydi Başbakan Yıldırım’ın; “Sokakta adalet aranmaz. Sokağa davet etmek sokakta çözüm aramak en hafif tabiriyle sorumsuzluktur.”
Şimdi bu sözlerin ardından birçok kişinin kafası karışmıştır.
Niye diye sorarsanız, 15 Temmuz’u örnek vermek doğru olur.
Bu ülkede bugün darbeciler yönetimde değilse bunun tek nedeni sokaklardır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan eğer, darbecilere engel olmak için halkı sokaklara davet etmesiydi, bugün ülke bambaşka bir durumda olurdu.
***
Bu ülkede adalet var mı? diye sorsalar, kaç kişi ‘Evet’ diye yanıtlar acaba?
Mahkemeler iş yükünün ağırlığı altında eziliyor, bunca çalışmaya rağmen ‘adalet’ dağıtıyor mu?
İşte bunu söylemek çok zor.
Mahkemenin verdiği her karar birilerine göre adaletli, kimilerine göre ise adaletsiz olur.
Mesela, Anayasa Mahkemesinin Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki tahliye kararını değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karara sadece sessiz kalırım ama onu kabul etmek durumunda değilim. Verdiği karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” demişti.
Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nisan 2014’te Anayasa Mahkemesi’nin Twitter’a özgürlük getiren kararı için, “Karara saygı duymuyorum ama uymak zorundayım” açıklaması yapmıştı.
Adalet birgün herkese lazım olacak.
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, okuduğu bir şiirden dolayı nasıl adil olmayan bir kararla mahkum olduysa, bugün verilen kararların hepsinin adil olduğunu söylemek mümkün değil.
Bu ülkede yetimin, fakirin ve garibanın milyarlarca lirasını çalanlar küçük cezalarıyla yırtıyor, ancak bir kilo baklava çalan çocuk 17 yıl ceza alıyorsa, hangi adaletten bahsedilir ki.
Taciz ve tecavüz olaylarında sanıklara gerekli cezalar verilmediği içindir ki neredeyse hergün cinsel taciz ve tecavüz olayları yaşanıyor. Bunun bir sonucu değil midir, Suriyeli anne ve 10 aylık bebeği katledildi.
Katili iki sene sonra bırakan, hırsız hakkında takipsizlik kararı verip sokağa salan hukuk sistemimiz, ineği komşunun bahçesine kaçan vatandaşı sürüm sürüm süründürüyor.
Türk Hukuk sistemindeki bu açık, kendi şahsi çıkarları doğrultusunda topluma yön vermek isteyenler için büyük bir nimet halini alıyor ne yazık ki.
O zaman, Evet adalet; ama herkes için ve eşit adalet…