Bizler 16 Nisan’da ne için sandık başına gideceğimizi biliyoruz.
Ancak bizlere öyle şeyler anlatılıyor ki, şüphe duymamak elde değil.
Vaatler havada uçuşuyor ve öyle bir hava yaratılıyor ki, şimdi sanki bir genel seçime gidiyoruz şüphesi uyandı.
Bakıyorsunuz ‘Evet’ cephesinin sunduğu vaatler ‘bu kadarına pes’ dedirten cinsten.
Mesela “daha fazla otoyol için ‘evet’” deniyor.
Peki, sorarım size oylanacak olan yeni anayasadaki hangi maddede daha fazla otoyol yapılacağı belirtiliyor.
“Terörün bitmesi için evet” deniyor.
Anlaşılan Hayır çıkarsa terör hiç bitmeyecek.
Bitmesi mümkün değil zaten.
Baksanıza, ‘Hayır’ oyu kullananlar ile teröristler aynı kefeye konuyor ve hepsi ‘Terörist’ olarak nitelendiriliyor. Bu durumda terörün bitmesi mümkün mü?
Allah’tan bu teröristlerin (!) tutuklanmasına karar verilmemiş. Milyonlarca insan cezaevine girerdi yoksa.
Bunlara benzer birçok vaadin yer aldığı seçim çalışmaları yeni bir sitem için değil, sanki genel seçim için sunuluyor.
Referandum sürecinde devletin tüm imkanları seferber edilmiş durumda.
Mesela; Devlete ait 12 uçak ve 3 helikopter ile 26 bakan, 18 meclis komisyon başkanı, 13 meclis başkanlık divanı üyesi, 5 AKP grup başkanvekili ve 800 AKP'li belediye başkanının makam araçları referandumda iktidarın hizmetine sunulmuş.
Uçak ve helikopterler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve bakanlar tarafından kullanılıyor.
Basın desen, neredeyse tümü hükümetin yanında.
Hepsi ‘Evet’ için seferber olmuş durumda.
Haberlerde, canlı yayınlarda, röportaj ve konuklu programlarda AKP, MHP, CHP ve HDP ile, cumhurbaşkanı ve danışmanlarına ayrılan süreler incelendi.
Araştırmaya göre 1-10 Mart tarihleri arasındaki haber bültenlerinde Cumhurbaşkanlığı’na 53,5, AKP’ye 83, CHP’ye 17, MHP’ye 14,5 saat ayrılırken HDP’ye 33 dakika ayrıldı.
1-20 Mart tarihleri arasında Cumhurbaşkanı üç, danışmanları 17, Başbakan iki, Hükümet, AKP temsilcileri, vekil ve belediye başkanları 113, CHP Genel Başkanı bir, CHP temsilcileri 19, MHP temsilcileri yedi canlı programa katıldı. HDP temsilcileri hiçbir programda yer almadı.
1-20 Mart 2017 arası canlı yayınlarda Cumhurbaşkanlığına 169, AKP’ye 301,5 saat ayrılırken MHP’ye ayrılan süre 15,5 saat ayrıldı.
Referandumda hayır diyeceklerini açıklayan Cumhuriyet Halk Partisi’ne 45,5 saat ayrılırken, Halkların Demokratik Partisi’ne hiç yer verilmedi.
Bu sürelere herhangi bir programdaki canlı yayınların da eklenmesiyle ortaya çıkan tabloda cumhurbaşkanlığına ayrılan süre 101 bin 41 dakika, AKP’ye ayrılan süre 18 bin 94 dakika, CHP’ye ayrılan süre iki bin 737 dakika, MHP’ye ayrılan süre 935 dakika oldu.
1-20 Mart tarihleri arasında TRT Haber'in 21 canlı programından altısı cumhurbaşkanı, 15'i AKP yetkilileri ile gerçekleşti.
1-20 Mart tarihleri arasında TRT Haber’deki canlı programlarda AKP'ye 568, cumhurbaşkanlığına 321 dakika ayrıldı. CHP, HDP ve MHP’ye canlı programlarda yer verilmedi.
Şimdi birileri çıkacak ve adil ve eşit şartlarda bir referandum sürecinin yaşandığını anlatacak. Tabi bu tablonun ardından kimin yüzü olacak anlatmaya, merak ediyorum doğrusu…
Bizler ülkemizin geleceğini yakından ilgilendirecek bir sistemi oylamak için sandık başına gidiyoruz. Bizlere yeni sistemi anlatacak haber ve canlı yayınların yanısıra, karşı çıkanların da neden karşı çıktıklarını anlatmaları gerekmez mi?
Gerçi zaten birileri, karşı çıkarak ‘Hayır’ diyenlerin sesini bilinçli bir şekilde kesiyor. Buna da ileri demokrasi ve ifade özgürlüğü deniyor(!) sanırım…