Önceki gün öğlen saatlerinde Suriye sınırında sıcak saatler yaşandı.
İddiaya göre sınırı geçerek Türkiye’ye girmek isteyen DAİŞ üyeleri, sınırda nöbet tutan askerlere ateş açtı. Ardından çatışma çıktı ve bir DAİŞ üyesi ölü olarak ele geçirildi.
Genelkurmay Başkanlığı IŞİD'in Kilis sınırındaki askerlere saldırısına ilişkin açıklama yaparak, Astsubay'ı öldüren IŞİD üyesinin, açılan ateşle etkisiz hale getirildiğini ve silahıyla birlikte ele geçirildiğini açıkladı. IŞİD üyesinin ölü olarak ele geçirildiği yönündeki değerlendirme, TSK'nin Suriye'ye girmiş olabileceğine yönelik işaret olarak değerlendirildi.
Bu ilk kez oluyor.
Bu güne kadar sınırın öte tarafından Türk askerlerinin burnunun dibine kadar gelen DAİŞ çeteleriyle Türk askerinin samimi görüntülerine alışmıştık.
Zaten bu görüntülerden dolayı da neredeyse tüm dünya Türkiye’nin DAİŞ’e destek verdiğini iddia ediyor.
Son 4 gündür Türkiye’nin gündemine iyice oturdu DAİŞ. Suruç’ta 32 masum insanı katleden bu vahşi örgüt üyelerinin yurda nasıl girdikleri tartışılıyor. Sanırım istihbaratın uyku saatine denk geliyor.
Bu saldırının etkisi devam ederken, bu olay ile bağlantılı olarak bu kez Ceylanpınar’da iki polisin vurulduğu haberi geldi.
HPG bu olayın Suruç saldırısına misilleme olduğunu açıkladı.
Önce Suruç, sonra Ceylanpınar…
İki saldırıda da saldırganlar hiç fark edilmemiş.
Bu damı istihbaratın uyku saatine denk gelmiş acaba.
İki polisin cenaze töreninde T konuşan Şanlıurfa İl Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı’nın söyledikleri ilginç.
Bakın neler söylüyor emniyet müdürü; “Maalesef son yıllarda kandan beslenen ancak barış ve kardeşlik sözünü dillerinden düşürmeyen bu odaklar, devletin tüm kurumlarına ve teşkilatımızın tüm hücrelerine giren örgütle de adeta kol kola girerek, ihanet sarmalını derinleştirmeye çalışıyorlar. Bu örgütün teşkilatımızın içerisine sızdırdıkları aracılığıyla istihbarat zafiyetleri oluşturulmaya çalışılmış, ilimizin plaka tanıma sistemi, abilerinden aldıkları talimatla kapatılarak asayiş ve terör olayları tırmandırılmaya çalışılmıştır. Bu örgüt tarafından Suruç'taki terör saldırısı fırsat bilinerek, istihbarat ve terörle mücadele birimlerinin başında gecesini gündüzüne katarak çalışan personelimiz gazete ve televizyonlarda yayınlar yapılarak, hedef gösterilmiştir. Bununla neyi amaçladıklarını iyi biliyoruz” diyor.
Emniyet müdürü, her altından çıkılamayan olay gibi kolayını bulmuş.
Topu ‘Paralel’e atarak işin içinden çıkıyor.
Ortada duran istihbarat zafiyeti bu şekilde örtülmeye çalışılıyor.
Olan Suruç’taki 32 sivil ve Ceylanpınar’daki 2 polise oldu.
Sanırım herkes işin kolayını buymuş.
“Paralel yaptı” diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar.
ADIYAMAN İDDİALARI ARAŞTIRILMALI
Ortalığı kana bulunan IŞİD Terör örgütünün önemli eleman kaynaklarından Adıyaman, konuşulan il konumunda.
Ortada dolaşan önemli bir iddia var.
Bu iddianın mutlaka araştırılması gerekiyor.
İddiaya göre Türkiye’den IŞİD örgütüne katılan ve çatışmalarda öldürülen IŞİD üyelerinin gizlice Adıyaman’a getirilerek burada gömüldüğü söyleniyor.
Bu iddiaya bir de şu açıdan bakalım.
Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi birkaç gün önce köşe yazısında çok ciddi bir rakam açıkladı. Selvi'nin iddiasına göre, ‘Türkiye'den son 3 yılda 10 bin kişinin Irak ve Suriye'ye gittiği söyleniyor. Bunların 7 bini IŞİD'e katılmış.’
Bu 7 Bin kişiden yaklaşık 3 Bin’i Türk. Yani Türkiye’den IŞİD’e katılmış.
Peki bunlar hangi ellerden?
Çatışmalarda onlarca IŞİD militanı öldürülüyor.
Bunlardan hiç biri bölge illerinden olmaz mı?
O kadar YPG ve YPJ’li cenazesi gelirken neden Batman ve çevre illere bir tane IŞİD’li cenazesi gelmez. Bu güne kadar ne Batman’da, ne de çevre illerde IŞİD cenazesinin geldiğini duyan var mı?
İşte bu sorular, IŞİD cenazelerinin Türkiye’ye getirilerek Adıyaman’da gizlice gömüldüğü iddiasını güçlendiriyor. Böyle ciddi iddialar mutlaka araştırılmalı ve gerçekler açığa çıkarılmalıdır.